Her şey emeğin olacak !

Her şey emeğin olacak !

 

 

Ülkenin sosyalist-komünist geleneği denildiğinde akla gelen ilk isim Türkiye Komünist Partisi (TKP) oluyor.

Anti-emperyalist mücadeleyi doruğa çıkarma adımlarının atıldığı ilk günlerde, ülke topraklarından uzakta bir araya gelen grup tarafından kurulan eşitlikçi-özgürlükçü ve adil bir dünya özlemini dünyaya ispata çalışan bu siyasal anlayış, sosyalizmin vücut bulduğu topraklarda başlattığı o mücadeleyi Anadolu topraklarına taşındığında, karşılık bulmuştu.

Kuruluş tarihi 10 Eylül 1920 olan TKP, günün koşulları içinde legal faaliyet yapması olanaksız bir siyasal ideolojiyi temsil ediyordu. Dolayısıyla, kurulması sonrası başlayan illegal siyasi mücadele tarihi neredeyse 80 yılı aştı.

Türkiyeli komünistler kararlıydı, TKP adıyla siyaset yapılmasının önüne ne kadar engel koyulursa koyulsun bu kritik eşik aşılacaktı. Kolay olmamakla birlikte aşıldı da. Asıl mesele, legal siyaset yapma geleneği henüz oluşmamış ideolojik yapılanmanın ‘örgüt psikolojisinden kurtulup partiyle birlikte siyaset üretmeyi becerip beceremeyecek olmasındaydı.

Ne yazık ki, TKP, 94. yılını kutlama hazırlıkları öncesinde bu ikilem içerisindeki kritik eşiği atlayamayıp, fiilen bir bölünme yaşadı ve içinden iki yeni parti çıktı. Bu çıkış, belki de bir son değil, yeni bir sürecin başlangıcı olacaktı, beklenti bu yöndeydi. Bu beklentinin ne kadarına yanıt verilebildi, tartışılır.

TKP ismi üzerinden siyasi fetişizm yapmaktan öteye gidemeyenlerle, TKP’nin siyasi ve ideolojik hattını hayata geçirmek için statikliği aşıp mücadele geleneğini daha yaygın hale getirmek isteyen iki farklı görüş oluştu.

TKP’yi yeniden ülke siyaset sahnesinde etkili kılacak olan, özünde işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesidir.

Önümüzdeki sürecin mücadeleci TKP’si, iktidarı hedefleyen ve süreci doğru okuyup partinin siyasi temel dayanaklarını doğru zeminler üzerinde yükseltme niyetinde olan kadroların eseri haline gelecektir.

TKP yaşatılacak, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın…

TKP’nin isim fetişistliğini yapmanın dışında ideolojik hattını sağlamlaştırma, TKP politikalarını kitlelerle buluşturma hedefinden gittikçe uzaklaşan siyasal eğilimler de, 10 Eylül’ler geldiğinde bayrak açıp propaganda yapmaktan öteye gidemeyecektir.

Bunları söylememin nedeni, TKP’nin 90. yıl tezlerinde yer alan tespitlere yeniden gönderme yapma zorunluluğu hissetmemdir.

Çünkü, her başlığın ayrı bir önemi var.

‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin doğduğu koşullar ve Türkiye Cumhuriyeti neden bir tarihsel ilerlemeydi?’’

‘’Komünistler ve kuruluş’’

‘’AKP nasıl bir Türkiye’ye müdahale etti ? AKP’yi başarıya götüren güçler, AKP iktidarında devletin çözülmesi uğrağı, AKP Türkiye toplumunu nasıl teslim aldı ? Türkiye Cumhuriyeti gerçekten bitti mi ? AKP’nin bundan sonraki misyonu ve geleceği ne olabilir ?’’

‘’Türkiye solu neden ve nerede başarısız oldu ? 12 Eylül’ün sol üzerindeki etkisi

Boşa düşüren bir miras: Solda demokratizm, Solu kuşatan nesnellik’’

‘’Toplumsallaşma hedefinde neden istenen sonuç alınamadı ?’’

‘’AKP’yi durdurmak sosyalizm mücadelesini yükseltmekten geçiyor.’’

‘’Yurtseverlik ve aydınlanmacılıkta yolun sonu mu ?’’

‘’Sosyalizm Programı mücadelemizin neresinde duruyor ?’’

‘’Bu dönem kitleselleşebilmek mümkün mü ?’’

‘’Cepheleşme önümüzdeki dönemin temel ihtiyacıdır.’’

‘’Kürt sorunu ve cepheleşme’’

‘’Savunmacı stratejilerin geçersizleşmesi’’

Tezlerdeki bu başlıklar bile TKP’nin siyasal görevler doğrultusunda örgütsel yeniden yapılanmasının zorunluluğu, kolektif kültür ve önderliğin yeniden yapılandırılması,

partinin büyümesi ile kadrolaşma arasındaki ilişkinin doğru kurulmasına, etkili siyaset için gelişkin teorik zemin yaratılmasına işaret ediyor.

TKP geleneğini yaşatma iddiasında olanlar, gerçek kolektif kültür, irade ve önderlikle iktidarı hedefleyenler, 10 Eylül’leri yenilenebilen bir iradeyle geleceğe taşıyıp, ‘’Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar, her şey emeğin olacak’’ sloganının altını doldurup, sosyalist iktidarı gerçekleştirecektir.

 

Hedef sosyalizm ise gerisi ayrıntıdır…

Bu yazı toplam 186 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi