KENT SERİSİ 68: Unutulmuş Sokaklar, Mahalleler
Geçmişte önemli olduğunu duyduğun tarihî bir mahallede yürürken neler hissedersin? Ben genelde geçmişin ruhunda, bu sokakta yüzyıllar boyunca yürüyen insanların izlerini hissetmek, adımlarının yankılarını duymak istiyorum. Zamanda yolculuk yapar gibi hayal ederim, tarihî olayların, günlük yaşamların ve eski anıların canlandığını görürüm adımlarımda. Bu sokaklarda tarihe damga vuran büyük olayların ve kişilerin anılarına saygı duyarım sessizce. Bu mirası koruma sorumluluğunu hisseder, tarihî değerini anlamaya çalışırım.
Sokakta yürürken, her bir taşın ve yapının ardındaki hikâyeyi merak etmek gibi bir yanım var. Saklı kalmış veya unutulmuş hikâye ve sırların olduğuna inandığımdandır, geçmişin ihtişam ve güzelliğinin kaybolmuş olmasıyla ilgili bir hüzün duyarım. Kültürel mirasımızın zenginliğini ve önemini hissetmekten, geçmişin büyük başarı ya da başarısızlık hikâyelerinden ilham almaktan bahsediyorum. Bu tam bir zamansızlık hissi yaratıyor.
Diyelim ki, eski bir Roma caddesinde yürüyorsunuz. Bu cadde bir zamanlar imparatorların, askerlerin, tüccarların ve sıradan vatandaşların geçtiği, önemli olayların yaşandığı bir yerdi. Burada yürüyen herkesin farklı bir hikâyesi vardı. Belki burada büyük kararlar alındı, aşk yaşandı veya savaşlar tartışıldı. Bu taşlar, bu duvarlar, hepsi tarihin sessiz tanıkları. Bu yerin ne kadar önemli olduğunu ve ne tür hikâyeler barındırdığını düşündükçe, burada yürümek büyük bir onur gibi hissettiriyor. Böyle bir sokakta yürümek, sadece fiziksel bir deneyim değil, aynı zamanda ruhsal ve duygusal bir yolculuk oluyor hissedenler için.
Kentlerin yüzeyinde görülen yapılar ve yolların altında, genellikle gizli ve unutulmuş bir tarih yatar. Kentler tarihsel katmanlardan oluşur. Bu sokaklar ve binalar, kentin tarihine dair pek çok hikâye saklar ve kent kimliğinin önemli bir parçasını oluşturur. Bir zamanlar kentin merkezi olan, ancak günümüzde unutulmuş veya yeniden yapılandırılmış tarihi sokakları hepiniz biliyorsunuz. Bu sokaklarda yaşanan önemli tarihi olaylar ve bu olayların kentin gelişimine etkisi ne kadar büyüktür tahmin edersiniz. Eski çarşılar, pazarlar veya sosyal buluşma noktaları olarak hizmet veren sokakların hikayeleri o kentin karakterini şekillendirir. Unutulmuş binaların mimari özellikleri ve bu yapıların dönemlerinin mimarisini nasıl yansıttığı bilgisi bize geçmiş toplumsal bilgileri de aktarır. Tarihte önemli yer tutmuş kişilerin yaşadığı veya çalıştığı binalar ve bu kişilerin kentin tarihine katkılarından haberdar eder.
Zamanla değişime uğramış, farklı işlevler kazanmış veya kaderine terk edilmiş binaların hikayeleri değerlidir. Kent araştırmacıları ve tarihçiler, kentin gizli tarihini ortaya çıkarmak için çalışır ve hikayeleri günümüze taşır. Kentin altında yapılan arkeolojik kazılar ve bu kazılarda ortaya çıkan kalıntılar bize fikir verir. Yerel halkın anlattığı hikâyeler, efsaneler ve anılar ışık tutar.
Unutulmuş sokaklar ve binaların korunmasının önemi ve bu yapıları korumak için yapılan geç kalmış çalışmalar günümüzde kültürel miras çalışmaları olarak adlandırılmaktadır. Bu tarihi yerlerin turizm ve eğitim amaçlı kullanımı, kente olan ekonomik ve kültürel katkıları araştırılıp bu sokak ve binaların kentin kimliği ve kolektif belleği üzerindeki etkisi fark edilmelidir. Kentlerin gizli tarihinin korunmasının ve bu mirasın gelecek nesillere aktarılmasının önemi geç kalmadan anlaşılmalıdır.
*
Balat, İstanbul'un Unutulmuş Yahudi Mahallesi
Balat, İstanbul'un tarihi yarımadasında, Haliç'in kıyısında yer alan bir semttir. Bir zamanlar Yahudi cemaati ile özdeşleşmiş bu mahalle, Osmanlı döneminde kozmopolit yapısı ve ticari hayatıyla önemli bir merkezdi. Ancak zamanla nüfus değişimi ve kentsel dönüşüm nedeniyle Balat, eski ihtişamını kaybederek unutuldu.
Balat, Bizans döneminden bu yana önemli bir yerleşim yeri olmuştur. 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde İspanya'dan sürgün edilen Sefarad Yahudileri buraya yerleştirilmiştir. Yahudilerin yanı sıra, Rum ve Ermeni cemaatleri de Balat'ta yoğun olarak yaşamışlardır. Osmanlı döneminde Balat sokakları, sinagoglar, okullar ve ticaretle uğraşan dükkânlarla doluydu. Mahallede, Ahrida Sinagogu gibi tarihi yapılar inşa edilmiştir. Bu sinagog, bugün hala ayakta olup, Yahudi tarihinin önemli bir sembolüdür.
Balat'ın dar sokakları, cumbalı ahşap evleri ve rengarenk cepheleriyle tanınır. 19. yüzyılda, sokaklarda Yahudi esnafın işlettiği dükkânlar ve pazarlar bulunurdu. İnsanlar burada gündelik ihtiyaçlarını karşılar, sosyal hayatın canlılığını yaşarlardı. İstanbul'da yaşanan demografik değişimler ve kentsel dönüşüm projeleri, Balat'ın sosyal yapısını değiştirdi. Yahudi nüfusu azalırken, mahalledeki binalar yavaş yavaş terk edildi veya harabeye dönüştü. 1950'li yıllarda Haliç'in çevresindeki sanayileşme ve çevre kirliliği de Balat'ın cazibesini yitirmesine neden oldu.
Son yıllarda Balat, yeniden keşfedilmeye başlandı. Tarihi dokusu ve mimarisi, sanatçılar, fotoğrafçılar ve turizm için çekici hale geldi. Restore edilen eski evler ve açılan kafeler, Balat'ın eski canlılığını bir nebze de olsa geri getirdi. Balat'ın hikayesi, İstanbul'un tarihindeki önemli bir kültürel mirası yansıtır. Yahudi, Rum ve Ermeni topluluklarının izlerini taşıyan bu mahalle, kentin geçmişine dair birçok ipucu sunar. Balat'ın unutulmuş sokakları ve binaları, İstanbul'un kozmopolit tarihini anlamak için önemli bir anahtardır. Balat, tarih boyunca farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, zengin bir geçmişe sahip bir yerdir ve bu hikâye, kentin geçmişine dair derin bir anlayış sunar.
Kemeraltı Çarşısı, İzmir'in Unutulmuş Ticaret Merkezi
Kemeraltı Çarşısı, İzmir'in Konak ilçesinde yer alan, tarihî ve kültürel açıdan zengin bir ticaret merkezidir. Osmanlı döneminde önemli bir ticaret merkezi olan Kemeraltı, zamanla modernleşme ve kentleşme süreçleriyle birlikte bazı bölümleri unutulmaya yüz tutmuştur. Kemeraltı Çarşısı'nın kökeni, 17. yüzyıla kadar uzanır. Osmanlı döneminde inşa edilen çarşı, dönemin ticaret hayatının kalbinin attığı yerlerden biriydi. Bu bölge, kumaşçılar, baharatçılar, kuyumcular ve daha birçok zanaatkârın faaliyet gösterdiği bir merkez haline gelmiştir.
Kemeraltı, İzmir'in önemli ticaret yollarından biri olan İpek Yolu'nun bir parçası olarak büyük bir stratejik öneme sahipti. Osmanlı döneminde, burası tüccarların ve zanaatkarların buluşma noktasıydı. İzmir yangınları ve işgaller sırasında büyük zarar görse de, çarşı her defasında yeniden inşa edilmiştir. Kemeraltı'nın dar sokakları, tarihî hanları ve bedestenleriyle ünlüdür. Çarşıda, Osmanlı dönemine ait pek çok yapıyı görmek mümkündür. Kervansaraylar, camiler, hamamlar ve hanlar, burada ticaret yapan insanların ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilmiştir.
İzmir'in büyümesi ve modernleşmesiyle birlikte Kemeraltı'nın bazı bölümleri eski canlılığını kaybetmeye başladı. Yeni alışveriş merkezlerinin açılması, çarşıdaki küçük esnafın iş yapmasını zorlaştırdı. Ayrıca, bazı tarihi binaların bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle yıkılması, bölgenin önemini azaltmıştır. Son yıllarda, Kemeraltı Çarşısı'nın tarihi ve kültürel değerlerini koruma çabaları artmıştır. Çarşı, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları tarafından yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır.
Hamamönü, Ankara'nın Unutulmuş Tarihî Mahallesi
Hamamönü, Ankara'nın Altındağ ilçesinde yer alan, tarihî ve kültürel açıdan zengin bir mahalledir. Osmanlı döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Hamamönü, zamanla değişen kentsel dinamikler ve modernleşme süreci nedeniyle unutulmaya yüz tutmuştu. Ancak son yıllarda yapılan restorasyon çalışmalarıyla tekrar canlanmaya başlamıştır.
Hamamönü, Ankara'nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Osmanlı döneminde inşa edilen mahallede, 19. yüzyılın sonlarından itibaren pek çok önemli yapı ve konak bulunmaktaydı. Hamamönü, adını, burada bulunan tarihi hamamlardan almıştır. Hamamönü, Kurtuluş Savaşı yıllarında önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Milli Mücadele döneminde, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları burada sık sık toplanmış, stratejik planlar yapmışlardır. Ayrıca, bu mahalledeki birçok ev, Milli Mücadele'nin merkezi olarak kullanılmıştır.
Hamamönü'nün dar sokakları, geleneksel Türk evleri ve tarihî yapılarıyla ünlüdür. Mahallede, ahşap cumbalı evler, taş döşeli sokaklar ve avlular bulunmaktadır. Eski Ankara yaşamının izlerini taşıyan bu evler, dönemin mimarisini ve sosyal hayatını yansıtır. Ankara'nın modernleşmesi ve genişlemesiyle birlikte Hamamönü'nün bazı bölümleri eski canlılığını kaybetmeye başladı. Yeni yerleşim yerlerinin ve modern binaların inşa edilmesi, mahalledeki eski evlerin ve sokakların bakımsız kalmasına neden oldu. Ayrıca, nüfusun başka bölgelere taşınması, Hamamönü'nün unutulmasına yol açtı.
Son yıllarda, Hamamönü bölgesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Altındağ Belediyesi tarafından yapılan restorasyon çalışmalarıyla yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır. Tarihi evler restore edilmekte, sokaklar yeniden düzenlenmektedir.
Kasr-ı Hümayun, İzmit'in Unutulmuş Sarayı
Kocaeli'nin İzmit ilçesi, tarihî dokusuyla zengin bir geçmişe sahiptir. Bu zengin tarihin içinde yer alan Kasr-ı Hümayun (Saray-ı Hümayun), Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş önemli bir yapıdır. Ancak zamanla unutulmuş ve bakımsızlığa terk edilmiştir. Son yıllarda yapılan restorasyon çalışmalarıyla tekrar gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.
Kasr-ı Hümayun, Sultan Abdülaziz döneminde, 1861-1876 yılları arasında inşa edilmiştir. Sultan Abdülaziz'in Marmara Denizi'ne olan ilgisi ve İzmit Körfezi'nin stratejik önemi, bu sarayın inşasını tetiklemiştir. Saray, dönemin mimarisini ve Osmanlı'nın görkemini yansıtan önemli bir yapıdır.
Kasr-ı Hümayun, Osmanlı padişahları tarafından yazlık saray olarak kullanılmıştır. Ayrıca, önemli devlet adamlarının ve yabancı misafirlerin ağırlandığı bir yer olmuştur. II. Abdülhamid'in tahttan indirildikten sonra kısa bir süre burada ikamet ettiği de bilinmektedir. Saray, Cumhuriyet döneminde ise çeşitli amaçlarla kullanılmıştır.
Sarayın ihtişamlı salonları, geniş bahçeleri ve muhteşem manzarası, Osmanlı dönemindeki hayatın bir yansımasıdır. Sarayda, padişahın ve ailesinin konforu için her türlü detay düşünülmüştür. Ayrıca, sarayın etrafında yer alan köşkler ve müştemilat binaları, dönemin sosyal ve kültürel hayatını yansıtan önemli unsurlardır.
İzmit'in hızlı sanayileşmesi, sarayın bakımsız kalmasına ve yavaş yavaş unutulmasına neden oldu. Sarayın bazı bölümleri yıkıldı veya harap oldu, çevresi ise bakımsızlık nedeniyle kullanılmaz hale geldi. Son yıllarda, Kasr-ı Hümayun'un restorasyonu için çeşitli projeler hayata geçirilmiştir. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğiyle, sarayın tarihi dokusunu koruyarak yeniden canlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Saray, restore edilip müze ve kültürel etkinlikler için kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmalar, sarayın tarihî ve kültürel değerini korumak için önemli bir adımdır.
Nicomedia'nın Unutulan Yolu, Augusta Caddesi ve Forum Nicomediense
Nicomedia, Roma İmparatorluğu'nun önemli başkentlerinden biri olarak zengin bir tarihe sahiptir. Şehir, imparatorların ikamet ettiği, önemli askeri ve ticari yolların kesiştiği bir merkez olmuştur. Bu zengin tarih içinde, Augusta Caddesi ve Forum Nicomediense önemli bir yere sahiptir. Ancak zamanla bu tarihî yol ve merkez unutulmuş ve günümüzde büyük ölçüde göz ardı edilmiştir.
Augusta Caddesi, Nicomedia'nın ana caddelerinden biri olup, şehrin merkezinden geçerek önemli kamusal binaları, tapınakları ve ticaret alanlarını birbirine bağlardı. Bu cadde, aynı zamanda şehrin ana ticaret ve kültürel aktivitelerinin merkeziydi. Roma döneminde, bu cadde boyunca sıralanan sütunlu galeriler, çeşmeler ve anıtlar, kentin zenginliğini ve önemini vurgulardı. Roma döneminde Nicomedia'nın ana caddelerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu cadde, şehrin doğusundan batısına doğru uzanan önemli bir ticaret ve kültür yoluydu. Modern İzmit'te, Augusta Caddesi'nin tam olarak nerede olduğunu belirlemek zordur, ancak bazı arkeolojik kalıntılar ve tarihî kaynaklar, İzmit'in şehir merkezine yakın bir bölgede bulunduğunu göstermektedir.
Forum Nicomediense, Augusta Caddesi'nin en önemli noktalarından biriydi ve büyük olasılıkla caddenin ortasında veya yakınında yer alıyordu. Forum, sosyal, politik ve ekonomik faaliyetlerin merkeziydi. Bugün, İzmit'in modern yapıları altında kalmış olabilecek bu alanın kalıntılarını bulmak için arkeolojik kazılar devam etmektedir. Forum, şehrin sosyal, politik ve ekonomik hayatının merkezi olarak işlev görürdü. Burada, vatandaşlar günlük işlerini halleder, alışveriş yapar ve kamu toplantılarına katılırlardı. Forum, aynı zamanda önemli dini törenlerin ve kutlamaların da yapıldığı bir alandı. Forum Nicomediense'de, Roma İmparatorluğu'nun önemli anıtları ve binaları bulunmaktaydı. Bunlar arasında imparatorluk sarayı, senato binası ve büyük tapınaklar yer alırdı. Bu yapılar, Roma mimarisinin en güzel örneklerini sergiler ve Nicomedia'nın imparatorluk başkenti olarak önemini yansıtırdı. Nicomedia'nın Augusta Caddesi ve Forum Nicomediense, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde de kullanılmaya devam etti. Ancak, şehirdeki depremler, savaşlar ve zamanla yapılan modernleşme çalışmaları, bu tarihî yol ve merkezin büyük ölçüde tahrip olmasına neden oldu. Günümüzde, bu alanların büyük bir kısmı modern yapılar ve yollar altında kalmış durumdadır.
Verdiğim örnekler binlerce hikâyeden sadece birkaçı, bu mahallelerin, sokakların hikâyelerini hatırlamak ve korumak, sadece geçmişe bir saygı değil, aynı zamanda kültürel mirasın geleceğimize taşınmasıdır. Bu ve benzeri yüzlerce hikâye, kentlerin kimliğini ve ruhunu anlamak için önemlidir ve gelecek nesillere aktarılmalıdır.