Yaşadığımız olaylar insan kirliliğinin arttığının göstergesidir.

İkiyüzlülük, çıkarcılık, aşırı övünme, gösteriş, düzensizlik, yolsuzluk tüm bunlar insan kirliliğinin önemli göstergeleri.

Yaşanan bu kirlenmişlik toplumda yanlış algı yanlış değerlendirme eğilimlerini ortaya koyuyor.

Bizim kuşak insanlar iyi hatırlar.

12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı merhum İlhan Selçuk önce ekmekler bozuldu makalesi çok tartışma yaratmıştı.

Bugün ise yaşananlar geçmişe şapka çıkartacak türden gelişmelerdir.

Bozulan ekonomik durum, hatta yaratılan çevre kirliliği, tarih ve coğrafyanın tahribatı zaman içerisinde telafi edilir.

Ancak zor olan insan kirliliğinin, ahlaki çöküntünün giderilmesi yozlaşma eğiliminin önlenmesidir.

Yozlaşmış örnekler topluma başarı gibi sunulurken karşıt tarafın önerileri samimi bulunmayabilir.

“Hadi canım sende” diye geçiştirilebilir.

Ancak sorunların gerçek çözümünü arzu ediyorsak öncelikle insan kirliliği ile ciddi savaşım vermek zorundayız.

İnsanımız etik ve ahlaki açıdan temizlenmeden ne kalkınabiliriz nede demokratik bir ülke olabiliriz.

Ne tarihimizi, ne coğrafyamızı hatta ülke bütünlüğümüzü özgür, bağımsız bir ülke olarak bağımsızlığımızı sürdürme imkânımız zorlaşır.

Toplumlar ve ülkeler bir anda batmıyor.

Tarihte bunun birçok örnekleri var.

Osmanlı imparatorluğu 200 yılda battı.

Tarih bilinci olmayan bir toplum hep başkalarının yanlışlarını tekrar eder.

İnsana dair yapılacak olan her yatırım geleceğimizi garanti altına alır.

Bu yüzden en kısa sürede kendimizi toparlayıp hayal dünyasından kurtulmalıyız.