KADININ DİLİ
Kadın tanıştığı adama bir süre sonra ilk söz olarak bizim dilimizi biliyor musunuz? Diye sordu. Adam hiç beklemediği bu sorunun karşısında ne cevap vereceğini bilemedi. Sıra dışı davranışlar böyledir. Karşısındakini zor duruma sokar. Kadın bir adım daha atar ona dilimiz der kadınların bir dili var, ben bu dili az çok bilirim. Biz erkeklerin bir eksikliği bu dili önemsemediğimizdir. Çoğumuz kadınları sıradan kendimiz gibi biliriz oysa ki, detaycı, duygusal ve çok heyecanlı varlıklardır.
Bir kadın annesine eşini şöyle anlatır;
‘’Mehmet akşam eve geldiğinde bir gün önceki gibi morali bozuk çok sıkıntılıydı. Benimle ilgilenmedi, yeni aldığım penyeyi bile görmedi, yemekte yemedi, galiba artık beni sevmiyor anne.” Kadınlar böyledirler her hareketten bir anlam çıkartırlar ve her konuyu derinlemesine incelerler. Kılı kırk yararlar, karşılarındakini devamlı değişip dönüştürmeye çalışırlar yani güzeldirler, hamarattırlar ama aynı zamanda felakettirler. En doğal halleriyle böyledirler.
Şimdi devlet yönetimine gelmiş sanatın zirvelerine yükselmiş ve erkekleri yakmış, köleleştirmiş Kleopatra,Diyana, Katarina, ve Solema gibi sıra dışı birkaç kadından söz etmek istiyorum. Sevdikleri erkeklerin hem bereketleri hem felaketleri olmuşlar. Leyla’nın büyüklüğü ve büyüsü güzelliğinde değil Mecnun’u çöllere düşürüp delirtmesinde saklıdır. Nietzsche’nin dengesini bozan Rus güzeli Soleme Fruydun feleğini şaşırtmış ve Rilke’yi de tımarhaneler düşürmüştür…
Kadınlar konusunu anlatıp da sevgili annemden söz etmeden geçemem. Bie elinde yem torbası tavukları yemler öteki eli ile köpeği, kediyi yallardı. Sıkıldığı zaman kedimiz Minnoş’u kucağına alır onunla insanlarla konuşur gibi konuşurdu. Eva Peron annemin eline su dökemezdi ona Ülkesini değiştiren kadın derler. Arjantin halkını en alt tabakadan aldı, devlet yönetimine getirdi bir konuşmasında “Bütün yapmak istediklerimi yaptım, söylemek istediklerimi söyledim sadece devlet yönetmedim, eşime kadınlık da yaptım, çocuklar doğurdum.” der. Halk arasında ismi Euita’dır. O ayrıca bir First Lady’dir de. Dünyada büyük değişimlere ve romanlara konu olmuş kadınlardan biri de Tolstoy’un Anna Karanina isimli bir romanın kadın kahramanı Anna Karanina’dır. Bir diğeri de Gustave Flaubertin Madam Bovary isimli roman kahramanı Emma’dır. İkisi de çok zeki yaratıcı ve ilginç kadınlardır bu konuda ki ortak yönleri ikisinin de eşlerini aldatmalarıdır. Anna bir Rus bakanın, Emma bir köy doktorunun eşidir ve ikisi de intihar ederek hayatlarını kendi elleriyle son veririler bu kadar da cesurdurlar. Gerçekten okumaya değer iki büyük roman (Madam Bovary ve Anna Karanina) kadınların dillerini öğrenmek istyeyenler için büyük bir roman. Bu konularda ilginç bir kişilik olan şair Aragon’dan bahsedelim. Aragon Elsa isminde bir kadına aşık olur. Elsa güzel değildir ama çok zeki cilveli ve nazlıdır. Aragon’u kendine aşık etmek için akla hayale gelmez mücadele verir ama bir türlü mutlu olamazlar, Kadının içinde iyileşmeyen bir yara vardır. Kadını mutlu etmek için çareler arar bulamaz ama bulamaz… Sonunda mutlu aşk yoktur der olayı hoş bir dille bağlamaya çalışır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.