NAPOLYONDAN ROUSSEAU’ya
1770 lerde geçen bu olay Napolyon dünyaca ünlü yazar ve filozof Rousseaunun mezarını ziyaret eder mezarın başında bir süre düşündükten sonra tarihe geçecek şu veciz sözleri söyler keşke bu adam hiç doğmasaydı ve yaşamasaydı Fransa çok daha huzurlu olurdu der yanındakilerden birisi ondan bu kadar rahatsız olabileceğini hiç düşünmezdim diyince Napolyon ironik bi sesle ne o olsaydı ne de ben dünya çok daha rahat olurdu dünyanın ve Fransa’nın huzurunu Rousseau değil Napolyon’un kendisi bozmuştur çünkü dünyayı kana veren insanlardan biri de Napolyon’dur Rousseau Fransa’yı ve dünyayı Napolyon’dan çok daha fazla etkiledi o Napolyon’un yaptıklarının tam tersini yaptı insanlığı barışa kardeşliğe ve eşitliğe davet etti bu söylediklerini hayata geçirmek için ömrünün sonuna kadar mücadele verdi o savaşı huzursuzluğu kötülüğü değil yalnızca sevgiyi ve barışı savundu bunu da Julie isimle eseriyle anlatmaya çalıştı dünyanın en büyük eserlerinden birini yazdı eğitim üzerine yazdığı en önemli eserlerden biridir elbette ki Rousseauyu bir sayfaya sığdırmanın imkanı yoktur o Fransız devriminin en önemli teorisyenidir Atatürk cumhuriyeti kurarken en çok onun eserlerinden etkilenmiştir ayrıca o zengin biri de değil dünyanın en gariban ve yoksul insanlarından biridir evsiz barksız yaşamıştır tek sermayesi de kalemiydi İmparatorlar krallar şahlar çarlar böyle filozofları sevmezler herkes biliyor benim ülkemi kana verenlerden birisi de 12 Eylül darbecisi Kenan evrendi yüzlerce devrimciyi idam etti onlarca şairi yazarı sürgün etti emekçilerin ekmeğini emperyalistlere peşkeş çekti şimdi geldi aklıma dünyaca ünlü uçsuz bucaksız Çin seddini yaptıran Çin’in ilk imparatoru Shihvu kendi döneminden önce yapılmış bütün kitapları yaktırmış bununla da yetinmeyip kendisine karşı çıkan anasını sürgün etmiş bununla da yetinmemiş tarihin kendisiyle başladığını söylemiş bu tür adamlar korkak olurlar ölümden korktuğu için ülkede ölümle ilgili konuşmaları yasaklamış bu tür imparatorların dünyaya verdikleri zarar ne yazmakla biter ne de anlatmakla bilenler bilir İskenderiye kütüphanesi yanarken bir adam da sokakta yangını söndürmek için insanları çağırıyormuş Sezar o adama bağırıp çağırma bırakın yansın o bir utanç anıtıdır der yıl 1823 İspanya’da çok ünlü bir devrimci idam edilir bu haberi duyan Rus çarının hizmetkarlarından biri çarın huzuruna çıkar efendim size çok sevineceğiniz bir haber vermek istiyorum söyle neymiş o diyince Çar bu köle İspanya da bir devrimciyi idam etmişler biliyorum buna çok sevineceksiniz Çar sevinmesine sevinmiş ama burada asıl üzülmesi gereken şey bir emekçinin kendi çıkarlarını savunan bir devrimcinin asılmasını çara anlatmasıdır diktatörlerin bu zalimlikleri hiçbir zaman emekçilerin haklı mücadelelerini durduramamıştır Sipartaküsle başlayan emekçilerin mücadelesi imparatorlara rağmen günümüze kadar gelmiştir Napolyon hakkında söylediğim bu sözler Balzacı mezarında rahatsız etmiştir Balzac Napolyon için o kılıcıyla bende adaleti kalemimle getirmek istedim der bu sözlerime rahatsız olabileceklerden biri de ünlü filozof Nietzche ‘dir bu adamın üstün insanlarından biri de napolyondur sözünü ettiğim bu sözler ne Nietzche’yi ne de Balzacı aşağı çekmez onlar dünyanın en önemli dahileridirler şu var ki dahiler yanlış yapmazlar anlamına gelmez sıradan insanların yaptıkları yanlışlar insanlığa zarar vermez ama dahilerin yaptıkları işlerin düşüncelerin doğru anlamda ne kadar tesirleri varsa menfi anlamda da o kadar tesirleri olur Nietzche öyle söylemiştir ama diğer taraftan Zerdüşt böyle buyurdu eseriyle insanlığa esin kaynağı olmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.