Uzun yıllardır, İzmit’te koku yaratan öznelerden biri haline gelmiş olan Kilez Deresi, bugünlerde yine gündemde.

Çünkü, söz konusu dereyi, çok sayıda sanayi tesisi (dilim böyle demeye varmıyor ama ne yaparsınız ki o kategoride sayılıyorlar) babalarının çöplüğü gibi kullanıyor.

Hemen hergün kimyasal atıklarını bu dereye deşarj edip kirlilik ve koku yayıyorlar.

Bu kokuyu Körfez Küçük Sanayi Sitesi ve Vezirçiftliği civarındaki esnaf ile Yahyakaptan, 42 Evler, Körfez ve Karabaş mahallelerinde oturanların yanı sıra yaz döneminde fuar alanının ziyaretçileri de çok iyi bilir.

Ama, o sözde sanayi tesisleri, kimyasal atıkları o dereye deşarj etmeye, çevre ve havayı kirletmeye devam ederler.

Çünkü, bu kentin sahibi yok…

Çünkü, kılıcı demokratik talepleri budamak için keskinleşen merkezi yönetim temsilcilerinin bu tesislere gıkı çıkmaz.

Göstermelik para cezalarıyla durumu geçiştirmeye çalışırlar…

Tespitler, numune analizleri ve raporlar, süreç böyle işler ama sorunu giderici sonuç alındığı, kirletici unsurların yok edilebildiği bir dönem görülmemiştir.

Geçen ay da, bu derenin yaydığı koku yine gündeme oturmuştu.

Başiskele ilçesinden de geçen Kilez Deresi'ne kimyasal atıklar dökülmüş, bu atıkların Başiskele’nin yanı sıra Gölcük ilçesinde de ağır koku duyulmasına neden olunca tepki gösterilmişti.

Dereye bırakılan atığın ardından yüzlerce balık ölüsü karaya vurmuş yetkililer atığı dereye atan firmanın peşine düşmüştü.

Dereden numune alınmış ve o numune TÜBİTAK'a gönderilmiş. Polis soruşturmayı derinleştirince, dereye atığı bırakan iki kişiyi tespit etmişti.

Kimdir bu kişiler ?

Köseköy’deki sanayi sitesinde faaliyet gösteren bir firmanın yetkilileri.

Ne yapılmış bu kişilere ?

Polis tarafından gözaltına alınmışlar, ifadelerinin ardından çıkarıldıkları adli makamlarca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlar.

Şimdi, dereden alınan numunenin raporu bekleniyormuş…

Diyelim ki rapor çıktı, ne olacak ?

Belki, o firma yetkilisi iki kişi hakkında yeniden işlem yapılacak.

Nasıl bir işlem olacak ?

Elbette ki para cezasından başka bir şey olmayacak.

Peki, bu sorun ne olacak ?

Bir daha ki kirlilik tespitine kadar yapılanlar, yapanların yanına kar kalacak.

Bize etkisi ne olacak ?

Kokulu yaşama devam edeceğiz…

Yani, anlayacağınız, yapılacak işlemin caydırıcılığı olmayacak, herkes ‘mış’ gibi yapıldığının farkında olmasına rağmen alışılagelmiş kokulu yaşamını sürdürecek.

Elinde yetki olanlar da, halkı kandırmaya devam edecek. ‘’Çevre, hava ve su kirliliğiyle mücadele sürüyor’’, ‘’Kirletici unsurların gözünün yaşına bakılmayacak’’ ve ‘’Söz konusu tesise şu kadar para cezası verildi, tekrarlanırsa faaliyetten men edilecek’’ açıklamalarıyla konu geçiştirilecek, böylece halkın gazı da alınmış olacak.

Bu kentin sanayicisi, küçük işletme sahipleri, halkı ve hatta anlı şanlı çevrecileri bir türlü Kilez Deresi’ni gündeme taşımaz, taşıyamaz. Çünkü, o bölge ile herkesin bir akçeli ilişkisi vardır ve fincancı katırlarını ürkütmemek gerekir.

Kilez Deresi mi ?

Makus talihine uygun akışını (belki de akışkansızlığını) sürdürecek.