EKMEK ÇALMAK
Yaşadığımız yer bi şehir kasaba bir köy neresi olursa olsun ağa bey zengin yoksul kim olursak olalım yaşadığımız yerde açlıktan yoksulluktan ölenler varsa hasta olup tedavi edilemeyenler varsa çok daha başka nedenler yüzünden eğitim alamayanlar intihar edenler fahişelik yapmak zorunda kalanlar adaletsizlik yüzünden haklı oldukları halde haksız muamelesi görenler varsa bizler ve tüm insanlar bilerek isteyerek bütün bu haksızlıklara maruz kalanların yanında durup onların lehine ses çıkarmıyorsak onların dertlerini duymak istemiyorsak tarihin önünde insanlık adına hepimiz suçluyuz çünkü insanlık felsefesinde herkes herkesten sorumludur bizler sadece ailelerimizden yakın akrabalarımızdan içinde yaşadığımız toplumdan değil dünyanın herhangi bir yerinde haksızlığa baskıya uğramış tüm insanlardan sorumluyuz insan olmak böyle bir şey bütün bu sözünü ettiğim şeyleri içine alan bu anlamda çok anlamlı bir örnek olan yaşlı bir amcayı sizlerle tanıştırmak istiyorum Kanadalı olan yaşlı bu adam ekmek çaldığı için mahkeme karşısına çıkarılır ona neden çaldığı sorulur hakim bey bu ekmeği çalmak zorunda kaldım birkaç gündür açtım ve açlıktan ölmek üzereydim karar yüce mahkemenizindir der okuyanlar bilecektir böyle bir olay da 1700 yıllarında Fransa’da yaşanır bu olayı ünlü yazar victor hugo sefiller isimli romanında anlatır jan valjanı hatırlayacaksınızdır bu iki olayı birbirinden ayıran şey yargılandığı mahkemelerdir jan valjan Fransa’da yargılanır bir ekmek çaldığı için 19 yıla mahkum olur yaşlı adamın yani şimdiki kahramanımızın bir ekmek çaldığı için yargılandığı yer kanadadır mahkeme yaşlı adamı dinler ve on dolara mahkum eder hakim ayağa kalkar adama sana böyle bir ceza verdim ama bu parayı ödeyemeceğini bildiğim için senin yerine ben ödeyeceğim duruşma salonundakiler sus pus içindedirler yargıç cebinden çıkardığı 10 doların yaşlı adam adına hazineye yatırılmasına karar verir işte demokrasinin insan haklarının kısmen de olsa eşitliğin olduğu bir ülkede bu tür suçlar insan hakları muamelesi çerçevesinde kolaylaşıyor inanalım adına sorumluluk taşıyanlar bilecektirler bir zamanlar Türkiye’de de baklava çalan iki çocuk tutuklanmıştı gönül ister ki olması gereken de budur dünyanın hiçbir yerinde bu tür suçlar işlenmesin hâla ekmek çalmak suçu hiç işlenmesin ne demek ekmek çalmak ama ne yazık ki özel mülkiyetin sömürünün ve vahşi kapitalizmin hüküm sürdüğü ülkelerde en çok da yoksul insanlar ekmek çalmak zorunda kalıyorlar sevgili okurlar hırsızlık yani çalmak suçların en kötüsüdür her ne şartla olursa olsun hiçbir insanın başka bir insanın malını çalma hakkı olmaz ama ne yazık ki Türkiye’nin de içinde olduğu yoksulluğun yaşandığı ülkelerde insanlar en çok da ekmek çalmak zorunda kalıyorlar yaşlı adam o ekmeği çalmasaydım ölecektim demiş mahkemeye yeryüzünde bundan daha dramatik bir başka söz olabilir mi bütün bu suçların ortadan kalkması en başta devletin ve sonra da birey olmuş vatandaşların işidir devletin varlık nedeni budur devlet suç işlemeye açılan bütün kapıları barış kardeşlik ve insanlık felsefesiyle kapatmalıdır işte vatandaşlık bilinci sorumluluğu ve adaletli devletlerin bunun için gereklidir Türkiye’de de suç işleyen bütün insanlardan bizler hepimiz sorumluyuz bizim ülkemizde ne yazık ki sözünü ettiğim hakimler de yok sorumlu yurttaş olmak bu tür olaylara ses çıkarmak gerekir adamın biri bir mezarlığın önünden geçiyormuş mezarlıkta çıplak bir adam görmüş kendi kendine kimdir nedir bu adamın bu halde ne işi var burada diye düşünmüş ama başıma bir bela gelir diye ordan uzaklaşmış adamı bir daha görmemek için gözlerini yummuş bana bağırır bir şeyler der diye kulaklarını tıkamış ne yaparsınız ki insanın içinde bir de vicdan var bir süre gittikten sonra vicdanı ona sen nasıl bir insansın o adamın yerinde sen de olabilirdin birileri burdan geçer sende onlardan yardım isteyebilirdin bu tür şeyler herkesin başına gelebilir der geri döner elbiselerini adamla paylaşır sonra adamı alır evine götürür bu uzun bir öyküdür
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.