AVRUPA MAYASI
Türkiye’nin gelişmesi modernleşmesi ve Türkiye’de demokrasinin olabilmesi için Avrupa mayasını uygun bulanlar yanıldılar ama aldırmadılar. Türkiye coğrafyasında ve ikliminde bu maya tutmaz, tutmuş gibi göründü…
Marks diyor ki “benim fikirlerim ve öngörülerim her coğrafyaya her iklime uymaz yok uyar diyip uydurmaya çalışırsanız boşuna zaman harcarsınız” Her toprağa her tohum uymayacağı gibi her fikir de her ülkeye uymaz. Köylüler bu tekniği iyi bilirler, bu yüzden de arpanın olacağı yere buğday ekmezler. Bugün Türkiye’de insanlara tek tek sorsanız herkes demokrasi ister ama bir türlü demokrasi olmuyor…
Bu anlamda sosyal kültürel doku çok önemli, bu toprakların demokrasi anlayışı Avrupa demokrasi anlayışına uymuyor. Atatürk’ün Avrupa’dan almak istediği bilim ve teknolojiydi. Dünyanın en büyük edebiyatçıları 19. Yy Rusya’sından çıkmıştır. Bunun sebebi dönemin Rus halkıdır, bu anlamda zaman ve mekan çok önemlidir. Türkiye’nin en önemli edebiyat eserleri de 1940 yıllarında olmuştur. Freud insanları tanımak istiyorsanız önce kendinizi tanıyın, gözlerinizi önce kendinize çevirin, kendi sorunlarınızı tespit edin, ancak o zaman neden hasta düşmeye yazgılı olduğunuzu anlarsınız ve hasta düşmekten kendinizi korursunuz der.
Demem o ki terbiye gelenek ve görenek bir başka ülkeden ithal edilemez. Etseniz de tutmaz. Türkiye’de kaç aile Mozart’ı dinliyor? Ya da kaç aile kızını baleye gönderiyor? Zaman zaman yapılan mitinglere hangi kesimden ne kadar insan katılıyor? Bu hiç olmayacak anlamına gelmez.
Avrupa mayası bu ülkede tutmadı. Bizim kültürümüz Hacı Bektaş, Mevlana, Pir sultan ve Yunus kültürüdür. Mayamız bu insanların mayasıdır. Bu mayayı ve bu kültürü eğitim sistemimizle hayata uygulamalıyız. Arkamızdaki bin yıllık kültürümüzü unutmamalıyız. Şimdi yapılması gereken en önemli şey halk arasındaki ücret eşitsizliğini ortadan kaldırmak.
Mili gerimizi eşit paylaştırmak, sömürüyü ve adaletsizliği ortadan kaldırmak, daha da önemlisi suç oluşturabilecek her şeyi ortadan çıkarmak. Adaleti ahlakı vicdanı ve merhameti yeniden toplum hayatına sokmaktır.
Özel mülkiyet ve serbest ekonomi sistemi de halkımızın ahlakını bozmuştur. Barış, kardeşlik ve birlik beraberlik içinde yaşamak istiyorsak önce kapitalizme ve emperyalizme karşı çıkmalıyız. Bunu yapmak için Avrupa’ya da ihtiyacımız yoktur.
Sözlerimden Avrupa düşmanı falan olduğum sanılmasın. Kimsenin de düşmanı değilim. Benim ahlak ve düşünce anlayışımda ırkçılık ve de düşmanlık yoktur. Hem inanç anlamında hem de düşünce anlamında yeryüzündeki herkes benim kardeşim ve de yoldaşımdır. İnsanların düşmanlıklarını hiç anlamadım, bundan sonra da anlamayacağım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.