BİR GÜNÜN ANATOMİSİ
Öksürükten başlayalım çeşit çeşit öksürük biçimleri var öksürmelerinden verem olanları anlayabilirim ben de verem olduğum için bu mereti iyi bilirim bir de kuru öksürükler vardır soğuk algınlığı olanları hemen anlarsınız veremliler genellikle ince zarif yarım yamalak öksürürler ölüm sesi vardır içinde süreyyapaşa verem hastanesinde öğrendim tüm bunları dün bir kafede otururken kafenin arka sıralarından bir öksürük sesi geldi adam ha öldü ha ölecek gibi kısık kısık öksürüyordu adam öksürünce gençler hep birden başlarını öksürüğün geldiği tarafa çeviriyor tuhaf tuhaf bakıyordular yaşı yetmiş beşi geçmiş zayıf ince boylu pestili çıkmış bir adam gittim yanına oturdum hoşbeş sonra tanıştık yaşlılığın ne kadar kötü olduğunu anlattı baksana arkadaş dipte köşede kaldık biraz önce bir çay içeyim diye girdim buraya kimse halimizi hatırımızı sormuyor bir saat bekledim çay gelmeyince kendim istedim içmez olsaydım burada çay otuz lira küçücük bir bardak iki yudumda bitti gitti bir yıldan fazladır lokantaya gitmedim insanlar bir tabak yemeğin üç yüz lira beş yüz lira olduğunu söylüyorlar bu yüzden de kimse kimseye ne bir bardak çay ne de bir tabak yemek söylüyor eskiden böyle değildi dostluk komşuluk ölmüş gitmiş pahalılık yüzünden insanlar birbirine olan selamı sabahı kestiler senin anlayacağın kardeş insanlık bitti dün bir berbere gittim saç sakal bin lira sakallarımı kestirmeden çıktım bir de adam en ucuz berberiyim demez mi pahalıları da siz düşünün eskiden hamile kadınlara yaşlılara arabada trende yer verilirdi şimdi o da kalmadı adam yüzüme bakıp bakıp ince ince gülüyordu ne oldu amca bir aksilik mi var suratımda deyince yok ya ne olacak aslında güzel de bir adamsın sohbet etmenin tadını unuttuk şurada üç laf ettik vallahi moralim yerine geldi evde çocuklarımızla torunlarımızla laf edemiyoruz bütün dünyaları ellerindeki telefonlar olmuş tam kalkacaktım ki az ötemizde oturan yaşlı birini gösterip bana sen hiç şeytan gördün mü görmek istiyorsan bak göstereyim şu adam eskiden değirmenciymiş dün bana hem onu anlattı hem de hovardalık yapıyormuş ulan senin hovardalık yapacak halin mi kalmış nefes alıp veremiyor yürümeye hali kalmamış verenden kemikleri erimiş hovardalık yapıyormuş ulan senin şeytan suratına kim bakar leylek burunlu adam sağda solda palavra sıkıyor köyünde kim bilir kimin hizmetkarıymış bizim orada hizmetkarlara nöker derler dün yanında biri daha vardı o bundan da beter o da fal bakıyormuş bahtı kapalı olanların bahtını açıyor evlenemeyenlerin evlenmelerini kolaylaştırıyor çocuğu olmayanlara yol gösteriyormuş o da bunun gibi şeytanın teki dün ona sen insanlara kötülük yapıyorsun seni şikayet edeceğim dedim kızdı bugün gelmedi leylek suratlı adam sanki çok aradım onu da amcanın yanından ayrıldıktan sonra annemi babamı ziyaret etmek için mezarlığa gittim sıkıntılı olduğum kimi dertlerimin depreştiği zamanlarda mezarlığa giderim annemle babamla özellikle annemle konuşurum sevgili okurlar bir günü hafife almayın bazen günler bir asra bedeldir çok şeyler yaşanır kimi günler de kayda değer hiçbir şey yaşanmaz bu durum kişiye göre kişinin yaşamı algılamasına göre değişir insan bazen bir günde başkalarının bir asırda yaşayamacaklarını yaşar sonra bir kahveye uğradım onlarla yazıma başlık olarak koyduğum günlük yaşamla ilgili şeyleri tartışıyorduk sabah bir haber de halkın yüzde sekseninin psikolojik sorunlar yaşadığını anlatıyordu yine bitişik bir masadan orta yaşlı birisi onun diliyle konuşuyorum benim karı dün bir psikiyatriye gitmiş doktor şunu yap bunu yapma diye bir sürü şey söylemiş sonunda da yenge hanım evin yansa bile fazla sorun etmeyeceksin deyince bizimki sen misin bana bunu söyleyen doktorla bir güzel kavga etmiş doktora senin ağzın ne söylüyor deli misin nesin benim evim yanacak ben nasıl umursamayacağım diye çıkışmış işte burada da bana iş düşüyor bunun üzerine ne söylenir sizce elbette ki eğitim sevgili okurlar balkonsuz evlerden balkonlu evlere ahşap evlerden beton evlere müstakil evlerden apartmanlara apartmanlardan rezidanslara oradan da gökdelenlere taşındık ama ne kafamız değişti ne kültürümüz ne de bilincimiz sadece evden eve taşındık o kadar bunun da hiçbir önemi yok kafalarımız değişmeyince en lüks arabalara da binsek şatolarda da otursak hiçbir şey ifade etmez bu yüzdendir ki o hanımefendi doktorla kavga yapmış doktor ona başka ne söyleyebilirdi ki birkaç gün önce Amerika’da büyük bir tartışma yapıldı bilim insanları ve kimi devlet adamları önümüzdeki yaşanacak yüzyılı tartıştılar ve çıkan sonuç önümüzdeki yüzyılın teknolojik çağı olacağı söylendi Hindistan başbakanı da oradaydı Türkiye’deki gündem nedir derseniz bunun cevabını da size bırakıyorum
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.