Dahilerin yaşam öykülerini okuduğum zaman sık sık acaba bende de bir dahilik var mı diye düşünürüm içimdeki o ses sen bir çobansın çobandan dahi olduğu görülmüş mü olsa olsa sende biraz delilik olabilir sevgili okurlar çoban deyip geçmemek lazım öyle herkes çobanlık yapamaz dünyanın en dahi insanını getirseniz bir köyde 3 koyunu otlatamaz az çok otlattığınız sürünün dilini bileceksiniz bulunduğunuz coğrafyayı iyi tanıyacaksınız bulutlara bakarak hava durumunu anlayacaksınız elbetteki ben bir dahi değilim ama dünyaya gelmiş gitmiş hatta yaşayan dahileri biraz bilir ve anlarım mesela tüm zamanların dahisi olarak bilinen Da Vinciyi , j.j Rousseauyu , Tolstoy’u , dostoyevskiyi , Einstein’ı ve Van goghu iyi bilirim yaptığı işlerin hiçbirisi mucize değildir akla ve mantığa dayanan işlerdir bütün dahiler doğruyu bulmanın yollarını aramışlar mesela Volter doğru dediğimiz şey dünyaya yararlı olan şeydir der teknolojik ve bilimsel anlamda kimsenin aklına gelmeyecek şeyleri düşünmüşler ve bunların çoğunu da gerçekleştirmişlerdir bütün bunlar sıradan insanın hayalini bile kuramayacağı şeylerdir mesela Kunt doğruyu bulmak için aklın ötesinde bir şeylerin olduğunu söyler aklın ötesinde var olan şey doğuştan insanda olan şeylerdir bunları ne ben açıklayabilirim ne de bugüne kadar doğru düzgün açıklanabilmiştir bunlar gizli karmakarışık kavramlardır ermişler dervişler kimi matematikçiler felsefeciler kendilerini biraz bu kavrama sokarlar çevreleriyle ilişkilerini keserler freud bu kimselerin genelde saplantılı olduğunu söyler dahilik göreceli bir kavram bir kısım insanın dahi olarak değerlendirildiği kimseleri başka birileri kabul etmezler bu da normaldir bu konuda önemli bir kıstas var o da eleştiridir herkesin iyi bilmesi gerekir ki eleştiri delil gösterilerek yapılır zan üzerine yapılmaz ima üzerinden hiç yapılmaz bir konuyu eleştirmek için o konuyu iyi bilmek gerekir dahi dediğimiz bu özel insanların haklarında ileri geri onlara hakarete varan sözler söylemek kötülüklerin en kötüsüdür yaşamlarıyla ilgili yazılmış yüzlerce kitap dergi gazete vardır zahmete katlanıp eleştirecek insanların hayatları hakkında sağlıklı bilgiye sahip olmamız gerekir neyse bu konu uzun derinlikli bir konu ama ünlü ressamımız Fikret Mualla , neyzen tevfîk’in dahi oldukları bilinmektedir dahilerden hep olağanüstü olmaları münzevi bir hayat sürmeleri herkese benzemeleri istenmiştir bu konuda en güzel sözü Fransız yazar Balzac söylemiştir demiştir ki dahi herkese benzer fakat hiçkimse dahiye benzemez hemen şunu da söylemek gerekir ki Balzac da bir dahidir hemde tartışılmayacak bir dahidir sönmüş hayaller ve Goriot baba isimli eserlerini okursak bunu görürüz yazımın başlığındaki deliler sözünü kendim için kullanıyorum kimse alınıp benim için mi söylüyor diye kuşkuya falan kapılmasın delilik utanılacak korkulacak bir şey değil IQ seviyesi yüksek olanlar deli olabiliyorlar benim için dahilerin bir tanesi bile yüzlerce fabrikatörden politikacıdan tüccardan ve simsarlardan çok daha özel ve çok daha önemlidir Neyzen tevfîkin beş dakikalık neyine üflemesini dünyanın servetine değişmem ülkemizde ne yazık ki edebiyatçılarımız şairlerimiz sanatçılarımız hiçbir dönem sevilmemiş iktidara gelen siyasi partiler bırakın dahileri yazarlara en hafifinden şairlere tahammül edememişlerdir çünkü korkuları halkı aydınlatmalarıdır aydınlatılmış halkı istedikleri gibi yönetemezler de ondan ülkemizde dahilerin ortaya çıkabileceği bir eğitim sistemi de hiç olmadı ne yazık ki bu yüzden yüzlerce dahimiz ortaya çıkmadan harap olup toprağa karıştı ortaya çıkanları da sürgün ettiler aç bıraktılar ve cezalandırdılar okumayan bir toplumuz okuyan toplumlar edebiyatçılarına sanatçılarına bilim insanlarına sahip çıkıyorlar bugünkü dünyamız o dahiler tarafından bu hale gelmiştir bir ressam bir elmayı çizerken elmayı değiştirir onun elmayı değiştirdiği kadar elma da ressamı değiştirir bu yüzden diyorum ki dünyanın insanlığın değişimini sanatçılar edebiyatçılar ve bilim insanları gerçekleştirmiştir