YAŞASIN DELİLİK
Bir delinin hatıra defterini yazarken çıldırmış rusyanin en büyük yazarı gogol aynı kaderi paylaşan nietzsche zerdus böyle buyurdu isimli eserini biririr bitirmez oda gogol gibi çıldırmış kolay değil büyük yazar olmak ayni kaderi hölderlin paylasir oda eserini yazarken çıldırır yaşamını bir tımarhanede sonlandırır daha böyle deliren onlarca yazar şair ve müzisyen var sanılmasın bu insanlar boşa öldü gittiler onlar edebiyat sanatına birer altın başlı çivi gibi gömüldüler tarihte çok şeyler söylendi yazıldı çizildi onlar için
Halk olarak biz deliliği pek sevmeyiz biz okumadan yazmadan dolayı aydınımız yazarımız müzisyenimiz yok gibidir bir neyzen Tevfik birde Tevfik Fikret var ha birde ünlü ressam fikret mualla var halk olarak asilleri anarşistleri muhalifleri ve sıra dışı insanları sevmeyiz okuma yazmayı sevmeyiz en zayıf halkamız budur bu yüzden olayları gelişi güzel değerlendiririz çoğumuzun ufku bundan dolayı dardır gerçeği göremeyeceğiz
İnsan oğlu orijinal bir varlıktır yaşadığı bir olaya duyduğu bir söz onu hemen etkiler mutlu veya mutsuz olur bu anlamda dünyanın en duyarlı en renkli halkı ruslardır dünyanın en yaratıcı ve şairleri rusdur tolstoy-gogol-dostoyevski-puskin ve maksim gorki bunlardan bir kaçıdır bu yazarlar bugün bile dünyanın en çok okunan yazarlarıdırlar sözünü ettiğim bu büyük insanların hepsi de yarı delidir rus halkı delileri çok sever
Araştırdım gördüm ki osmanlının bir döneminde de hem halk hem padişahlar delileri sevmisler oyle ki delilerin söyledikleri en aykırı sözler suç sayılmazmış padişahlar onları saraylarına davet etmiş yedirmiş giydirmişler delilik denince hemen aklıma sevgili annem gelir rahmetli delilirim korkusuna okumamı istemezdi bizim toplumda maalesef böyle bir yanlış vardır okumak yazmak düşünmek ve haksızlıklara karşı çıkmak delirme kuşkusu sayılır
Tımarhaneyi boylayınca annem ziyaretime geldiği bir gün a...haa şimdi iyimi oldu demişti rahmetli ailemizin yoksulluğunu benim deliliğime bağlardı sık sık senin asiliğin yüzünden bir türlü yüzümüz gülmüyor derdi aynı lafları şimdide eşim söylüyor bu sözleri söyleyen milyonlarca aile var bu ülkede okumaktan mizah yapmaktan muhalif olmaktan sevmekten ve sevilmemekten çekiniyoruz
İnsanlar hakkımda ne düşünürse düşünsünler ben doğru bildiğimin arkasından giderim doğru bildiğimi söylerim donkişot gibi kendi devlerimi kendim kendi dertlerimi kendim yaratırım sonrada onlarla dövüştüm çoğuyla barıştım bir kısmıyla savaşıyorum bu hastalığın adına manik depresif diyorlar endişe şüphelenme melenkolik duyarlılık deniyor Türkiye’de yüz kişiden biri benim gibi bu hastalık kimini çok konuşturur kimini hiç konuşturmaz kimide benim gibi hayal prest okuyarak yazarak bu hastalığı alt etmeye çalışıyorum şahsen ben deli olmayı akıllı olmaya tercih ederim Türkiye’deki akıllıların durumu belli bu halka bir faydalarımı var sömürüsü olmayayım hak yemeyim de şizofren olayım daha iyi allah hak yiyerek bana gelmeyin diyor ben adaletimi zayıf hasta kimsesiz yoksul acı çeken insanlardan yana koydum napolyon 25 yaşında general 35 inde kral olmuş 36 sında çok yaşlandığını söylemiş tarihte en çok insanın ölümüne şehirlerin yok olmasına sebep olan bir tran o onun gibi biri olacağıma tüm insanların dertlerine koşan haksızlıkların karşısına çıkan donkişot olurum Hz Abubekir hep Allah'a yalvarırken cehennemde vücudumu öyle büyüt ki orayı yalnız ben doldurayım dermiş Allah'ın delileri çok sevdiğini düşünürüm manda villa isimli sözde bir filozof en kötü koşullarda toplumu mutlu ve rahat ettirebilmek için toplumun büyük bir kısmının yoksul ve cahil olması gerekir demiş niye böyle demiş varın düşünün.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.