Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

GEÇMİŞİ YAŞAMAK

GEÇMİŞİ YAŞAMAK

İnsan yaşlandıkça zaman geçtikçe geçmişine anılarına ve hatıralarına dönüyor bizler bugün yetmişin üzerinde olanlar günümüz gençlerinin misafirleri sayılırız çünkü bir ayağımız çukurda yaşıtlarımla bir araya gelince kısa kısa güncelden söz ettikten sonra hemen geçmişimize dönüyoruz geçmişi yeniden hatırlamak yaşamak güncelden çok daha kolay bu da bizim işimize geliyor günceli konuşurken insan daralıyor sıkılıyor hayat pahalılığı enflasyon siyasi olumsuzluklar gerçekten insanın hayatını daraltıyor geçmişi yaşamanın böyle bir riski yok sadece konuşuyor gülüyor anıyor onlardan söz ediyorsunuz mutlaka herkesin de geçmişe ait hatıraları anıları oluyor geçmişi konuşmak anmak sadece bir kısım insan için değil yaşayan bütün insanlar için hoş oluyor bizlerin gençliği genelde kırsalda köyde geçti kız kaçırma kavgaları çobanlık çiftçilik gibi işler yaptık geçmişten konuşulacak bir sürü şey bulabilirsiniz mesela askerlik anılarınızı konuşursunuz evlilik konularını düğün dernek hallerini anlatırsınız hiç değiştirmeden ertesi gün yine aynı şeyleri temcit pilavı gibi ısıtır ısıtır önünüze alırsınız bir Ali amca var seksen yaşında yani kilosu elliyi geçmez sıkıştı mı ah ulan siz benim gençliğimi görecektiniz der sonra da gençliğimde de bir halt değildim der gerçekten hoşsohbet bir adam ali amcanın öyküsü çok uzun da kahvede sandalyeye oturunca ayakları yere değmiyor ama kabadayılıkları dünyaları aşıyor sanırsınız ki köroğlu bu Ali amcanın üstünden daha fazlası yerin altındadır karıncanın yürümesinden haberi olur ben geçmişe dönüşü anlatıyorum ya mevlana da geçmiş geçmişte kaldı şimdi yeni şeyler söylemenin zamanı diyor haklı olan kim diyorsanız elbette ki Mevlanadır toplum olarak geçmişe dönmemizin geçmişin hatırlarını taze tutmamızın nedenleri güncelin sağlıklı olmayışından güncel asla mutluluk vermiyor güncelin sıkıştırdığı insanlar biraz da kolayına kaçarak geçmişe sığınmaya çalışıyorlar sorun bu kadar basit sokakta dolaşıyorum herkes gergin kimse kimseyi dinlemiyor kimsenin kimseye saygısı kalmadı şimdi böyle bir güncel doğal olarak gericilikmiş gibi olsa bile insanları geçmişin anılarına yönlendiriyor başka bir nedeni de insanın doğal durumu insan yaşlandıkça ister istemez geçmişe dönebiliyor okuyanlar anlayacaklardır isterseniz dünyanın en önemli devrimcisi olun hep ileriyi düşünün devamlı geleceğin kurgusunu kurun yaşlandığınız zaman istemeseniz de hayat sizi geçmişinize döndürecektir geçmişin temel kurallarından biri feodalizmdir feodalizmde ileriyi düşünmek suç gibi algılanır o dönem bu konuyu anlatan ileriye dönük düşünceleri olanlar ateşlere atılıp yakılmışlar yaşadığı zaman sık sık anneme nasıl konuştuğumu ilk söylediğim sözün ne olduğunu nasıl yürüdüğümü anlatmasını isterdim onun da çok hoşuna giderdi bu bire on katarak anlatır dururdu tabi benim de hoşuma giderdi geçmiş böyle bir şeydir toplum olarak birbirimize en çok anlattığımız en önemli konuların başında askerlik konusu gelir sonra gurbet sonra köydeki kavgalar kız kaçırmalar düğünler dernekler vs yani köylerde insanların en çok konuştuğu şeyler bunlardır bir de hasta olanlar hastalıklarını birinin başına bir şey gelmiş hapse falan düşmüşse o da cezaevi anılarını benim gibi biri tımarhaneye gitmişse o da onu anlatır sevgili dostlar bütün bu lafını ettiklerim halk edebiyatıdır sözlü edebiyat derler sevgili okurlar geçmişe dönmenin önemli nedenlerinden biri köylerden gelip yerleştiğimiz büyük kentlerde bir kent kültürü oluşturamadığımızdandır bu da çok kolay bir iş değil alışkanlıklıklarımızı kolay kolay terk edemiyoruz biz onları unutmak istesek de onlar bizi unutmuyor bir gölge gibi takip ediyorlar geleceğimizi geçmişimizi düşündüğümüzün onda biri kadar düşünebilsek gerçekten hem bir kent kültürü oluşturmuş olacağız hem de bilgimiz kültürümüz artmış olacak geleceğimizi bilimsel olarak hayata geçirmeye çalışacağız ama ne yazık ki genel kültür ve sosyal yapımız gereği geçmişin düşünü hemen hemen hiç kurmuyoruz bugünkü teknoloji ve bilimi geleceği düşünenler gelecek için mücadele verenler ve bu uğurda büyük bedelleri göze alan insanların yaptıkları işlerdir geleceği kurgulayabilsek çok daha mutlu olacağız ve çok daha rahat yaşayacağız bilimden eğitimden teknolojiden ve sağlık koşullarından herkes eşit derecede faydalanacaktır yani doğru olan geçmişi düşünmek değil geleceği planlamaktır geleceği toplum olarak kurgulayabilmiş olsak bir avuç zengin halkı sömüremeyecek dünya kapitalistleri ülkemizin gidişatına dil uzatamayacak milli gelirimiz ülkemizin içinde kalacak ve yatırıma dönüşecektir bu konuda ormanlar dolusu söz söylenir yazı yazılır ya gelecek bütün insanlığın özellikle de gençlerin umududur bu umudu karartmaya hiç kimsenin hakkı yoktur işsizlik açlık yoksulluk geçmişi mıknatıs gibi çeker bunu geniş geniş yazmanın da bir anlamı yok bu bilinir yaşamı ah vah geçen insanların umudu ne yazık ki geçmiş oluyor yirmi dört saatte o kadar çok şey oluyor ki bir konuyu anlatmadan ona çözüm bulmadan başka konular çıkıyor ortaya ne yazık ki hiçbir sorunlarımıza bir çare bulamıyoruz ha bu anlatma konusuna gelince bütün insanlar anlatıcıdırlar mesela bugün Türkiye’de o kadar çok şey anlatılıyordur ki birisi kendini över birileri partilerini över birileri aldığı arabayı anlatır başka birileri sokaktaki kapkaçlığını anlatır inanmıyorsanız Galata kulesine çıkın oradan bu yaşananları ve bu söylenen şeyleri dinleyin yaşam dediğimiz şey böyle bir şey anlatı üzerine kuruludur bunun başka bir ismi halk edebiyatıdır bir örnek vermek gerekirse benim hiç konuşmayan bir arkadaşım vardı adamın önüne dünyanın parasını dökseniz bir kelime söylemez ne oldu o adama derseniz eşi öldü eli öldükten sonra da onu susturamıyoruz eşinin ölümünü ne kadar hamarat olduğunu onsuz kendisinin hiçbir şey olduğunu anlatıyor dinleyeni olsun onlarca yıl bıkmadan usanmadan anlatır

Bu yazı toplam 830 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi