BEN DELİ MİYİM 2
Ben tuhaf biriyim, yani normallik sınırlarını aşıp delilik makamına ulaştığımı psikolojik tedavi gördüğüm zaman doktorumdan öğrenmiştim. Daha önceleri kız kardeşim zaman zaman yüzüme manalı manalı bakıp, abi bende seni akılı biri sanırdım demesinden şüpheleniyordum ama açığa vermiyordum. Bazen de annem . Allah herkese akıllı bana bir deli verdi derdi. İnsanın kendisini tanıması çok önemli. Sokakta yürürken zaman zaman arkamdan deli diye laf atanlara, eskiden olsa kızardım kendimi tanıdıktan sonra kızmıyorum. Aksine keyif alıyorum. Delilik denince hemen aklıma çocukluğum gelir. Çocukluk çok önemlidir. İnsanlara sormuşlar elinizde olsa hayatınızdan neyi geri almak istersiniz? Çoğunluk çocukluğum demiş. İnanın bana sorsalar. Ben çocukluğumu istemem. İşte benim deliliğim budur. Çocukluğum çok kötüdür. Çocukluğumuz ana vatanımızdır, derler. Annemle aramızda ki en önemli bağ çocukluğumdur. Benim çocukluğum çok kötü geçti. Kocaman adamlar beni çok dövdüler. Bu yüzden çocukları çok severim, onları korurum. Bu yüzden çok kavgada etmişimdir. Bizler onlarsız hiçiz. Ruhumuzun ilaçlarıdır onlar içlerinde asi ve İsyankârları olabilir. Onlara daha çok önem verelim. Sabır kapısına gidip geliyorum. İçimdeki çocukluğu ne kadar atmaya çalışsam da olmuyor. İçimde uyanan ilk dev çocukluğum olmuştur. Kırk yıl sonra uyanmıştı. İnsan çocuklukta yaşadıklarını anlayamıyor. Size ağladığınız zaman birisi sus ağlama dediğimi ya da güldüğünüz de nasıl gülüyorsun, ayıp utanmıyor musun dediğimi yüzlerce kez evi terk edip dağlara gitmek istemişim. Size bir şey söyleyeyim mi insanların en zalimleri en yakınlarımızdır. Ben bana kötülük yapanların çoğunun yedikleri yemeklerin tabaklarını yıkamışım. Ayakkabılarını boyamışım. Çocuklarına simit kendilerine de gazete satmışım. Şunu da söyleyeyim hayatla mücadele de ben kazandım. Çünkü çektiğim acılar yoksulluklar beni biledi. Fikirlerimin hayatın içinde karşılıklarının olduğunu tanıyanlara ispat ettim. Nefi’nin şu değişi çok hoşuma gider, derki. “Zenginlerin lütüf lütüf sofrasının ikiyüzlü yiyeni olmaktansa bulgur çorbasına kanaat ederim kimse kimsenin aklından geçenleri anlayamaz.” Benim yoldaşlardım da yarınları olmayan aykırı düşünenler, huzur evlerinde kalanlar, kadın bakım evlerinde kalanlar, sokaklarda yatanlar oldu. Hayatım boyunca kimseye nasihat vermedim. Nasihat’ ı sevmem de yoksula garibana güç ver, yoldaş ol, paranı paylaş ne olur çocukları sevin. Onlara güvenin çocukların atları, köpekleri ve kedileri nasıl seviyorsalar sizlerde onları öyle sevin. Çocukları hayatımızdan çıkardığımız zaman geriye hiç bir şey kalmaz. Bütün çocuklara selam olsun. Yüzleri hep gülsün. Ardahan’ın Hanak kazasının Yamaçyol köyünde değil de İzmir’de Etiler’de doğmuş olsaydım. Başka bir yaşamım olurdu. Bunu da biliyorum. İnsanın doğduğu yer kaderidir derler. Kaderde sonuçta değiştirile biliyor bu da insan elinde.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.