Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

TIMARHANEDEN

TIMARHANEDEN

Tımarhaneyle ilk tanıştığım o muhteşem ayrıcalıklı günü asla unutamam içine girdiğim yer benim için bir hastane değil yeni bir yaşama açılan altın yıldızlı bir kapıydı ilk defa benim gibi delirmiş yüzlerce insanı toplu halde görüyordum yatacağım koğuşta benden başka halk diliyle söyleyeyim kafayı yemiş ve birkaç tahtası eksik hayatın zikzaklı yollarına girmiş yedi kaçık daha vardı bir taraftan kendime benzer insanlarla olduğum için sevinirken bir yandan da bir tımarhanede olmama üzülüyordum sık sık kendi kendime yapılacak bir şey yok hayatta her şey bizim istediğimiz gibi olmuyor üzüldüğümü anlamış olacak ki yatak komşum orta yaşlı adam üzülme delikanlı kimler geldi kimler geçti bu yoldan sende alışırsın alkolden kumardan zinadan ve cinayetlerden gelmedin ya hayatın binbir hali var buraya gelenlerin çoğu fazla akıllıktan ve duyarlılıktan gelir başka bir hasta önemli olan buraya gelmek değil dostum önemli olan dışardaki insanların bizleri vebalı gibi görmeleri ben asıl buna üzülürüm Ahmet amca onlara da üzülmek lazım cahil onlar delirlenlerin çoğu bu tür insanların yüzünden bu hale gelmiyor mu cezaevlerine düşen işinden yerinden yurdundan koparılan açlıktan ölen insanların çoğu bu cahil insanların yüzündendir Ahmet amca hayatın binbir zahmetini çekmiş bir adam beni en çok üzen tarafı beni izlemesiydi nereye gittiğimi kiminle ne konuştuğumu bilmek istiyordu bir çift göz devamlı üstümdeydi delice bakışlarından çekiniyordum bana sık sık yazdığı şarkı sözlerinden bahsediyor ve öykülerini okuyordu günün 24 saati kitaplardan söz ediyordu adamın bu ilgisini anlattığım bir hemşire ondan korkma bu hastanedeki en akıllı en yaratıcı en sakin kişi odur o sende sahiplenecek bir şey mutlaka görmüştür sana söylemedi mi o senin hemşerin o da karslı belki de yakınlığı bu yüzdendir gerçekten de öyle oldu hastanede kaldığım süre bana hep sahip çıktı çok iyi bir dost olduk yazdığı öyküleri sonra kitaplaştırdı bir gün bana hayat kimileri için kendilerini bir ağaca asacak iki metre ip gibidir başka bir günde seni bu hale getiren yaşadığın coğrafyadaki töreler adetler ve cahilliklerdir bak burada gayret edersen bütün sıkıntılarından dertlerinden arınmış olarak çıkacaksın burada insanı tanıyacaksın buradaki insanların kimilerinin eşleri kaçmış kimileri esrar eroin içki ve kumar gibi alışkanlıklara bulaşmışlar kimileri fikirleri yüzünden siyasal sistem ve toplum tarafından dışlanmış intiharın eşiğinden dönenler var intihar asla bir kurtuluş değildir fakat herkes zaman zaman düşünür iradesiz olanlar da ne yazık ki intihar ederler hayatın dayanılmazlığı karşısında bir tür oyalamadır yine de iyidir çünkü bir süre böyle oyalanır insan bu oyalanma çoğu zaman işe yarar sevgili okurlar şimdi size tımarhane yolculuğumu anlatacağım o gün erken bir saatte evden çıktım Selda bağcan  bir türküsünde diyor ya yürüyorum dikenlerin üstünde dikenlerin üstünde yürüyor gibi hissediyordum zaten gece de uyumamıştım gurbete askere ya da başka bir şehre gitmiyordum Türkiye’nin hatta dünyanın en ünlü en şöhretli tımarhanesine gidecektim evden 100 metre uzaklaşmamıştım ki komşularımdan iki kişi hayrola komşu bu iki üç çantayla nereye gidiyorsun siz olsanız ne dersiniz lafı ağzımda biraz dolandırdım yalan söylemek de istemiyordum adamlar da devamlı ısrar ediyordu tüm gücümü topladım tımarhaneye gelmek ister misiniz dikince adamlar şeytan görmüş gibi yanımdan uzaklaştılar ayyyy… adamların yüzünü görecektiniz inanın korkularından sorduklarına pişman oldular sanki cinayet işlemiş bir adamla karşı karşıyaydılar allah kurtarsın inşallah sağlıklı dönersin dediler birkaç adım ayrıldım arkama dönüp geri baktım adamlar hala o şaşkınlıkla arkamdan bakıyordular ertesi gün tüm komşularım tımarhaneye gittiğimi öğrenmişler hani ben gizli tutuyordum ya bu yüzden demişler gerçeğin üstünü kapatamazsınız bir yerde okumuştum doğayla ilişki kurmanın peşine düşen bir adam bu yüzden ailesini terk etmiş bunu duyan komşuları neden böyle yaptı ne oldu bu adama düşünmüş taşınmışlar delirdiğine karar vermişler çünkü böyle işleri deliler yapar diye adam parklarda sokaklarda yatmaya başı boş dolaşmaya ve abartılı sözler söylemeye başlayınca komşuları delirdiğini düşünmüş şikayette bulunmuşlar görevliler onu götürüp bir tımarhaneye kaparmışlar hayatta ilginç olan sıradan yaşam değil böyle ilginç sırasını işlerdir insan arızasız  yamasız doğuyor ama yaşadıkça hem arızalı hale geliyor hem de yamalı neyse üç dört saat sonra yeni evime gittim polikliniklerde sıramı beklerken orta yaşlı bir adam boşver üzülme düşünmeye gelmez rüzgar tutmayan bir yerde yuva yapmak civciv çıkarmak için yer arayan kuşlar vardır ya ararlar ama asla böyle bir yer bulamazlar çünkü doğada rüzgar almayan hiçbir yer yoktur aynı şey biz insanlar için de geçerlidir acısız sıkıntısız bir hayat böyle bir hayatı istemek boş bir iştir insanı da hasta eder 

Bu yazı toplam 5371 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi