Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

ÖLÜ EVİNDEN

ÖLÜ EVİNDEN

Bir gece kondu evindeyim, çok sevdiğim bir dostum öldü. Kadınlı erkekli otuz kişi kadar varız. Dostumun genç eşi odanın ortasında ağlayıp, zıplayıp acılı ağrılı zılgılar atıyor. Ben Ali’siz ne ederim siz söyleyin ağlar paşalar ben şimdi şu beş küçük bebeye nasıl bakarım ne yedirir ne içiririm sıksık ellerini havaya açıp Allah’ım bu nasıl bir hayat Azrail geldi benim garip alimi buldu. Allah’ım benimde canımı al gayrı yaşayamam bu virana. Evin kirasını nasıl ödeyeceğim yarın öbür gün bu zalim adam bizi sokağa atar. İnsanın içi dağılıyor ara sıra evdeki kadınlardan birisi yanına gidip boynuna sarılıyor etme bacım ölenle ölünmez isyan etme günahtır Allah’ın emri böyle neylersin. Biraz duruyor sonra yine ağlamaya yaşadıkları kötülükleri sayıp dökmeye başlıyor. Aklımdan seçim var ya bu günlerde Türkiye’yi gezen propaganda yapan bütün politikacılar gelse nu kadının isyanlarını görseler. Türkiye’yi şu an bu Kadın anlatıyor.

Otuz yıl önce Ardahan’ın bir köyünden iyi bir iş buluruz insan gibi yaşarız umuduyla İzmir’in Gültepe semtine gelmişler nerde iyi iş nerde insan gibi yaşamak nerde hak hukuk ve adalet ali inşaatlarda orda burada çalışmış namusuyla beş çocuğuna bakmış ama veremde olmuş dışarıda evin dışında iki komşu konuşuyorlar biri diğerine Allah taksiratını arttırsın iyi bir insan ve iyi bir komşuydu söylenmez ama iyi oldu öldüğü çok çile çekiyordu verem hastasıydı parasızlıktan tedavi olamıyordu. Sağdan soldan gelen öteberilerle idare ediyordular o kadar uğraştı devlet kapısında bir iş için ama olmadı akıllı yürekli zeki bir adamdı.

Ben Ali’yi iyi tanıyorum dürüst namuslu iyi huylu bir adamdı birilerine yamansaydı ağam paşam deseydi birilerini jurnal etseydi istediği işe varlığa sahip olurdu ama o bütün bu kötü davranışları yapmayacak kadar haysiyetli biriydi eşi ağlayıp isyan etmekte haklı ne yapsın kadın ayrıca bu ülkede dul kadın olmakta ayrı bir bela bunu anlatmaya gerek yok. Gebze’de bir hafta önce birkaç yaşlı amcayla konuşmuştum bana dul kadınları evlenmedikleri için şikayet etmiştiler içlerinde en yaşlıları olan y amca bizim köyde yirmiye yakın dul kadın var. Hiçbiri de evlenmiyor iyi daha güzel değil mi dedim oğlum bunun neresi iyi neden evlenmiyorlar dedim? Devlet maaş veriyor da ondan dedi devletin güzel işler yaptığını da anlatmak gerek dul kadınlar aldıkları o üç beş kuruşla ekonomik bağımsızlıklarını gösteriyorlar.

Keşke devlet daha çok para verse onlara yaşlı amcalarda haklı şimdi ki gençlik nasıl bir eğitim aldıysa yaşlılarla, hastalarla ve sakatlarla yeterince ilgilenmiyor yüzlerce sokaklara atılmış yaşlımız hastamız ve sakatımız var. Devletimiz eğitime, kültüre ve insana yatırım yapmış olsa sözünü ettiğim bütün bu olumsuzluklar olmayacaktır. Ali’nin eşine gidip devlet sahip çıkıp yaralarını saracaktı.

Hüseyin çok iyi bir insandı eşiyle severek evlenmiştiler. Hüseyin evlenmeden önce hastaydı veremliydi verem onu kamburlaştırmıştı eşi bunu bilerek isteyerek kaçtı ona eşine bir gün bu adamın iki ayağı olmasaydı yine evlenir miydin? Diye sormuştum evet evlenirim demişti. Ben Hüseyin’in insanlığını yüce gönüllülüğünü mertliğini seviyorum onun yanında kendimi kraliçeler gibi hissediyorum bazı kadınlar böyledirler sevgilileri onları terk ettiklerinde hemen harekete geçerler sevgilileri nerdeyse kimin yanındaysa çekip aldılar bu çok saygı değer bir şeydir. İnsan adaletinin üstünde büyük bir tutkunun ürünüdür bazı kadınlar böyle durumlar karşısında susarlar başlarını önüne asarlar düşünürler ve sessizce acı çekerler bunlar ölüm acılarına da büyük sabır gösterirler ölülerini dua edip anarak hayatlarını bir yük gibi taşırlar tabi bu konuda ilginç erkeklerde var bunlardan biri Cornel Woolriçdir bu yazar evlendiği günün akşamında boşanır aşka saygı yoksa gönüller birbirlerine cömertçe açılmıyorsa o hayat hayat olmaz insan oğlunun varlığı sırlarla kaplı bu güne kadar kimse çözemedi kısa zaman da çözüleceğe de benzemiyor.    

Bu yazı toplam 6267 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi