Tam olarak iyi bir yurttaş iyi bir aile babası ve iyi bir insan oldum desem gerçeği söylememiş olurum olamadım olamadığımın çok önemli nedenleri var yazmaya kalksam sayfalar yetmez bütün bunlara rağmen iyi bir okur ve iyi bir dinleyici olduğumu söyleyebilirim mesela Alman felsefesini İngiliz ve Rus devrimlerini rönesans ve reform hareketlerini defalarca okudum sevgili dostlarım şimdi içinizden Türkiye’den neden hiçbir şey okumadın mesela Osmanlı’yı ya da cumhuriyet dönemiyle ilgili edebiyat ve tarihi neden okumadın diyenlerin olduğunu hissediyorum bu yazıyı da bunun için yazıyorum itiraf edeyim kenarından köşesinden okudum cahilliğime ön yargılarıma verin İki yıla yakındır okumaya çalışıyorum söylemek istediğim kendi öz tarihimizi edebiyatımızı okumadığımız için maalesef halkımızı da tanımıyoruz bir ben değil entelektüel anlamda insanımızın kendi halkımızın edebiyatını iyi bildiğimizi söyleyemem Evren devamlı değişiyor ve dönüşüyor bizler bu çarkın neresindeyiz sorusunu kendimize sormalıyız tarihimizle edebiyatımızla kesinlikle yüzleşmeliyiz geçmişimizde neler yaşanmış bize neler bırakmışlar bırakılanları koruyabilmiş miyiz maalesef bileğimizi sanmıyorum Tartıştığım arkadaşlarımın çoğu Türkiye’de demokrasinin insan haklarının olmadığını söylüyorlar aynı şeyleri tv de yüzlerce tartışmacı da söylüyor yazılı basın da söylüyor Türkiye’nin gerçekten demokratik sosyal ve kültürel alt yapısı yok ama biz eleştirenler olarak bu işin neresindeyiz ? Demokrasinin olması için bir katkı sunabiliyor muyuz bence asıl sorgulanması gereken budur ülkemizin her köşesinde her kesiminde endişe güvensizlik huzursuzluk ve sıkıntılar var bunların sebebi kimileri yaşamın kendi iç dinamiklerinden kimileri yöneticilerin haytalıklarından kimi eğitimsizlikten eğitim çok önemli halkımız iyi bir eğitim almaya ve düşünmeye başladığı zaman tüm adaletsizlikler sömürü ortadan kalkacak ve meydan okuyan yazan düşünen insanlara kalmak dahası öğretmen mimar doktor sağcı solcu aynılaşacak insanlar birbirlerini kimliklerinden dolayı dışlamayacaklar yani eşit yurttaşlar haline geleceğiz ve bizleri sömürenleri aşağılayanları çok daha iyi tanıyacak onların yalanlarla dolanlarına inanmayacağız Halk olarak yoksulluğumuz çalışmamaktan ya da az çalışmaktan değil çok çalışmaktandır ikinci sebebi bizi sömürenler değil kendimiziz duyarsızlığımız ve cahilliğimizdir yaşadığım köyümden hatırlıyorum on ineği kırk koyunu olan üç ineği ve on koyunu olanı hakir görüyor aşağılıyor ve kendilerini zengin ve üstün görüyordular köyde on ineği olan değil kırk ineği olanların sözü dinleniyor onlara saygı gösteriliyordu hayat bir okuldur okuyan yazanlar düşünenler sınıfını geçiyorlar okumayan yazmayan düşünmeyenler sınıfta kalıyorlar tekrar başlıyorlar yeniden sınıfta kalıyorlar hasta olmak isteyenler hasta erken ölmek isteyenler erken ölüyorlar genç kalmak diri kalmak medeni olmak isteyenler de istedikleri gibi oluyorlar demek ki yaşamın dayatması değil biz insanlar olarak neyi istiyorsak onu yapabiliyoruz ülkesini halkını seven insanlara ihtiyacımız var artık ayakkabılarını üstümüze silen kibirli insanlara ihtiyacımız yok ağacın tohumu içinde saklı olduğu gibi toplumunda bilginleri önderlik yapabilecek insanları içindedir zamanı geldiğinde onlar ortaya çıkarlar kurtuluş savaşı kahramanlarımızın çıktığı gibi Ünlü Rus filozofu niçin yaşıyoruz diye soranlara diyor ki önce diğerleri niçin yaşıyor ve nasıl yaşıyorlar sorusunun cevabını arayın sözde bir ozanımız İstanbul’u ima ederek bana buralarda efendi bey diyorlar boşver kardeşim ben senin ola dediğini özledim.