BİR BÜYÜK YAZARIN İNFAZ EDİLİŞİ
Yazmak bence bir tür içten gelme hali doğuştan bazı kimselerde var olan bir duyarlılık bir anlamda yoktan var etme, doğurma gibi insanın içindeki acılarını, yoksunluklarını anlatabilme yaratıcılığı. Benim bildiğim bu konuda dünyada Shakespeare’den sonra en iyi yazar Dostoyevski’dir. Üstadın kendisinin yorularak infaz edilme halini anlatması dünya edebiyatında çok az görülen bir anlatım yaratıcılığıdır… Bizi infaz edileceğimiz bir yere götürdüler, on beş kişiydik yerlere çakılmış on beş kazığa bağladılar. Suçumuz Çar’ın despotluğuna karşı çıkmaktı… Çar tarafından vurularak öldürülmemiz istenmişti. İdam mangası karşımızda yerlerini aldılar, vurulmayı beklemeye başladık. O anları anlatamam ölümle karşı karşıyaydık ,ölmemiz bir an meselesiydi. O an korkunç, mide bulandırıcı ve dehşet verici bir andı, yanımdaki arkadaşıma az sonra İsa’yla beraber olacağız demişti. Bu ölüm kalım anlarını yaşarken bir çan sesi duyduk idam damgası bize doğrulttukları tüfeklerini indirdiler…
Bir subay hadi ‘hadi ölümü yırttınız ,iyi kalpli Çarımız sizleri affetmiş’ dedi. Bizleri bağlı olduğumuz kazıklardan açtılar. İçimizden biri o ölümle yüz yüze gelme anlarına dayanamadı delirdi. Zavallı ölümden kurtuldu ama bu defa da tımarhaneye gitti, kurtulamadı. Dostoyevski yaşadığı bu dramatik olayı sonra yazdığı bütün romanlarına işledi. Üstadın okunmasının önemli sebeplerinden biri hatta en önemlisi bu olaydır. Yazarların büyüklüğü ve ünleri duyduklarına, gördüklerine ve yaşadıklarını böyle Dostoyevski gibi birikimleriyle birleştirip edebi bir dille anlatabilmelerindendir. Yaşar Kemal; ”Anadolu’nun kedisiydi, kokusunu alamadığı yer kalmadı Anadolu’da” der. Bedri Rahmi Eyüpoğlu Türkiye’nin de bu yaratıcılık anlamında Sait Faik, Oğuz Atay, Mehmet Akif ve Nazım Hikmet gibi çok önemli yazarları vardır. Yazarlık konusu tartışılması gereken bir konudur. Yaşar Kemal gibi dünya çapında büyük bir yazar dururken Nobel komitesi Nobel’i Orhan Veliye verdi. Aynı komite dönemin Rusya’nın dünya çapında ki büyük yazarı Tolstoy’a vermedi, bir devrin kaçkınına verdi. Nobel komitesi dünya emperyalizmin kültür yoluyla ülkeler sömürmeye çalışır Sartre büyük onurluluk göstermiş. Bu komitenin verdiği o sömürü kokan ödülü almamıştır. Ben sanatçıyım diyen herkes sanatçı değil. Bugün Türkiye’de kendisine sanatçıyım diyen ama sanatta ve sanatçılıkta yakından ve aktan hiç ilgisi olmayan bir sürü insan var. İki cümle şey karalıyorum diye ben şimdi kendime yazar mı diyeyim ? gülerler insana… Andrey Tarkovski; “dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır” der. Sanat görülmeyeni, yasaklananı göstermeye çalışır. Sanatçı bu anlamda devrimcidir, Değiştirici ve dönüştürücüdür. Halkın bilinçlenmesinde sanatın rolü çok büyüktür. Yazarlar, çizerler iktidar tarafından halktan gizlenmiş şeyleri yazarlar, ozanlar, türkücüler ve şarkıcılar halkın dertlerine konu olan besteler yaparlar . halkın sanatçıları sessizlerin sesi, gölgede kalmışların güneşidir. Tam bir yazar olamadım iyi bir yazar olmak için tonlarca ekmek yemem lazım. Bir ofisim yok evimde henüz çalışma odası da oluşturamadım göçebe hayat yaşayanlar gibi kahvelerde, pastanelerde ve parklarda okuyup yazıyorum. ünlü İngiliz Virginia Woolf’un dediği insanın kendisine ait bir odası olması şart. Böyle bir odanı insanın bazı hayallerde gizlenmesi, düşünmesi, yazması için şart.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.