Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

ZENGİNLER VE FAKİRLER

ZENGİNLER VE FAKİRLER

Zenginlik sahiplikle ilgilidir zenginler yaşadıkları ülkelerin en önemli gelir getiren petrol kimya verimli topraklar otomotiv gibi gelir getiren kaynaklarının sahipleridirler sahiplikleri buradan geliyor imtiyazlı ayrıcalıklı ve bağımsızdırlar yani yoksullar gibi yaşamazlar sağlıktan eğitime eğitimden yeme içme giyinmeye yoksulluk çekmezler onları uzaklarda aramamıza gerek yok ülkemizde de nasıl yaşadıklarını nelere sahip olduklarını biliriz benim içimi acıtan zenginlikleri değil içlerinde çalıştırdıkları işçiler kadar bile vergi vermemeleridir verenler de yatırım teşviki altında ya hiç vermezler ya da az verirler ülkemizdeki değerli arazilerin fabrikaların yatların özel hastanelerin lüks okulların sahipleri de bu insanlardır bu yazıyı içlerinden biri okumuş olsa kesinlikle bana çalış senin de olsun derler bende onlara kırk yıl gece gündüz çalıştım sahip olduğum kırsal kesimde yedi kişinin ortak malı olan sadece bir daire edindim çalışmakla yatlara katlara büyük arazilere maden ocaklarına kimse sahip olamaz yalnızca ortalama bir yata sahip olmak için benim gibi bir insanın yemeden içmeden altmış yetmiş yıl çalışması gerekir bu şartlarda elbette ki yoksulların zengin olma şartları sıfırdır çalışmakla zengin olunabilse ülkemizde seksen beş milyon insanın en az seksen milyonu zengin olurdu yoksul bir halk olduğumuzu herkes bilir unutmadan söyleyeyim hastalıklarımdan dolayı tımarhane ve verem hastanelerinde yattığım dönemlerde bir tane bile zengin birine rastlamadım hastalıkların bilinen en önemli kaynağı yoksulluktur yoksul olmadıkları için insanlar hasta da olmuyorlar yoksul ülkelerde özellikle de ülkemizde yoksulların ortalama yaşam oranı elli bilemedin altmıştır oysa zenginler yüz yaşını bile geçebiliyorlar sevgili okurlar ben neden yoksul olduğumu neden hastalıklarla boğuştuğumu tımarhanede öğrendim yani orada kendimi fark ettim rus yazar Çehov’un altıncı koğuş isimli bir eseri var tımarhaneye insanların neden düştüğünü anlatıyor en ilginç tarafı da hastaların delirttikleri bir doktorun kısa öyküsüdür deliren doktoru yetiştirdiği bir öğrencisi tedavi etmeye çalışır yani yoksulluk yüzünden insanların nasıl delirdiğini anlatan bir öyküdür yoksulluk yoksulluk deyip anlatıyorum ya içinizden birileri yoksulluk edebiyatı yaptığımı sanabilir asla böyle bir şey yapmam böyle anlamak isteyenlere soruyorum siz hiç elinize tutamayacağınız kadar küçülmüş bir kurşun kalemi aldınız mı ben aldım zengin çocuklarının kullandıkları dolma kalemleri yediği yemekleri giyindiklerini rüyalarımda bile görememişimdir yoksulluğum yüzünden söylediğim yalanlar istemeden yaptığım kötülükler bilerek söylemediğim doğrular vardır zengin biri olsaydım kesinlikle çirkinlik ve yanlışlık olarak bilinenleri asla yapmazdım şimdi yine içinizden birileri neden yalan söyledin ki söylemeseydin diyebilir herkesi demiyorum ama büyük çoğunluğumuz iyi bir işe girebilmek için mutlaka yalan söylemişizdir ben söyledim şuyum yok buyum yok diyerek söyledim hem de elbette ki yalana ve bütün çirkinliklere de karşıyım yalan söyleyip söylememek göreceli bir konudur ama yoksulluğumuz yüzünden istemeden çoğumuz yalan söyleriz hem sonra yoksulluğun paylaşabileceği hiçbir şey yoktur istenirse zenginlik paylaşılabilir bu sözlerimden zenginlerin yoksullardan üstün olduklarını da anlamayın asla böyle bir şey söylemem benim istediğim şey hiç kimse yoksul olmasın herkes zengin olsun günümüzde olduğu gibi zenginliğin kaynağı sömürüdür hiç kimse sömürülmeyi istemez önemli olan zengin ya da yoksul olmak değil önemli olan insan olmaktır çünkü yalanın dolanın bütün kötülüklerin kaynağı yoksulluktur hiç hak etmedikleri halde bir lokma ekmek parası için insanların zenginlere nasıl yalvarıp yakardığını bilirim arsızın düzenbazın karşısında ezilip büzülürüz ve bunu da bilerek yaparız çünkü mecbur kalırız aptalca kimi insanların fikirlerinin yanlış olduklarını bile bile doğru olduğunu söyleriz zenginlerin zengin olmalarının nedenlerinden biri de işte bu yoksulluktur ben zaman zaman yüzyıldır iktidara gelenleri düşünürüm de maalesef bu insanları biz yoksullar iktidara getirmiş oluruz kendimize layık görmediğimiz güzel işleri onlara layık görürüz yoksulluk böyle zalim bir şeydir atinalı bir filozof cenaze törenleri için malzeme satan zengin bir dostunu bu yüzden eleştirir adam da filozofa benim tüccar olduğumu unutuyorsun yoksulluk olmasaydı yüzlerce hastanemiz cezaevlerimiz tımarhanelerimiz yoksullar mezarlığı kötülük olmayacaktı

Bu yazı toplam 1144 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi