DİDEROT ETKİSİ
Diderotun sabahlığına nasıl köle olduğunu anlamaya çalışacağız güneş aydınlığında insanlar vardır onlara bakarak iyi insanların da olduğunu anlamaya çalışırız bu insanlara bakarak iyiliklere güzelliklere inanırız Denis Diderot da bu iyilerden biridir güneş nasıl balçıkla sıvanmazsa bu insanlar da çıkarcılar ve aç gözlüler tarafından asla kötülenemezler elbette ki bu iyiliklerinin karşılıklarını görürler Diderot on sekizinci yüzyıl aydınlanma çağının önemli düşünürlerinden biridir onun Diderot etkisi isimli bir teorisi vardır eski sabahlığımın efendisiydim yeni sabahlığımın kölesi oldum der Diderot diğer Fransız aydınları gibi çok yönlü bir adamdır yazardır , filozoftur ve düşünürdür ama bütün bunlara rağmen çok yoksuldur öyle ki kızının düğününü yapamayacak kadar çaresizdir Diderotun bu durumundan ünlü Rus imparatoriçesi büyük Katarina’nın haberi olur Katarina Diderota hayrandır filozofun bu durumunu öğrenince çok üzülür ve hemen imdadına yetişir ünlü kütüphanesini satın alır sonra tekrar kendisine hediye eder bununla da kalmaz filozofa yirmi beş yıllık maaşını peşin öder sevgili okurlar büyük sanatçıların ve edebiyatçıların hatta bilim insanlarının bile çoğu yoksulluk içinde ölmüş gitmişlerdir kimilerine yaşadıkları ülkenin yöneticileri sahip çıkmış korumuştur Rusya’da Tolstoy , dostoyevski , Puşkin, Gogol gibi büyük edebiyatçıların ortaya çıkması ve korunmaları çok önemlidir sevgili okurlar ne yazık ki Türkiye’deki yöneticilerin sanatçıları edebiyatçıları koruduklarını söyleyemeyiz mahsuni Şerif , Ruhi su kanser oldular Cem karacayı , Ahmet kayayı emekçiyi sürgün ettiler yüzlerce yazarı, karikatüristi, ozanı şairi yasaklı hale getirdiler neyse biz yine Diderota dönelim Diderotta Volter gibi j.j Rousseau gibi Fransız devrimini hazırlayan aydınlardandır Fransa’da herkesin akıl danıştığı bir adamdır ama yoksuldur o sakin bir dağ durgun bir deniz gibidir Gandi nasıl hindilerin babası büyük atasıysa Diderotta Fransızların atası sayılır yani Fransızlar onu böyle görürler Diderot katarinanın verdiği parayı hesapsız kitapsız harcadığı için sonunda yine yoksul kalır bu nasıl oldu derseniz Diderotun hayatı boyunca hep arzu ettiği ama bir türlü alamadığı kırmızı bir gecelik vardır çok pahalıdır ilk işi onu almak olur sabahlığını giyer eskimiş renksiz sağa sola sallanan masasının başına oturur masanın sabahlığına uymadığını görür tabi yeni bir çalışma masası alır bu defa da evdeki diğer eşyalar halı gibi şeyler geceliğine ve masaya uymaz velhasıl evin tüm eşyalarını yeniler ve parası da biter eski yoksulluğuna döner bir dost sohbetinde eski sabahlığımın efendisiydim yeni sabahlığımın kölesi oldum der Diderotun sabahlığının kölesi olması öyküsü bana hep ülkemde evlerinin arabalarının topraklarının hatta telefonlarının kölesi olmuş kimi insanları hatırlatmıştır bir tv programında Türkiye izlemişti Dört yüz tane dairesi olan adam vardı yeni bir daire daha alıyor adam içindeki kiracıyı çıkarıp evini çok daha yüksek kiraya vermek istiyordu kiracısıyla dövüştü sonunda mahkemelik oldular işte evinin toprağının kölesi olan böyle milyonlarca insan var ülkemde açlığın yoksulluğun yaşandığı ülkemde trilyonlarca paralarına para katmak için yoksulları sömürmekten geri durmayan milyonlarca paralarının kölesi olmuş insanlar yine başka bir haberdi zenginliğinde toleranslı nazik ve kibar olarak bilinen bir kadının sonunda yoksul düşünce ne kadar çekilmez aksi bir kadın olduğu anlatılıyordu köle dedik ya köleyi anlatmak isterim köle kaçacak ve kendini zenginleştirecek gücü kendinde bulamadığı için köledir bu yüzden karnını doyuran ağasına sarılır ona yağcılık eder ama ilk fırsatta kaçar kaçmaz hemen değişir işte böylesi durumlara Diderot etkisi deniyor sevgili dostlar arabalarını evlerini katlarını yatlarını sevdikleri kadar ve önemsedikleri kadar anne babalarını sevseler toplumu sevseler ve önemseseler inanın ülkede adaletsizlik haksızlık ve yoksulluk kalmayacaktır elbiselerini yıpratmadan çöpe atanlar yiyeceğinden fazla ekmek alıp çöpe atanlar ve daha yüzlerce şeyde aç gözlümün yapanlar gerçekten bunu yapmasalar bu ülkede ne açlık kalır ne de yoksulluk ülkenin sorunlarına duyarsız kendi ezilmişliklerine ses çıkarmayan köle ruhlu zevk sahibi insanlara yazıklar olsun yine ünlü bir Fransız filozof Volter her şeyden önce insan olunmalı demiş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.