Bakan da itiraf ettiğine göre !..
Konumuz, Yüksek Hızlı Tren (YHT). Bilindiği üzere, güvenli yolculuk için gerekenlerin tümü yapılmadan seferlere başlanıldı. Bunu söyleyenler, işin uzmanı teknik kişiler. Ama, olsun dediler. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olduğu seçimler için propaganda yapılacak değerde görüldü ve seferleri büyük reklamla başlatıldı YHT’nin.
Tabi, tartışmalar da uzadı gitti…
Şimdilerde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’dan bir itiraf geldi. Diyor ki sayın bakan, ‘’Ankara-İstanbul hızlı treninde sinyalizasyon çalışmaları bitmedi. Ancak güvenlikle ilgili bir sorun yok. Çünkü sinyalizasyonu bitmeyen bölüm hızlı değil konvansiyonel olacak. Orada hız sinyalizasyon bittiğinde de sadece yüzde 10 artacak. Sertifikasyonları alındı. 85 bin kilometre deneme sürüşü yapıldı. Ben teknik olarak güveniyorum.”
İyi de, işlem her yönüyle tamam değilse neden hizmet vermeye başladı ki ?
İki ay sonra hizmete girseydi, kimin ne kaybı olurdu ?
Neymiş efendim;
Sertifikasyonu, akreditasyonu alınmış durumdaymış...
Sadece Gebze-Köseköy arasındaki sinyalizasyon çalışmaları tamamlanmak üzereymiş… O hatta maksimum hız, sinyalizasyon bitse bile 118 kilometre olacakmış...
Savunma da, çok teknik. Şöyle ki;
‘’Konvansiyonel hatlarda gerekli güvenlik altyapısını sağladıysanız, sinyalizasyon olmadığında da sıkıntı olmaz. Dışarıyla bağlantılarını tamamen kesiyorsunuz. Hangi hattan gideceğini net olarak ortaya koyuyorsunuz. Herhangi bir sıkıntı yok. Bu şekilde de devam edebilir. Ama biz mutlaka burada da sinyalizasyonu 2 ay içinde bitireceğiz.”
Bu açıklamaya komik bile denilmez.
İşini eksik yap,
Can güvenliğini hiçe say,
Olmazsa, nasıl olsa gerekçelendirecek teknik terimler bulursun…
Sinyalizasyon olmadığı bu durumlarda, mekanik iletişim devreye giriyor. Yani, güvenlik telsiz iletişimi ile sağlanıyormuş. Makinistle yer ekibi arasında sürekli telsiz iletişimi kuruluyormuş. Hatta birilerinin girmesi veya engellemesi de söz konusu olamazmış.
Bu sayın Bakan, hangi çağda yaşadığını düşünüyor acaba ?
Saatte 275 kilometre hıza ulaşabilen, Ankara-İstanbul arası yolculuğunu 3.5 saate indirecek olmasıyla övünülen bu projenin güvenliği, teknolojinin bu kadar gelişkin olduğu bir dönemde, makinistle yer ekibi arasında sadece telsiz iletişimine endeksleniyor.
Ve, umarsızca ‘’hatta birilerinin girmesi veya engellemesi söz konusu olamaz” denilebiliyor.
Bunun adı aymazlıktır…
Belki binlerce insanın yaşamı, Başbakan’ın seçim hırsına heba edilmiş olabilir. Yaşayarak göreceğiz, umarız tatsız olaylarla karşılaşmayız. Yoksa, o sayın bakanı, hiçbir hukuk kuralı kurtaramaz…
Bakan da itiraf ettiğine göre, daha dikkatli olunmalı, daha kuşkucu bakılmalı, hiç yoksa kendi can güvenliğimizi sağlayacak önlemler almalıyız.
Sonradan ‘’ah-vah’’ etmek bir işe yaramaz.