RASPUTİN 3
EYLÜL EKİM GEÇTİ, aralığı da yarıladık. Aralıktan sonra açacağız doğalgazı, gündüz dışarıdayız sorun olmuyor, geceleri biraz üşüyoruz ama yapılacak bir şey yok. Aslında çok şey var ama aldığım emekli maaşının yarısı faturalara gidiyor. Açlık sınırının altında yaşıyorum edebiyatını yapmıyorum ama yoksulluk insanın bütün duyarlılıklarını yok ettiği gibi vijdanı ve merhametini de yaralıyor.
İyi ki yaşama karşı sarsılmaz umudum var, sistem tarafından yoksullaştırılmış olsam da yaşamayı seviyorum. Beni asıl yaşatan, umutlu kılan geleceğin güzel olacağıdır. Bundan dolayı nehirler gibi çağlıyorum, Ferhat gibi sabırlıyım. Cahillik çok kötü... İki gün önce konuştuğum bir kadın hayat palılığının ve geçinemediklerinin nedenini eşine bağlıyor. Allah onu kahretsin! onun yüzünden çekiyoruz yokluğu, ona yapma etme bunun sebebi eşin değil sistemdir dediysem de inanamadı. Sevgili annem de yoksulluğumuzun nedenini beni sayıyorlardı. Cahillik ateşten gömlek gibidir, bu tür konuları konuşup ve düşündüğüm zaman hep aklıma Rasputin gelir. Bu tür hokkabazlar hep toplumun cahil ve yoksul olduğu zamanlarda ortaya çıkarlar. Yönetenlerin işine yararlar. Türkiye'de de bu tür hokkabazlar zaman zaman ortaya çıkarlar. 1936 yılı böyle bir zamandır, Doğu Anadolu'nun köylerinde büyük bir yoksulluk vardır. Çoğu köylünün üç beş koyunu varken çoğunun hiç yoktur ama bunun karşısında ağaların on beşer yirmişer köpeği vardır. Böyle bir çelişki vardır. Köylülerin çoğu ağalara boğaz tokluğuna çalışmaktadırlar. Ağaların bu adaletsizligine karşı çıkmak yasaktır. Bu dönemde bizde de Rasputin gibiler çıkmıştır. Rus halkıyla Türk halkının benzerlikleri çoktur. Rasputin önce Rus sarayını ele geçirmiş, ondan önce başka bir Filip isminde doktor vardır, hamile olmadığı halde çariçeyi hamile olduğuna inandırmıştır. Çünkü çariçe tahta geçecek bir erkek çocuk istemektedir. Sahtekarlığı ortaya cıkınca Paris'e kaçar, onun yerine Rasputin yuvalanır. Başbakanları bakanları atayabilecek yetkiler verir çar. Rasputin öyle sıradan birisi değildir.
19.yy Rus Edebiyatı'nın önemli bir karekteridir. Çarın devrilmesi için devrimcilerin verdiği mücedeleyi içerden de Rasputin destekler, tabi bilmeden yapmıştır bunu. Cahiller yalnız köylülerden ve işçilerden çıkmaz. En tehlikelileri okumuş, yazmış sözde aydınlardan çıkar. Çar olabilirsiniz, kral olabilirsiniz ama bu bilinçli olduğunuz anlamına gelmez. Kocaman Rusya'yı yöneten çar onu da bir papaz çömezi yönetiyor. Çariçe bu papazı İsa gibi görüyor. Rasputin çok kurnaz, sık sık çariçeye benim başıma bir şey gelirse siz de yıkılır gidersiniz, sizin varlığınızı ben koruyorum gibi laflar eder.
Çariçe hemen korumalarını artırır, çarın durumu çok daha kötüdür. O da yapacağı her işten önce papazın hediye ettiği tarakla saçlarını tarar. İşte çar bu kadar kadercidir. Şimdi diyebilirsiniz ki bu kafayla koca ülkeyi nasıl yönetmiş? Yönetmiş işte...
Korku cahilin bir kere ruhuna düşmesin. Hitler, Mussolini, Neron da böyledir, böylesi idareler külden tepedir bir nefeste yıkılırlar. Önemli olan Hitler, Mussolini olmak değil; önemli olan Mustafa Kemal, Gandi, Lenin olmaktır. Önemli olan atomu giyotini ve darağacını kullanmak değil; önemli olan özgürlükleri kardeşliği ve barışı kullandırmaktır. Bir Fransız kadın oğluna ben seni korkumdan erken doğurdum der, kadın bir meydanda giyotinle kafası kesilen bir adamı görür.
Rasputin'i hep şu histerikli çatlak kafalı Margissade'ye benzetirim. Bu adam ahlaksızlığından dolayı yazdığı her yapıt toplumun ahlak anlayışıyla çatışmıştır. 74 yaşında öldüğünde başucunda 14 yaşındaki metresi varmış...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.