Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

 YARATICI KADINLAR

 YARATICI KADINLAR

Kimi yaratıcı kimi bıçkın kimi duyarsız kimi çirkin ve kimi de çirkin kadın var dünyada. Çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır derler. Benim için bütün kadınlar güzel ve zekidirler. En güzelleri de annemdir. Birileri için bu düşünce yanlış olabilir en azından çoğu erkeklerden  yaratıcıdırlar. Bundan dolayı diyorum ki Türkiye'de demokrasinin olabilmesi için kadınlara ihtiyacımız var. Türkiye'de  ne zaman kadınlarımız birey olursa bilinçlenip ve bu bilinçlerıni de eyleme dönüştürürseler Türkiye'de de demokrasi olur. Kardeşliğimiz eşitliğimiz kadınlarımızın  bilinçlenmesine bağlı. Demokrasiye ancak bilinçli insanlar sahip çıkabilir.
Şimdi bu konularda dünya kadınlarına örnek olmuş bir kadın romancıdan söz edeceğim. İsmi  Georg Dand. Yapıtlarıyla olduğu kadar kişiliği ve eylemleriyle de 19'uncu yy. etkilemiş bir yazar.
Fransa'nın en romantik kadını... Fransız burjuvazisinin kadınlara ayırdığı yeri reddetmiş, sisteme baş kaldırmış ve ömrünün sonuna kadar da bu tavrını sürdürmüş Sand. Ne bir köylü ne de bir işçidir. Soylu bir kontestir o. Ünlü yazar Tolstoy gibi o da bu tavrından dolayı hem mensubu olduğu sınıf tarafından hem kilise tarafından afaroz  edilmiştir. Bunlar hiç kolay işler değildir. En çok etkilendiği yazar Fransız devriminin teorisyenlerindan Rousseu'dur. Yaşam sevgiden başka bir şey deyğildir. Sevmeyenler yaşayamazlar. Georg Sand isyancı fikirleriyle ve de aykırı giyimiyle  toplumunun dikkatini hep çekmiş, hayatı boyunca kot pantolununu çıkarmamış, purosunu da bırakmamış. Gericilerin tüm tavırlarına karşı dik durmuştur. Türkiye'de ona benzer kadınlar var tabi. 
En başlarında da ünlü yazarımız Tomris Uyar gelir. Yine yazar Mine Urgan ve Halide Edip Adıvar gelir. Sistemin  adaletsizliğini anlatan bir Türk kadını şöyle seslenir; mazlum geldim mazlum gidiyorum.  Gelinlerin en kıymetsiz olduğu zaman gelin oldum ve yaşlıların insan yerine koyulmadığı zamanda yaşlandım. İnsanının yüreğini dağlayan sözler. Ayrıca bu sözler ülkemizde kadınlarımızın toplumdaki yerini  anlatıyor. Biz erkekler için söylüyorum, bu insanlar için en kolay iş kadınlara hakaret etmek, öldürmek ve canları istiyorsa birkaç kadınla evlenmektir. Bir de zaman zaman ülkemizden yurt dışına giden beyin göçünden söz ediliyor.
Ülkemizin aydınları bu insanlar kalıp ülkelerine faydalı olacağı  yerde göç ediyorlar. Aydın olan insanlar kötülüklere direnir, halkını örgütler, halkına önderlik yapar. Yazıklar olsun başka ne diyebilirim... İşte George Sand'dı, bunun için anlatıyorum. Sand eleştirdiği Fransız devlet sisteminden ve toplumundan kaçmıyor. İşte yürekli ve vatan sever bir kadın ve bir aydın.
 Şimdi Melek isminde bir Türk kadınını anlatmaya çalışacağım. Melek epey yıllar önce bir köy ağasının marabasıyla evleniyor. Doğrusu maraba onu kaçırıyor, çok güzel bir kadındır. Ağanın küçük kardeşinin gözü vardır kadında ve sonunda kadını alır başka bir kadınımız da einden ayrılır ayrılmaz bir başkasıyla evlenir. Köylülerin tepkisi karşısında şu sözleri söyler; ben eşimi değil eşim beni boşadı. Eşim başka biriyle evlenmek için yaptı bunu. Babamın evine gidemezdim çünkü istemedi. Eşim hiçbir şey de vermedi, evim barkım da yok, işim de yok, ne yiyip ne içecektim ben. Devlette ilgilenmiyor, sanırım bu iki örnek ülkemizde kadının yerini gösteriyor...

Bu yazı toplam 2950 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi