DEPRESYON
Dün kahvede yanımda oturan adamın okuduğu dergiye kaydı birden gözüm.Anti depresyon kullananların oranı beş yılda yüzde yüz arttı yazıyordu.Bunun böyle olduğunu insanların aksi-sinirli ve öfkeli davranışlarından biliyorum.Hastanelerde en çok kalabalık olan psikiyatri kapıları oluyor.Ruh ve sinir hastalıkları hastaneleri ve cezaevleri ağzına kadar dolu.Bu tür olumsuzlukların yaşadığı yerde normal insanlardan ve mutluluklardan söz etmek olanaklı değildir.Toplumumuz barut fıçısı gibi kimse kimsenin en küçük hatasına tahammül edemiyor.Depresyonla birlikte yaşamaya alışmış biri olarak söylüyorum bütün bunları.
Sıkıntı stres ve depresyon insanların boynuna yılan gibi dolanmış mutluluk göreceli bir konu insanların yaşadıklarına göre değişiyor. Sofrasında en ucuzundan peyniri ekmeği ve çorbası olan ama buna rıza gösteren şükredenlerin olduğu gibi servetinin hesabını bilmeyen ama mutsuz olup ve daha çok edinmek isteyenler var .Sanayi ve kültür devrimi yapamamış eğitimi zayıf yurttaş eşitliğinin olmadığı ve cahilliğin hüküm sürdüğü bir ülkede Anti depresanlar kullananların sayısı her yılda daha artacaktır ve artıyorda .
İnsanlarımızın büyük bir çoğunluğu kendilerini tanımlarken kendilerinden çok zengin yaşıyanların yaşamlarının örnek gösterip neden böyle yaşadıklarını sorgulamıyor.Kendilerinden çok daha yoksul olanlara bakıp ve kendilerinin yaşadıklarına şükür ediyorlar.Maalesef insanlarımız neden zengin bir coğrafyada yoksul yaşadıklarını sorgulamıyorlar.Neden mutlu bir toplum değiliz cevabı elbette ki mutluluğun tanımında değil.Mutluluk kısa süreli bir olgu uzun süre bastırılmış arzulardan ve ihtiyaçlardan meydana çıkıyor .
Bir konserinde bir gazeteci ünlü ozanımız Neşet Ertaşa bir birini kiminiz varmı diye sormuş.Ozan ben öldüğümde evimde hiç açılmamış bir çuval un çıkarsa anlayın ki ben bir suç işlemişim.Hak yemişim ve büyük bir günaha girmişim demektir.Cenazemi kaldırmadan önce o çuval unu yoksullara verin.Ozanımızın mutluluğu böylesine saygı değer bir değerlendirmeğe bağlı anadolu halkının adalet duygusu böyledir.Bu kültürün uslat Hacı Bektaş Veli -Pir Sultan Abdal -Mevlana ve Yunus Emredir.
Ha yeniden Antidepresanlara dönecek olursak depresyon biyolojik bir arıza dışında başka çok önemli sebepleri de var.Mesela doğadan uzaklaşmak işsizlik geleceğe güvenle bakmama statü kaybı ve en önemlisi de çocukluk döneminde yaşanılan tıranmalar bütün olumsuzlukları yaşayan insanların beyinlerinde bulunan mutluluk üreten serotonun azalıyor.Bu iddam on yıla yakındır.Büyük depresyonlar yaşıyan biri olarak söylüyorum.Türkiyede yaşanan sözünü etdiğim depresyon özellikle 12 eylül fassıst askeri darbe döneminden sonra doğudan batıya yaşanan o büyük göçten azmıştır .Biliyoruz ki biz insanlar parçaları arıza yapmış bir makine değiliz.Yaşadığımız bu ülkede çoğumuzun istekleri ve arzu etdiklerimiz yerine getirilmiyor.Devlet tarafından halk olarak mutlu olmanın en önemli yolu paradan maldan ve mülkten gecdi parçalandı.Bize bu yol yalnış tabi.Birer ikişer evi olanlar en lüks araçlara binenler en güzel kadınlarla evlenenler mutlu oldularmı elbet de hayır.Mutlu olmak paradan servetden falan geçmiyor.Mutlu olmanın yolu anlamlı değerlere sahip olmaktan geçiyor.Mesela güvenli bir gelecek demokrasi eşitlik hak hukuk adalet bir birlerini seven bir birlerine güvenen açıkçası birlikte yaşamaktan keyif alan insanların oluşturduğu bir toplum düzeni.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.