BİR NARSİSTLE HASTALIK HASTASININ ÖYKÜSÜ
Bu tür tiplerin yanında sakın ben iyi bir matematikçiyim yada Dostoyevski büyük bit yazardır yada A. Einstein fizik kuralından söz etmeyesiniz. Yani mesela Napolyon’dan ve İsa’dan hiç mi hiç söz etmeyin çiftçiyim deseniz en iyi çiftçi kendilerinin olduklarını doktorum deseniz doktorluğun kitabını yazdıklarını söylerler. Tabi ki Narsisteler ’den söz ediyorum bu tür kişiler her şeyi bilirler. Elbette hiçbir şeyi bilmezler bilmek için çabada göstermezler. Bu ülke neler çektiyse bu tip insanlardan çekti hepsi de ön yargılı ve kendini beğenmiş kimselerdir, abartıyı ve Don Kişot’luğu severler.
Devamlı övülmeyi ve yüceltilmeyi isterler. Bakır köy hastanesinde psikolojik tedavi gördüğüm dönem böyle bir çok insan tanıdım , sabrettim yani ben böylesi kimseleri kendimden daha iyi tanırım. Birkaç gün önce çok sevip saydığım bir arkadaşımın eşiyle sokakta karşılaştım şuradan, buradan konuştuktan sonra “evlilik nasıl gidiyor dedim dalgın dalgın eh işte şöyle böyle dedi”. Anladım ki iyi gitmiyormuş eşi psikolojik tedavi görüyormuş doktoru “Narsist” teşhisi koymuş çok yoksul bir ailesi vardı. Oda benim gibi epey örselenmiş içine kapanık bir tiptir hayır demesini bilmezdi çok zamandır görüşmüyorduk demek ki!!! bu sürede “kişilik bölünmesi” yaşadı.
Ve Narsist duyguları dışa vurdur iyi tanıdığımı sanıyordum demek ki! Tanıyamamışım çoğu insan ben adamın yüzüne bir bakmada tanırım diyor tanıyamazsınız insan kırk, elli yıldır evli kaldığı eşini tanıyamıyor psikiyatrılar bile birkaç seansta tanıyabiliyorlar. Ben iyi tanırım demek te bir Narsist ön yargısı bu tür hastalıklar kişilikle ilgili olduğu gibi yaşadığımız hayatla ilgili. Fakirlerin bu tür rahatsızlıklara yakalanmasının altında aç kalma korkusu, işsizlik, aşağılanma ve ötekileştirme gibi ağır baskılar vardır. İnsanla ilgili dünyanın en ağır acılarını çekip hiç umursamayan insanların olduğu gibi çok büyük acılar çekmeden başkalarının acılarını görüp deviren tımarhanelere düşen insanlar var.
Acı çekmek gerçekten insan da büyük farkındalıklar oluşturur ben acıyla annemle istediklerime annemin yoktur dedikleri şeylerle tanıştım. Bir de söylemek isteyip de korkumdan söyleyemediğim şeylerle böyle zamanlarda kendi kendimin gardiyanı oldum ve ellerim kelepçe ayaklarıma pranga dilime de ket vurdum. Bu gibi durumlardan sonra kim olsa delirir delirmeyen zaten zır delidir insanda değildir. Mesela iki üç gündür babam duvardaki resminden bana göz kırpıp bir şeyler söylemek istiyor yada bana öyle geliyor ki yine kafayı mı? bozdum ne. Dün gece rüyamda da yol yordam bilmez kişilerle sohbet etme dedi. İyi bir adamdı rahmetli güneşte verdiği sözü gölgede değiştirenlerden değildi.
Şimdi geldik Ali amcanın hastalığına Ali amca hastalık hastası kendisi babamın arkadaşıdır. Kendisini çok sever hürmet ederim Ali amca biraz hasta eşimle evlerine ziyarete gittik. Beni görmesiyle isyan etmesi bir oldu neymiş doktora gitmiş doktor ilaç yazmamış yaşına göre iyisin amca demiş. İlla da ilaç diyor başka bir şey demiyor Nazmiye teyze kenara aldı beni “boş ver oğul ne söylersen söyle onu ikna edemezsin senin ali amcan kafayı yedi”. Anadolu’da bu tür hastalıklara yorgan yırtma hastalıkları derler. Bir yerde trafik sıkışmışsa sebebi psikolojisi bozuk olan birinin yolu kapatmasındandır yüzde seksenimiz psikolojik sorunluyuz yavaş, yavaş yazının sonuna yaklaşıyoruz kendi hayatlarını, kişiliklerini düzeltmek isteyenlerin önce başkalarının hayatlarına girmeleri onları iyi tanımaları ve onların hayatlarından dersler çıkarmaları gerekir. Ondan sonra ancak kendilerine faydalı olabilirler siz okurlarımla tanışmak, konuşmak benim için bir terapidir. Bu yüzden yazılarımda kendimden söz ediyorum bugüne kadar iç dünyamın bütün kapılarını cömertçe açtım sizlere kusursuz güzellik ve evlilik gibi kusursuz insan da yoktur. Çünkü yaşadığımız hayat kusursuz değil. Bir gün annem, ne öyle kendi kendine konuşuyor gülüyorsun deliler gibi demişti farkında olmadan kendi kendimle konuşuyor, gülüyormuşum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.