Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BEN ÇAĞIMIN TANIĞIYIM

BEN ÇAĞIMIN TANIĞIYIM

Saint Exupery ünlü yazar doksan yaşlarına doğru ölmeden kısa bir süre önce ben çağımdan utanıyorum demiş yine ünlü yazar albert camus bu fikre ilk karşı çıkanlardandır ben ne çağımdan ne de kendimden tiksiniyorum böyle asla yaşayamam konuya özgün uzun özgün bir eleştiri yazar bu tür konular kişiye göre değişir sevgili dostlar bizler yani puan yaşayan yetmiş beşin üzerinde olanlar yaşadığımız bu yüzyıldan memnun muyuz mesela toplum olarak gerçekten mutlu olabildik mi insanlar yaşadığımı itiraf edebiliyorum diyebilirler mi yani çağımızda kardeşlik eşitlik ve barış sağlanabildi mi ülkemiz sanatta edebiyatta bilimde yüksek değerlere çıkabildi mi ben de kendimce yaşadığım bu yüzyılın tanığıyım yaşadığım çağı asla reddetmiyorum ama mutlu olduğumu da söyleyemem son yetmiş beş yılda çok büyük kötülükler yıkımlar yaşandı üç büyük askeri darbe oldu bir milyona yakın insan fişlendi yüzlerce milliyetçi onbinlerce devrimci farklı biçimlerde fikirlerinden dolayı cezalandırıldılar deniz gezmiş gibi bir cumhuriyetçi ve devrimci asıldı halk olarak istediğimiz demokrasiye ulaşamadık insan haklarına riayet edilmedi hak hukuk adalet olmadı yetersiz beslenme yüzünden verem hastanelerinde kan kusarak ölen insanlar gördüm açlık yoksulluk garibanlık ülkemden hiç çıkmadı bu yüzden intihar edenler oldu hangi birini söylesem ki fikirleri yüzünden yazarlar şairler büyük sanatkarlar cezalandırıldı yine düşünceleri yüzünden tımarhanelere düşenler oldu ve ben bunları gördüm sevgili dostlar emperyalist Amerika’nın Japonya’nın hiroşima ve Nagazaki gibi şehirlerine atom bombası attı çeyrek milyon insan öldürüldü doğa tahrip edildi yakıp yıkıldı bugünün gençleri bilmeyeceklerdir belki duymuşlardır hiroşimanın üstünde uçan baharın geldiğini haber vermeye çalışan kuşlar ya da barış güvercinleri değildi tonlarca ağırlığında çelikten yapılmış ölüm kusan bir canavardı atom bombasını atan uçaktı o ben insanlığı yok edeb bu cinayetten yedi yıl sonra doğdum aklım kestikten sonra ilk öğrendiğim büyük olay bu olay olmuştu doğduktan on yıl sonra Amerika’nın nasıl barbar bir ülke olduğunu öğrendim şimdi de İsrail’in Filistin’e açtığı savaşta yüzlerce kadın çocuk öldürülüyor bin yıllık birikim yok ediliyor ayrıca da yeni bir savaş dünya savaşı tartışılıyor bugün olacak yeni bir dünya savaşında bomba değil hidrojen bombası atılacağı söyleniyor bütün bunları duymak gerçekten insana büyük mutsuzluklar veriyor hiroşima yanarken ben annemin karnında bile değildim ama İsrail’in Filistinli bombalamasını dakika dakika izledim ve insanlığımdan utandım tek başıma yapacağım bir iş de yok bu yüzden bütün savaşlardan ve savaşları çıkaranlardan nefret ediyorum ben insanların mutlu olmalarından birbirlerini sevmelerinden saygı göstermelerinden yanayım sevgili dostlar ben çağımdan yanayım demekle hiçkimse çağından yana olmaz çağımdan yanayım demek çağın getirdiği kötülüklere karşı çıkmak gerekir mesela Tolstoy, Dostoyevski, Mehmet Akif gibi büyük insanlar çağlarına tanıklık etmişlerdir Tolstoy tanıklığını savaş ve barış dostoyevski suç ve ceza yaşar Kemal ince Memet Mehmet Akif istiklal marşını yazmakla göstermiştir yaşadıkları dönemin iyilik ve kötülüklerini sadece yazmakla kalmamışlar pratik olarak her türlü kötülüğe kafa tutmuş isyan etmişlerdir ben de dilimin döndüğü kadar yazmaya çalışıyorum yetmiş dört yıllık ömrümde ara sıra küçük iyilikler güzellikle yaşanmış olsa da benim ülkemde yapılan bütün anayasalar zenginlerin ve kapitalistlerin çıkarlarını ön planda tutmuştur halk ve adalet devamlı zenginleri kollamış korumuştur bu anayasaların üç tanesi bütün dünyanın bildiği gibi darbe anayasasıdır neyini söyleyeyim ki siyasi partiler iktidara gelmeden önce eğitim sağlık parasız olacak eşitlik olacak demokrasi tam uygulanacak demişler hükümet olduktan sonra ülkeyi sözde karşı oldukları bu darbe anayasalarıyla yönetmişlerdir bu yüzden siyasi partilerden kesinlikle davacıyım ülkemde yüzlerce genç insan işsizliğe açlığa yoksulluğa mahkum edilmiştir fikirlerinden ve inançlarından dolayı insanlar ötekileştirilmiştir ülkemizdeki siyasi partilerin hiçbirisi sanattan edebiyattan ve bilimden yana olmamıştır ama olmuş gibi görünmüşlerdir bu anlamda daha yüzlerce şey söyleyebilirim son olarak isterim ki bugün benim yaşımda olanlar onlar da benim gibi yaşadıklarını itiraf etsinler yani yaşadıkları bu son yüzyıla tanıklık etsinler duyarlılık gösterip ülkelerine yapılan anti demokratik olan her şeyi eleştirsinler ve söylesinler sevgili okurlar bu ülkeye demokrasi ancak böyle gelebilir mevcut olan siyasi partilerin hiçbirinin demokrasi derdi yoktur çünkü hiçbirinin ekonomik derdi yoktur bu ülkeye demokrasiyi getirecek bu ülkenin köylüleri işçileri insanlıktan yana olan esnafları sokakta boş gezenleridir

Bu yazı toplam 1351 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi