Milyonlar olmak

Milyonlar olmak

 

İzmit’in, çok değil, 35 yıl sonra 3 milyon nüfusa sahip olacağı hesaplanmış. Bunu da, Belediye Başkanı Nevzat Doğan kamuoyu ile paylaştı.

Peki niçin paylaştı ?

Mimarlar Haftası nedeniyle düzenlenen bir söyleşide, kentsel dönüşümün devam etmesinin zorunluluğunu anlatırken, bu artışı, gerekçelerini ve o dönemde yapılaşma açısından yaratacağı sorunları daha anlaşılır kılmak için.

Evet, İzmit, 3 milyonluk nüfusla anılan bir kent merkezi haline gelirse, ne şimdilerde yenilenen altyapı yeter ne de üstyapı.

Konutlaşma, bugün bile yetersizken, o nüfusa yeterli halde olmasını beklemek olası değil.

Bu ne anlama geliyor peki ?

Anlamı şu, daha fazla tarım alanı plan değişiklikleriyle imara açılacak ve konutlaşma olanca hızıyla sürecek. Tabi, bu gelişme bir plan dahilinde yapılacak. Yani, kentsel dönüşüm kriterleri ile gerçekleşecek yapılaşmada AKO erkinin siyasi ve ekonomik kontrolü sağlanacak.

2050 yılında 3 milyon olmak denilince akla ilk gelen şey inşaat sektörü üzerinden yaratılacak yeni rantlar ve bu rantın kontrol edilebilir olmasıdır.

İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, kentsel dönüşüm çalışmalarının daha iyi bir fiziki alt ve üst yapı olması için önemli olduğuna değiniyor. Değiniyor da, kent dokusu açısından tepelerin eteklerine konuşlandırılmış çok katlı binaların bir ucube görüntü yaratıyor olmasından söz etmiyor.

Olsun, o yapılaşmada rant var ya, görüntünün önemi yok.

Olmazsa, kentin tepelerden başlayan silüetinin bozulmaması için, tepelerin ardında imara açılan eski birinci sınıf tarım arazileri ne güne duruyor. Yaparsın o bölgelere konutlaşmayı, kenti de dar bir şerit halinde yaygınlaşmasını önlersin.

Böylece, Kuzey Anadolu Otoyolu güzergahındaki ya da yakınındaki bütün yeşil alanları da yapılaşmaya açarsın, olur biter.

Yoksa, 2050’de 3 milyon olacak nüfusu nerede istihdam edeceksin ki ?

Bu konuda, niyetini gizlemeyen belediye başkanları olduğu için kendimizi şanslı saymalıyız. Nevzat Doğan da, açık sözlü başkanlar arasındaki müstesna yerini almıştır.

Diyor ki;

"Bu kentte herhangi bir çarpık yapı ile karşılaştığımda en çok benim canım sıkılıyor. Bu yanlışı düzeltmek içinde elimden gelen ne varsa yapıyorum. Çünkü şehirler bir çocuk gibidir. Kentimize bir bebeğin büyüme hassasiyeti ile yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Bundan yıllar önce nüfusumuz bugün mevcut olan nüfusun çok çok altındayken bugün 1 buçuk milyon nüfusumuz var. İstatistik verilen bu sayının 2050'li yıllarda 3 milyona ulaşacağını söylüyor. Haliyle bizlerde tüm planlarımızı buna göre yapmalıyız. Geçmişte planlamalar adına çok eksiklikler, yanlışlar yapılmış. Şimdi yapmamız gereken, daha çağdaş bir kent yaratmak olmalı. Kentimizde hala çarpık yapılaşmalar var. Şu anda kentimizin planlama çalışmalarının yüzde 95'i bitmiş durumda. Kentsel dönüşüm çalışmaları hızlanmalı. Bu açıdan, sistemin önünün açılması gerektiğini düşünüyoruz. Ve, TOKİ ve Kent Konut'a verdiğimiz hakları özel sektöre de vermemiz gerekiyor…………" 

Niyet şimdi daha iyi anlaşılıyor mu ?

Piyasacı bir anlayışın bu versiyonu birden fazla amaca hizmet edecek.

Görülen o ki, kent rantını yine TOKİ ve Büyükşehir Belediyesi şirketi olan Kent Konut eliyle yönetmek istiyorlar.

Sağlanacak rantı istedikleri gibi dağıtmayı amaçlıyorlar.

Ve, temelde de, AKP’nin yürüteceği siyaset zeminine sermaye olarak geri dönüşümü sağlamayı planlamışlar.

Siyaset-ticaret eksenini bu kadar iyi kullanabilen piyasacı, işbirlikçi kadrolar, ülkenin olduğu gibi kentin de geleceğini pazarlıyorlar. 

Bu yazı toplam 240 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi