“Memleket milliyetçiliği, makro milliyetçilik, mikro milliyetçilik gibi gelişmemiş toplumların uyguladığı siyasi metotları geride bıraktığımız seçimlerde sonuna kadar gördük. Siyasilerin yaptıkları çalışmaları lütuf olarak görmesi, biz engelli vatandaşların tahammül sınırlarını aşmış, karar verme mekanizmalarında etkili olmamız gerektiği konusu kesinlikle olmazsa olmazımız haline dönüşmüştür.”

Üniversitelerde siyaset bilimi üzerine eğitim gören öğrencilere herhangi bir sınavda yukarıdaki ifadeler verilip, “Bu sözler siyasi ve ideolojik olarak irdelendiğinde, doğru şık hangisidir” soruları yöneltilse ve şıklar sıralansa;

Veya “Milyoner”de ikinci baraj sorusunu açtıran soru olsa…

1. Liberal demokrat
2. Milliyetçi muhafazakâr
3. Sosyal demokrat, sosyalist, komünist
4. Milli görüşçü

Seçenekleri sıralansa;

“Milyoner”deki yarışmacı apolitiğin önde gideni olup “Seyirci joker hakkı”, yetmez “Telefon joker hakkı” falan diye tüm joker haklarını tüketse..

Yanıt yüzde 90 oranda c şıkkı olacaktır ama sözün sahibine baktığımızda, doğru yanıt d şıkkı..

Kocaeli Beyazay Derneği Kocaeli Şube Başkanı Furkan Uğur Eşitti’nin bizde yer bulan söz konusu açıklamasını, Google arama motoru üzerinden sorguladım.

Bizim haricimizde yanılmıyorsam tek bir yerde, Çağdaş Kocaeli’de yer bulmuş.

Eşitti söz konusu basın açıklamasında konusundan sebep, gayet doğal şekilde engellileri koydu.

Eşitti’nin söz konusu çıkışına açıklamanın yapıldığı gün basınla bir araya gelen Çayırova Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Fikret Torun da destek attı.

Katılıyor ama ben engellilerle sınırlı tutmuyorum.

Belediye meclisi aday listesine girecek isimler belirlenirken ön planda tutulan nitelik ve bölgesel doku olmalıdır.

Gebze, Darıca, Çayırova ve Dilovası Belediyeleri’nde kadın ve gençlik kotalarında dahi engellilerin yanı sıra

Emek, İSG…

Sanayi, üretim, sermaye

Esnaf,

Kültür sanat, edebiyat

Hukuk,

Sağlık,

Çevre,

İmar, inşaat, gıda… her tür mühendislik

Eğitim

Ar-Ge inovasyon, ilim bilim fen...

Toplumun tüm kesimlerinin alabildiğine sağlanması gerekir.

2014 yılının mart ayında gerçekleşecek seçimlerde bölgemizde hangi aday belediye başkanı göreve seçilirse seçilsin yerelde iktidarı, ana muhalefeti, muhalefeti ile meclisin; seçilen tüm meclis üyeleri şahsında insanı, nitelikleri üzerinden masaya yatırmalı..

Varsa toplumun herhangi bir kısmının temsil eksikliği, boşluğu kent meclisleri ile doldurmalıdır.

Meseleyi kent meclisleri ölçeğinde sorguladığımızda…

Gebze’de bir önceki dönem belediye başkanı Adnan Köşker ile mevcut belediye başkanı Zinnur Büyükgöz’ün;

Dilovası’nda bu dönem Hamza Şayir’in

Belediye başkanlığı yaptıkları ilçeye yaptığı kötülüğü, herhalde yedi düvel bir araya gelse yapamazdı.

“Türkiye yüzyılı” teranesi altında ilkel çağlarda takılı kaldıklarını öngördüğüm Köşker ve Büyükgöz ile Şayir ve emsalleri;

Hele ki demokrasiyi araç olarak kullandığını Dilovası’nda gerçekleşemeyen kent konseyi seçimlerinde teşhir eden Şayir..

Neyse sınırları zorlamayım. Sonra İbrahim Karaosmanoğlu örneğinde yaşandığı gibi ağır eleştiriyi “Hakaret” addedip olmayan 100 bin lirama musallat oluyorlar, caydırıcı olsun diyeymiş. Hakkımızda hayırlısı, savunma dilekçeme yanıtlarını merakla bekleyeceğim…

Kent konseyleri Çayırova ve Darıca’da; kötünün iyisi bir halde yoluna devam etmektedir. Her iki ilçede belediye başkanları Muzaffer Bıyık ve Bünyamin Çiftçi önlerini kısmen açmaktadır ancak daha ötesi olabilirdi, kanaatindeyim..

Sözün özüne gelince;

Şahsıma yönelik saygı duyduğum eleştirilerden biri; Gebze İli’ne dair kayıtsızlığımdır. Fazla detaya girmeyeceğim ama konu itibariyle bana ihtiyaç yok zaten…

Ben meselenin kentleşme, kent ve kentli olma ayağıyla daha ilgiliyim.

Merkezde Gebze’si; çevresinde Darıca, Çayırova ve Dilovası İlçeleri ile birlikte Gebze Bölgesi’nde kentleşmenin yolu;

Nitelik merkeze alınarak oluşturulacak belediye meclisi..

Meclisi önergeleriyle destekleyecek ve mevcut mecliste nitelik merkeze alındığında varsa temsil yetersizliği, dolduracak kent meclisleri ile mümkündür, diyorum.

Aksi halde;

Adayların her tür alt kimliği, ekonomik güçleri, “Çevreleri” falan gibi sıfır nitelik içeren özellikler ön plana çıkacaksa..

Gebze’yi değil il..

Türkiye’nin başkenti yapsan, hikaye, kanaatindeyim…