Görmeden konuşmadan edemediğimiz dostlarımız tanıdıklarımız ve komşularımız bir gün içinde  yabancıya dönüştüler. Hayallerimiz, düşlerimiz önemini yitirdiler ve geçmişte bize acı veren günlerimizi mumla arar olduk. Gözle görünmeyen bir mikrop tüm dünyayı allak bullak etti. Bir ahtapot gibi tehlikeli ve bir bukalemun gibi bin yüzlü. Bir ayı geçiyor evden çıkmadım çünkü bu mikroptan korunmanın yolu  evde kalmak, evde kalmayı hiç sorun etmedim. Hiç okumadığım kitaplarım vardı onları okuyorum. Resim yapıyorum, yazıyorum zaten öyle insanlarla sarmaş dolaş biri değildim. Evde kalmam da beni teselli eden en önemli şey ceza evlerinde yirmi otuz yıl yatanlar oldu. Onlar sevgililerini eşleri olanlar eşlerini  çocuklarını görmeden nasıl kalmışlar tutsak olarak.

Bizler şurada bir iki ay evimizde neden kalmayalım? Yapılacak başka bir şey yok. Bence doğa tarafından  büyük bir sınavdan geçiriliyoruz. Doğa biz insanlara kızgın çünkü bizler doğayı yaktık yıktık, o da bizleri en önemli yerimizden canımızdan vurdu. Bu tür korona gibi mikroplar doğadan biz insanlara bilgi taşırlar. İşte dünya bu bilgilerden birini tartışıyor. Bu mikrop en çokta sosyal ve kültürel yanımızdan vurdu. Ne kadar bilinçsiz olduğumuz meydana çıktı doğa karşısında. İnsanlığımızı unutmuştuk, emperyalistlerin ormanlarımızı kesmesine, denizlerimizi kirletmesine, topraklarımızı zehirlemesine halk olarak ses çıkarmadık. Bunun için bizleri sorguluyor doğa. İnşallah aklımızı başımıza toplarız, hastalıktan sonra emperyalistlerin bu tür oyunlarına gelmeyiz.

Bu yazıyı yazarken ünlü Rus şairi Puşkin’in çarın bir adamı tarafından yargılanışı geldi aklıma. Adam iyi bir şair, şiirlerini de severek okuyorum ama kurulu düzene karşı geldiği için sevmiyorum seni. Kabiliyetlisin tamam ama önemli olan yetenek değil, önemli olan ahlaktır. O yeteneğe değer vermeyen Rus halkının başına öyle büyük belalar gelmiştir ki tam üç yüzyıl çarların ökçeleri altında ezildiler.

Bilime inanmıyordular onlar da. Bilime inanmalıyız başka da kurtuluşumuz yok.

Bundan sonra umut bilim insanlarımızda. Einstein’a dünyanın dahisisiniz diyenlere “hayır ben değilim, o adam Freud’dur çünkü o insanların önyargılarını kırdı”. Freud bir doktordur ve umut doktorlardadır.  Sağlık ordumuz sayılan doktorlarımızın hemşirelerimizin ebelerimizin ve tüm sağlık emekçilerimizin önlerinde sevgiyle ve saygıyla eğiliyorum. Bu saygım yüzünden onlar çıkın diyene kadar evden çıkmayacağım…