KADIN VE ÇOCUKLAR!
Ülkemizde kadın ve çocuk cinayetlerine her gün yenileri eklenmeye devam ediyor.
Canice ve zalimce gerçekleştirilen bu tüyler ürpertici cinayetler bir türlü önlenemiyor.
Son olarak, ilişki yaşadığı kişiden çocuğu dünyaya getiren bir kadın küçük bebeğine tiner içirerek öldürmüş.
Anne tutuklanmış, baba müsveddesi ise adli kontrol ile serbest bırakılmış.
Benzer şekilde birçok bebek cinayeti haberlerini hepimiz duyduk, okuduk.
Bebeğini çöpe atanlar, sokağa terk edenler, üvey babalar veya birlikte oldukları kişilerce taciz edilen bebekler, çocuklar ve daha neler, neler…
Ancak ortada bir haksızlık var.
Ceza yalnızca kadına kesilmemeli.
Baba olan canilerde suçun diğer sorumlusu olarak tutuklanmalı.
Kadınla birlikte yaşa, bebek olunca hiçbir sorumluluk alma!
Bebeği öldüren anne kadar sorumsuz babada aynı derecede suçludur!
Çocuklar olmadık zalimliklere maruz bırakılıyor.
Çocuklar cinsel tacize ve saldırıya uğruyor.
Anımsayın birtakım yurtlarda tacize ve şiddete uğrayan çocukları.
Kadın cinayetlerinde üçüncü dünya ülkelerinde bile çok ilerideyiz.
Neredeyse her gün bir veya fazlası kadın cinayete kurban gidiyor.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDKF) yayınladığı 10 aylık kadın cinayeti raporuna göre, 1 Ocak-31 Ekim tarihleri arasında 357 kadın, erkekler tarafından öldürüldü.
Raporda, kadınların 61’inin ölümünün şüpheli olarak kaydedildiği, 198 kadının ateşli silahla ve 77’sinin kesici aletle öldürüldüğü ifade edildi.
Öldürülen kadınların ortalama yaşı ise 37 olarak kayıtlara geçti. Rapora göre kadınların 168’i evli, 96’sı bekar, 26’sı boşanmış ve 10’u dini nikahlıydı. 55’inin medeni durumunun bulunmadığı aktarıldı.
Yine raporda kadınlarının kayda değer bir kısmının aile içinde öldürülmüş olmasına da dikkat çekildi. TKDKF verileri 135 kadının bu şekilde hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.
Evlerinde, sokakta, işyerinde şiddete, tacize uğrayan kadınların sayısı bilinmeyecek kadar çok.
Özetle Türkiye, kadın ve çocukların can güvenliğinin yeterince olmadığı bir ortama sürüklendi.
Ne ilginçtir ki kadına ve çocuğa şiddet ortamına son verecek gerçekçi adımların atılmadığı, cezai yaptırımların olmadığı görülüyor.
Kadınları öldürenlerin tek savunması, ‘’Aldatıldım, o an kendimi kaybettim ne yaptığımı bilmiyordum, pişmanım!’’.
Bu kadar!
Her şey dönüp dolaşıyor kadını ikinci sınıf canlı olarak gören öngörüye varıyor.
Karnından sıpa, sırtından sopanın eksik olmaması gerekliliğine inan gerici kafa yapısı kadına daha çok zulüm edecek.
Kadınının ve erkeğinin eşit ve özgür olduğu dünya daha güzel ve mutlu olacak.