İlyas Amca ve Makbule Teyze
10 yıl çobanlık bir bu kadar kır bekçiliği sonra gurbet 3 yılda İzmir Basmahane'de serserilik yaptıktan sonra İstanbul’a geldim. Bir fabrikada bir süre çalıştıktan sonra tımarhaneye düştüm. Hayat okulundan mezunum demem bundandır. Tımarhanedeki günlerimi epey anlattım yazılarımda.
Herkesin bir derdi vardır ya. Yeryüzünde yaşamış ve şuan yaşayan hemen hemen herkesin bir takım yaşamak isteyip de yaşayamamış ve doyurulmamış sorunları vardır. Cinsellik sorunu bu sorunların en başında gelir, daha sonra bencillik, aşağılanmışlık gibi sorunlarımız biz insanların en yakıcı sorunlarıdır. Ben bu konulardaki bilgilerimi özellikle de cinsellikle olanları evliliğimden çok sonra tımarhane günlerimde öğrendim, yani delilerden öğrendim. Çoğu insanının şimdi tımarhanede böyle önemli konuları öğretenler olur mu? Diye düşünenler olabilir. Anlatayım kimler yokki filozofundan, psikatırına, sosyoloğuna, tarihçisine ve bilim adamına her meslekten insan var. Hem de en yeteneklileri. Deli dediğim insanlar bunlar. Sistemlerin ve halkların delirttiği insanlar.
Nietzhce ile Van Gogh’un boşuna mı delirdiler sanıyorsunuz? Mesela bizim dünyaca ünlü ney ustamız ve üstadımız Neyzen Tevfik’in tımarhanelerimizin birinde özel bir yatağı olduğunu biliyormusunuz? Sık sık cinnet geçirdiği zaman burda yatarmış. Sebebi de dönemin hükümetlerini eleştirdiğinden dolaydırır. Bu yüzden ülkede tutanamayıp Mısır’a kaçmak zorunda kalmıştır. İktidarlar asla eleştiriye tahammül edemezler. Bu yüzden de ülkemizde yüzlerce sanat ve edebiyat adamımız cinnet geçirmiş ve tımarhanelere düşmüşlerdir.
Bu insanlardan birini, Makbule Teyze'yi anlatmak istiyorum. Makbule Teyze'yi erkekler delirtmişti. Onu hep erkeklere hakaret ederken görmüştüm. Domuzlar, aptallar, hadsizler ve vicdansızlar gibi cümleler kullanırdı sık sık bana. Bu kadınları anlamıyorum bu erkeklerle niye evleniyolar diye söyleniyordu. Makbule teyzenin genç kızlığı zamanında dört beş kadın eksiltmesi 15-20 çoçuk yapması erkekleri olağan sayıyordu. Teyze'nin babası da dört kere evlenmiş ve ikisini döverek kör etmiş, ayrı olağanlıklar maalesef günümüzde de devam ediyor. Sevgili annem babama kızdığı zaman iki eliyle göğsünü yumruklar ve bluzunun yakalarını yırtardı. Sinirinden hem maniler söyler hem de ağlardı. Evlendiğine pişman olmuş kadınlardandı. Beni doğurduktan sonra ancak anlamıştı kadın olduğunu. Hayat bazen aşamadığımız bir dağ. Bazen yolumuza inan zifiri karanlık bazen elimize yüzümüze batan bir diken bazende ellerimize vurulan bir kelepçe çoğu zamanda söylemek isteyipte söylemeyediğimiz iki üç cümledir.Tımarhanelerde ve sokaklarda öğrendim diyorum ya şimdi de hayata dair çok şey öğrendiğim bir sokak adamını İlyas Amca'yı anlatmak istiyorum. Anlatmayacağım çok önemli bir nedenden dolayı yirmi yaşlarında doğdugu kentden firar etmiş, yıllarca şehir şehir dolaşmış tanışdığımızda altmışı üzerindeydi.
Geceleri tren istasyonlarında ve hastanelerin acillerinde gecelemiş, birkaç kez verem olmuş, kendi kendini iyileştirmiş. İlyas Amca bir sokak filozofuydu. Eksi çantasının içi felsefe kitaplarıyla doluydu. Sözlü sohbetli bir adamdı, spora gelen kadınlar her sabah onun da karnını doyuruyolardı. Para kabul etmiyordu. Onun tanıdığımda elindeki İngilizce sözcükten dil öğrenmeye çalışıyordu, gök mavisi gözleri bir daralıp bir genişliyordu. Bana savaşa gitmiş genç bir hanımı ilginç hikayesini anlatmıştı. Kadının ismi Panelope, askere giden eşini tam yirmi gün beklemiş gelmeyince ailesi eşinin ölmüş olabiliceğini ve evlenmesini istemişler. Panelope ailesine elinde işlediği gergefi göstererek bu gergef bitene kadar bekleyeceğim demiş ve gündüz işlediği gergefi gece sökmüş. Böyle yaparak yırmı yıl beklemiş, bu öykü çok hoşuma gitmişti.
Parktaki kadınlar sık sık anlatmasını isterlerdi o da üşenmeden anlatırdı. Siz sokakları ne sanıyorsunuz? Hayat sokaklarda devam ediyor. İki gün önceydi yine erkenden gittim o parkta orta yaşlı bir adamın isyanıyla karşılaştım. Kendisini rahatsız edenlere "ya bırakın da burada hiç değilse rahat rahat öleyim.Vucudunun her yeri yaraydı üzgün üzgün kansere yakalandım ama insanlar anlamıyolarki."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.