İnsanı anlamak hayatı anlamaktır hayatı anlamak onunla uyumlu barışık yaşamaktır insan kimdir yeryüzünde ne zaman görülmüştür bugünlere nasıl gelmiştir var olma amacı nedir işte bu soruların cevabını bulmak için insanı tanımak gerekiyor varoluşundan günümüze kadar geçen zamana beş milyar yıl olduğu söylenir bu uzun zaman süresince başta filozoflar olmak üzere bilim insanları insanı anlamaya çalışmışlar bu anlamda milyonlarca kitap yazıldı çok söz söylendi türküler şarkılar bestelendi destanlar yazıldı yani insanın doğduğu günden günümüze onun için kutlamalar yapıldı törenler düzenlendi ve kurbanlar kesildi öldüğünde de ağlandı arkasından ağıtlar yakıldı şair boşuna dememiş onlar havada kuş yerde karınca kadar çokturlar ağlayan gülendirler tarihte onlar için çok şey söylendi yazıldı çizildi bir dönem ilkel zamanlarda mağarada yaşadı sonra gruplar halinde yaşamaya başladı şimdi de çağımızın sistemi modern çağda yaşıyor bu kadar macerası olan evrile evrile gelişip dönüşen başka bir canlı yoktur dünyada işte bu yüzden insanı anlamak doğayı anlamaktır demişler bu anlamda fikir yürütenlerden biri de Viyanalı doktor Freud’dur insanı anlamaya kendinden yola çıkmış dünyada eşi benzeri olmayan bir gerçeklikle yani insanın bilinçaltı gerçekliğiyle insanı anlatmaya çalışmıştır yani insanı anlamak için bilinç altındaki saklı gizli gizemli şuuraltı dediğimiz alanı anlamak gerekir bir iki kez oturup kalkmakla yüzüne bakmakla hiç kimse insanı anlayamaz Romayı yaktığı söylenen acımasızlığıyla ün salmış olan Neron da bir insandı idam edilmesi gereken birine karar vermesi için önüne konulan kağıda bakıp ağlamış keşke gözlerim kör olsaydı hiç okuma yazma bilmeseydim demiş gelin de şimdi Neronu anlayın bakalım Neronu anlamak Sokratesi anlamak ünlü filozof Diojeni anlamak köyünde bulutlara bakarak kar mı yağacak yağmur mu yağacak diyen köylüyü anlamak gerçekten çok zordur insanı anlama konusunda büyük merakı olan bu konuya ait kitaplar yazan insanlardan biri de rus yazar Dostoyevskidir insanı anlamak için bu kadar büyük bir merakı olan yazarı anlamak da çok zordur o yaşamı boyunca o kadar sık o kadar hızlı değişimler göstermiştir ki bugüne kadar anlaşılamamıştır onu anlamaya çalışanlardan biri de benim birbirimizin ayrılıklarımızdan daha çok benzerliklerimiz var kimi faşist demiş kimi sosyalist kimi deli demiş kimi dahi fikirleri yüzünden Çarlar tarafından toplama kamplarına gönderilip cezalandırılmıştır insanı anlamanın önemli kazanımlarından biri de birbirlerini anlayan seven varlıklarına saygı gösteren bireylerin birlikte yaşamak için oluşturdukları toplumdur birbirlerini anlayan insanların oluşturdukları toplum bilinçli duyarlı medeni toplumlardır ve rahat yaşarlar bu anlamda Türk toplumu olarak bu konuda çok başarılı sayılmasak da kötü durumda da değiliz toplum olarak birbirimizi anlama anlamında belki de dünyanın en önemli toplumlarından biriyiz bizi bu konuda yanılgıya düşüren başta politikacılar ve sömürücü kapitalistlerdir sevgili okurlar kendimizi anlayabilmemiz için önce dışımızdaki toplumların tarihini kültürlerini iyi bilmemiz gerekir ne yazık ki toplum olarak okuyup yazmamadığımız için dışımızdaki toplumları pek iyi tanıdığımızı söyleyemem kendi tarihimizi ve kültürümüzü bile ne yazık ki tam olarak bilmiyoruz bu anlamda eğitim sistemimiz yüzde yüz kusurludur aydınlarımız da ne yazık ki bildiklerini halkla paylaşmamışlardır elbetteki ne bireyi anlamak ne de toplumu anlamak çok kolaydır insan kararsız devamlı değişen dönüşen bir varlık bugün güzel dediğine bir gün sonra çirkin diyebiliyor kötü dediğine de iyi diyebiliyor sevdiğini sandığı insanları bir süre sonra sevmediğini düşünüyor gelin de çıkın bu işin içinden bir örnek vermek isterim bir yolculugum sırasında 40 yıl hırsızlık yapmış birisiyle tanışmıştım adama ne iş yaptığını sorunca hınk mınk etmeden dürüstçe hırsızlık demişti şaşırdığımı görünce de şaşırma kardeşim niye inkar edeyim ki yaşadığım hayatı işlerimi epeyce de düzeltmiştim arabam evim yazlığım bile vardı ama bir gecede hepsini oğlum kumara verdi bitirdi