ÖLÜ CANLAR
İki saattir otobüsteyim sıkıntıdan ölmek üzereyim konuşur rahatlarım diye bir iki kişiye hoş beşten sonra iki sözün birini futbola ve politikaya benimsedikleri partiye getirdiler parti başkanlarını ve futbolculara övmeye başladılar sevmediğim iki şey varsa biri futbol diğerinde siyaset bilimine uymayan politikadır. İnsanlarımızın büyük çoğunluğunun kendi fikirleri yok benimsedikleri partileri başkanları ve okudukları gazetenin patronları gibi düşünüyorlar bizim politik yaşamımız da genelde fakirlerin çoğu zenginlerden yana tavır koyarla bu durum düşündürücü üzücü bir trajedidir.
Camdan dışarı bakıyorum sağım solum çok katlı binalar kocaman şehir bir beton yığınına dönüşmüş maalesef gözüme hoş gelebilen ve ruhumu dinlendiren bir şey yok ölü bir kente dönüşmüş. İzmit otobüste ne bir kitap okuyan nede bir gazete okuyan var bir kısmı uyuyorlar uyumayanlarda kafalarını ellerindeki telefonların içine sokmuşlar bir hırsız gelse valizlerini boşatsa haberi olmaz.
Orhan veliyi bu gün çok daha iyi anladım: hani beni havalar hasta ediyor diyor ya, beni de okumayan kendi fikirleri olmayan fakir olup zenginler gibi düşünen ve zenginleri kendinden üstün tutmaya çalışan insanlar hasta ediyor… Türkiye’nin dahi ressamı. Fikret Mualla sabahleyin dörtte uyanıyorum. Gözümü açınca yine yaşıyorum ölmemişim diye üzüntü çöküyor üstüme diyormuş. Türkiye maalesef şairlerin yazarlarına, ressamlarına ve müzisyenlerine sahip çıkmayan bir ülke durumuna getirildi şu içinde bulunduğum otu bu sun içinde Fikret Mualla’yı tanıyacak bir tane insan yoktur.
Ama yaşlı bir gazeteciye ağza alınmayacak küfürler eden dövmeye çalışan ukalayız ve cahil bir topçu olan arda efendiyi tanıyan seven resmini evinin baş köşesine asanlar var ve çoğunluktadır Fikret mualla açlıktan öldü ölürken vatan mahzun ben mahzun dedi: hayallerim ve ütopyalarım olmazsa yakın bir tarihte güzel ve aydınlık ki günlerin geleceğini bilmesem inanın yaşayamam. Türkiye umutlarını ve ütopyalarını yitirmiş ülkenin bütün gelirini üç-beş zengin ailenin kasasına doluyor ülkemin girdiği her krizden bu aileler karlı çıkıyorlar otobüs Gebze’ye yaklaştı az sonra Gebze’de olacağım. İzmit ne ise Gebze’de o dün o otobüste yaşadığım kötü gün bugün yeni bir gün “ Mevlana düne dair ne varsa dünde kaldı cancağızım. Bu yeni bir gün yeni şeyler söylemek lazım demiş; yaşama ve insana dair bu sözlerden daha iyi bir söz söylenemez.
Bu gün biraz önce sokaklarda bir anket yaptım yirmiye yakın insana sizce hayatın bir anlamı var mı…
Ben kimim neyim bu dünyada görevim nedir diyor musunuz?
Kendinize soruyor musunuz ?
Diye iki soru sordum :
İnsanın insanlar yüzüme baktı baktı kaçtılar içlerinden bu deli yine ne işle uğraşıyor demişlerdir böylesi önemli şeyleri düşünmüyor insanlarımız tabi bunun böyle olmasında eğitimin ve yönetimin büyük payı var bu ayrı bir sorundur. Ben kimim? Bu dünyada niçin varım? Ülkeme ve dünya insanlığına bir faydam var mı? Hayatın bir anlamı var mı? Ve hayatı nasıl anlamlı bir hale getirebiliriz düşünmeliyiz buda okumakla olur hayat çözmeye çalıştığımız bir bulmacaya benzemez. Sonraki sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez demiş ( aman sende boş ver o kahini ) ne diyorsak diyelim ama o artık bu cahillikten kurtulalım bunu yolu da kendi kendimizle yüzleşmemizden geçiyor okumadan estetik deneyimlerimizi ve beyeni kültürümüzü asla geliştiremeyiz. Dünyayı da tanıyamayız bu tün şeyleri devletten beklememeliyiz yapmıyor devlet yapmaz da yapsın da yılanla yatağıma girsin halkın kültürlü olması devletin işine gelmez kültürlü bilinçli halkı devlet istediği gibi yönetemez iş başa düşmüştür herkes kendi kendini bilinçlendirecektir okuyarak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.