Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

DELİLER EVİ

DELİLER EVİ

Anlatacağım bir dramdır. Ülkemizde yaşanmış bir dram halk olarak bir ortak sorunumuzdur. Ben bu dramı bir televizyon kanalında izledim. Yazımın ismini de deliler evi koydum. Çünkü bu dramda isimleri geçen insanların hepsi de ruhsal sorunlu yani sağlıklı insanların yapacağı iş değil. En yaşlıları seksen yaşında biri altmış diğeri yirmi yaşında iki gelini var bu yaşlı kadının. Bu gelinlerden yaşlı olanı bu kadına resmen işkence edercesine dövüyor. Küçük gelinde telefona çekiyor. Bu iki kadın yaşlı kadının gelinleri sebep temel ihtiyaçlarını yapamaması sık sık altını ıslatıyor. Yaşlılıkta herkesin başına gelebilecek normal olan bir durum. Böylesi bir durumda kimse işkence görmeyi hak etmez. Bırakalım bu durumu hiç bir konuda hiç kimse kötülük görmeyi hak etmez. Ha birde erkek torunu var o da kadının elini kesmiş. Sonuç olarak yaşlı kadın ölmüş. Bu insanlar yaşadıkları evi bir tımarhaneye dönüştürmüşler. Çok şey gördüm yaşadım ve duydum ama böyle bir şey görmedim. Cahillik bu insanları resmen insanlıktan çıkarmış. Yaşlı kadının feryatlarından yüzündeki yalvarmalardan yaşamak istediği o kadar görünüyor ki insanın içi parçalanıyor. Bir kaç gün önce ölümcül bir hastalığa yakalanmış bir arkadaşımın ziyaretine gitmiştim. Moralinin yüksekliği beni hem çok sevindirdi hem de düşündürdü. Hastalığının ne aşamada olduğunu sordum: Gülerek boş ver aşamasını benim için bir gün daha fazla yaşamak önemli bunun için elimden geleni yapıyorum ve iyi olacağına umudum var. Mutlaka o yaşlı kadınında umudu vardı ama bu umudu iki gelini ve torunu yok ettiler. Yaşamak her halde çok güzel bir günde olsa böyle ama her zaman bu böyle olmuyor. İnsanın yaşama umudunu bazı cahiller insanların ellerinden alıyorlar. Bu cahillerden biri işkence ediyor diğeri de telefona çekiyor. Cahillik insanda ne vicdan ne merhamet ne de insanlık bırakıyor. Freud kimse ölümle karşı karşıya gelmedikçe ya da bilincinin altında ölüm kavramını oluşturmadıkça ölümden korkmaz demiş. Ha birde telefonlar var maalesef çoğumuzu insanlıktan çıkardılar. Aile hayatımızı neredeyse yok ettiler. Bu alet yüzünden denize düşenler var trafik kazasın da ölenler gelinlerden biri bu evde yaşanan her şeyi telefonuna çekmiş ve bunları zamanı gelince kullanıyor. Taşlı kadına işkence yapan eltisini de çekmiş. Bütün bunları televizyonda gördük. Bu insanların ölüye bile saygıları yok. Yaşlı kadın öldü diye cahil kadın dans ediyor. Bir zamanlar yeryüzünün lanetlileri isimli bir kitap okumuştum. Bu olayda üzüldüğüm bir şey de kadının kadına yaptığı kötülüktür. Kadınlar, kadınların kurdu olmuş. Sermayenin istediği de bu zaten yaşlı kadını on çocuğu, yirmi beş torunu var. Kendisine işkence edenlerde dahil hepsini büyütmüş. Altlarını almış karınlarını doyurmuş. Dokuzunu dokuz ay karnında taşımış onlarla ağlamış gülmüş ama onlar bu iyiliklerinin karşılığında işkence etmişler şimdi bu mu insanlık bu mu büyüklere saygı bu yapılanları insanlığın neresine koyabiliriz. Maalesef ki yaşlılarımıza yeterince ilgi göstermiyoruz. Türkiye de huzur evlerinde yer yok. Buna utanmalıyız. Ölüme bir şey dediğimiz yok. Ölüm olmasaydı hayat çok daha heyecansız olurdu. İnanın hiç bir şey bize keyif vermezdi. Bu yüzden ölüm duygusu en yüce duygudur. Ama işkence ile yapılanlar değil. Herkesin yaşama hakkı vardır ve buna herkes saygı göstermesi gerekir.     

Bu yazı toplam 6163 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi