Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

HAYAT OKULUNDAKİ LOTOS ÇİÇEĞİ

HAYAT OKULUNDAKİ LOTOS ÇİÇEĞİ

Bu Cuma torunuma verdiğim sözü yerine getirdim onu Gebze’de ki bir kuaföre hanım içerde torunum saçlarını yaparken bekleme salonunda oturdum. Az sonra orta yaşlı epey yıpranmış yüzü çökmüş solgun ve üzgün görünümlü bir hanım geldi. İşi bitti kapıdan çıkarken inanın onu tanıyamadım yüzünü ve kafasını değiştirmişlerdi sanki o çökmüş sararmış yüzü gitmiş dünya güzeli bir kadının allı pullu yüzü gelmişti sanat böyle bir şey iki yaratıcı el ve bir beyin neler yapmaya kadir değildir. Kadın yaratıcı bir ressamın elinden çıkmış bir prenses portresi gibiydi. böyle yaratıcı insanlar o kadar az ki bu ülkenin boşa konuşan kaba saba politikacılara değil böyle sanatkar ruhlu insanlara kalp ve beyin cerrahlarına müzik adamlarına yaratıcı yazarlara şairlere mimarlara tiyatroculara ihtiyacı var geleceğimizi ancak bu insanlar güzelleştirebilirler.

Sanat halkı bilinçlendirir halkı ezenleri hiçe sayanları eleştirir yaşama güzellik ve renk katar. Torunumun saçlarını yapan hanımla ayak üstü on dakika konuştuk. On yıldır bu işi yapıyorum burada gördüklerimi duyduklarımı ben anlatsam siz yazsanız roman olur şu karşımızdaki aynalar, şu koltuklar, duvarlar, elimdeki tarak ve makas diye gelse konuşsalar ülkemizdeki kadınların erkekler ve devlet tarafından nasıl dışlandığını anlatsalar. Burası bir hayat okuludur dedi. Siz bu hayat okulunda görüp, duyduklarınızı anlatın ben yazayım dedim. Olmaz meslek sırdır dedi ama onlarca eşi tarafından hakarete uğramış, dayak yemiş kadın gördüm ilk gelişlerinde korkak, çekingen üçüncü gelişlerinde benden daha dilli olanları gördüm. Öz güvenli zeki hamarat kadınlar gördüm.

Ben bir köylü kızıyım cahil biriydim ilk bir yıl temizlik işlerini yaptım şimdi ustayım. Hayatı sevgiyi nefreti dürüstlüğü buraya gelen kadınlardan öğrendim yani ben onları güzelleştirdim onlarda beni eğittiler ve bilgi tecrübe sahibi ettiler. Hayatım yalnız yemek içmek ve falandan filandan ibaret olmadığını bu kadınlar öğrettiler bana hayat dediğimiz şey

Dizi kombinasyondan oluşuyor bunları araştırmadan incelemeden ve yaşamadan gerçek hayatı öğrenemeyiz zeki bir kadın demek ki dedi. Bu sözünü ettiğimiz kombinasyonlardan biri bu kuaförlük sanatı evet öyle dedim bizim işimiz insanları güzelleştirmek buraya gelir buradan prensesler gibi çıkarlar kadınlarımız okumuyorlar kendilerine hakaret edenlere baş kaldırmıyorlar TV dizilerinden edindikleri bilgi ve görgülerle idare ediyorlar suçludurlar demeye dilim varmıyor ama cahilliklerinin suçu kendilerinde

Hanımları fiziksel olarak el yordamıyla güzelleştiriyorsunuz ruhsal olarak da rahatlatabiliyor musunuz? Dedim. Bu konuda bir telkinimiz olmuyor zaten böyle bir faaliyetimizde yok dedi. Ama buraya gelen hanımlar burada tanışıyor birbirlerine içlerini açıyor sorunlarını ve dertlerini paylaşıyorlar karamsar sıkıntı gelen biri buradan bir bayram havası içinde çıkıp gidiyor. Yanlış anlamayın bir abartıda anlamayın burası bir hayat okuludur. Dünyada yaşana olaylar burada tartışılır buraya gelen her müşteri hayat öyküsüyle gelir delisi akıllısı dolu bekarı her çeşit insanı gelir. Sevgili okurlar insan yaşamı çok düğümlü bir halata benzer düğüm yaşarken insanın başına gelen iyinin, kötünün ve önemli olanın kendisidir bu güne kadar bu düğümü kimse çözemedi yalnız birilerinde bu halat uzundur ve çok düğümlüdür birilerinde de kısadır ve düğümsüzdür der Engels. Hayat anlatmakla bitmez bir düşman kalesi gibi durur karşımızda bize teslim olmaz onun içine ancak onunla savaşarak gireriz her yerde herkes gücünün ve bilgisinin oranında hayata karşı mücadele ediyor. Bir benzeri de kuaföre gelen hanımlar veriyor bütün amaç hayatın tadını çıkarmak daha rahat stressiz yaşamak hanımları lotus çiçeğine benzetirim bataklıklarda biten bu çiçeğe öyle çok benziyorlar ki bu çiçek bataklıkta biter ama bataklık onu kirletemez lotus çiçeklerim başı ve en asisi güneşi görene kadar dibine kök salar güneşi görür görmez hemen yaprak açar güzelleşir kadınlarda böyle değiller mi. Bir başka özelliği de üzerine toz kondurmaması bir damla suyla bütün bedenini yıkamasıdır.                

Bu yazı toplam 6830 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi