Aktan Uslu

Aktan Uslu

Gazete okumayan siyasetçiye önerim Ajans Press modelidir

Gazete okumayan siyasetçiye önerim Ajans Press modelidir

Gerek yerel basın ve daha ötesi, Gebze yerel basınında; toplamda devasa nüfuslu dört ilçede mekik dokuyarak, sahadan haber üretmeye çalışan naçizane bir gazeteci olarak; zaman yetersizliğinden ötürü yetişemediğim, içim yana yana atladığım konular olmuştur.

Bu eksikliğe dair her tür okur, yurttaş tespitine ve kıvamında olmak kaydıyla eleştirisine açığım, saygım var.

Ancak es geçilen bir detay var: Şahsım dâhil olmak üzere bir gazetecinin takip ettiği haber konusunda, örneğin bir basın toplantısı veya spor müsabakası sonunda işi, o toplantı veya müsabaka bittiğinde bitmiyor. Tam aksine, asıl o zaman başlıyor. Yazı ve görsel işçiliği…

20 Ekim 2023 sabah 06.10, an itibariyle bugün, yarın, öbürsügün hiç gazeteye bile uğramadan, gitgel de vakit kaybetmeyim diye ev ofis çalışsam; gözlerim sulanana kadar bilgisayar ekranından ayrılmasam, yazmam gereken stok haberleri herhalde üç günü alır.

Geçtiğimiz hafta cumartesi günü Kocaeli Kitap Fuarı’na başta erişebildiğim Gebze Bölgesi yazarları olmak üzere özel haber çalışması için gittim. Bırakın iki satır haberi, sosyal medyamdan fotoğraf paylaşıp iki cümle kelam bile edemedim.

Neyse ki; özel haber çalışması olduğu için vakitleri hiçbir zaman geçmeyecek.

En sinir olduğum iki eleştiri türünden biri; kitlesel eylemler, düğün dernekler, cenazeler gibi haberlerde kimlerin yer alıp almadığına dair bilgilendirmeyi önemserim. Hepsinin fotoğrafı çıkmasa bile şahıs veya kurumsal, isimlerinin geçmesini isterim. Ola ki ve eskaza gözden kaçırmış olmayayım: Vakti zamanında fotoğrafıyla birlikte geldiğini gösterdiğim zevat/zevatlardan birini bir başkasında sehven pas geçmiş olayım: Kıyamet alametleri..

Dün bir benzerini yaşadım. Bilgisayar ekranına dalacak veya susmak bilmeyen zevattan sebep telefonu parçalayacak, o öfkeyle zararı yine kendime verecektim.

Bir diğer gıcık olduğum mesele ise; haber konusu ettiğim bir vakayı, haberleştirmediğim gerekçesiyle eleştirilmektir. Gazete okumayan, tipik yurdum insanı, sözüm ona eleştirisidir.

Şahsım adına;

Tepki sıradan, sokaktan bir yurttaştan gelse bir yere kadar anlarım ancak Gebze’de; iktidar partisinden ana muhalefetine, muhalefetine aktif siyasette;

Meslek odalarından sendikalara… sivil toplumda;

üstelik yönetim kademesinde yer alanların gazete okumamaları, olan bitenden haberdar olmamaları kabullenilecek bir durum değildir. Bir örnekle detaylandırmak gerekirse;

Seri haber haline getirdiğim Mustafapaşa Mahallesi, 635 Sokak’taki malum trafik kazasına dair haberlerin biri hariç etiketlemesini, sınırlı sayıda, konu muhataplarına yaptım.

Kazada hayatını kaybeden Cemil Kalyoncu için, vefatının 7’si nedeniyle Gebze Belediyesi desteğiyle; aile tarafından verilecek yemek ve okutulacak mevlidi ise toplamda 41 kişiye etiketledim.

Siyasi partilerin ilçe başkanları ve yöneticileri ile sınırlı tutmadım. Kalyoncu’nun kimi vasıflarından ötürü ilişkilendirdiğim sivil toplum örgütlerine de etiketledim.

Amacım o akşam yemeğine veya mevlide katılımlarının önünü açmak için, direk haberdar etmekti.

Bildiğim kadarıyla sadece; birkaç gün önceki yorumumda vakaya kayıtsız kalındığı gerekçesiyle eleştirdiğim CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan ile Gebze Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Avukat Saide Arslan Çalışkan’dan başka; o akşam oraya giden olmadı. Yanılıyorsam, düzeltirim de.

Vakayla Kalyoncu Ailesi’nin hemşerisi, Gebze Düzceliler Derneği Başkanı Durmuş Yağcı sürekli ilgilendi. Makamın ve görevinin hakkını verdi.

Diğer iki siyasetçi desteğinden biri AKP’den; Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’e taziye ziyaretinde eşlik eden AKP Gebze İlçe Teşkilatı Mustafapaşa Mahalle Başkanı Ergün Karalı’dan geldi. Öncesinde ilgileri oldu mu, sanmıyor… Malum AKP iktidar partisi, “Eh, bi zahmet” diyorum.

Ziyaret heyetinde Mustafapaşa Mahallesi Muhtarı Ayhan Baş da yer aldı… Yorumsuz bırakıyorum. “Takıntı yaptın” demeyin diye…

MHP Gebze İlçe Teşkilatı ise, Ali Yalsız başkanlığındaki mevcut yönetim içinde de yer alan Yılmaz Uğurlu ile, bir şekilde kendini hissettirdi. Çünkü Uğurlu acılı baba Yusuf Kalyoncu’yu yanılmıyorsam, Gebze Düzceliler Derneği Başkan Yardımcısı sıfatıyla aradı. Kuvvetle muhtemel o akşam da oradaydı. Kuvvetle muhtemel veya bir ihtimal, Başkan Yalsız ve içinde yer aldığı yönetimi bilgilendirip, partisini de temsil etmiştir.

Ama ötesi yok..

Ya o etiketlemede 41 kişi okumadı. Ya da okusa dahi, pas geçip umursamadı.

İşte bunun içindir ki Gebze’de iktidarı, ana muhalefeti ve muhalefeti ile siyaset toplumun fersah fersah gerisindedir.

Asla ve asla; merhum Cemil Kalyoncu’nun vefatında iki kritik etkenden;

Sokakta daha önceden talep edilmesine rağmen kasis yapılmaması ve ambulansın geç geldiğine dair iddialar dayanak gösterilerek yerel ve genel yönetime, AKP Hükümeti’ne veya AKP’li Gebze Belediyesi’ne yüklenilmesi gerektiğini savunmuyorum. Ama sorun sahiplenilip adabıyla dillendirilebilirdi.

Kalyoncu Ailesi’nin yanında yer alınmalıydı o acılı sürecinde.

Dinlenmeliydi:

Aile reisi Cemil Kalyoncu;

Kiracı olarak oturdukları evde sözleşme imzalamadıklarını, yüzde 25 oranındaki yasal sınıra karşın henüz dördüncü ayda devasa bir kira zammına maruz kaldıklarını ve hala sözleşmesiz oturduklarını, ev sahibinin sözleşmeye yanaşmamasına karşın sırf çocuklarının başına bir şey gelmesin diye rıza gösterdiğini anlattı.

Gitseydiniz, ilgilendiyseniz memleketin yakıcı bir sorunu haline gelen vakada, Gebze üzerinden yaşanan vahamete tanık olurdunuz.

Şimdi yerel seçim dönemi..

Başta, bu süreçte basını bilgilendirmede en donanımlı, belediyeleri de elinde bulunduran ve oradan da haber yağdıran AKP olmak üzere..

Birçok siyasi partiden adaylarının ne kadar da halkı dinlediğine, halkla iç içe olduğuna dair haberler gelecektir.

Hadi iktidar harici olanlar neyse ama iktidar partisinin halkı ne kadar da dinlediğini, içinde olduğunu da Cemil Kalyoncu vakasında gördük..

Kentleşememenin bir getirisi olarak Gebze’de sıradan yurttaşın, halkın gazete okumamasını anlarım ama aktif siyasette, sivil toplumda yer alanların okumaması çok sırıtıyor, kanaatindeyim…

Bu kadar eleştiriden sonra elbette çözüm önerim de var.

Ajans Press” tipi aktif siyaset diye kısaca adlandırıyor, arkasını yarına bırakıyorum…

Bu yazı toplam 7103 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi