ANLAŞILAMAMAK
İnsanların en önemli şikayetlerinden biridir anlaşılamamak özellikle de kadınlar bu konuda çok dertlidirler olduğum romanlarda öykülerde izlediğim dizilerde filmlerin hepsinde kadınların bu sıkıntılarını gördüm bu konuda danıştığım hiçbir kadın bunun tersini söylemedi göreceli bir konudur her kadının anlaşılamamasının kendine özgü gerçekleri vardır genel anlamda söylemek gerekirse kadınları anlamak gerçekten de çok zordur kusura bakmasınlar ama ben kadınların kendi kendilerini tam olarak anladıklarını sanmıyorum nerde ne zaman anlayacaklarını hangi sözü söyleyip söylemeyeceklerini kimse anlayamaz güneş gibi bir parlar sonra hemen sönerler onlara ayak uydurmak dünyanın en zor işidir haa bütün bunlar kötü müdür asla kötü değildir böyle oldukları için onlarsız yapamayız böyle oldukları için yaşama büyük bir anlam katarlar heyecan katarlar hal böyle olunca erkeklerin özellikle de kimi erkeklerin yani orta zekası olan erkeklerin kadınları anlaması çok zorlaşıyor kara cahil bir adamsa nerden anlayacak bu kadar büyük duyguyu ve sevgiyi hele bir de önyargıları varsa adamın ki bütün cahil adamlar aynı zamanda önyargılıdırlar kadınları anlamak kahvelerde okey oynamak makina başında çalışmaya benzemez özen ister duygu ister nezaket ve zerafet ister ayrıca da yalansız dolansın hilesiz bir yüreğiniz olacak evleninceye kadar yine neyse ama evlendikten sonra erkeklerin bir kısmı evlenmeden önce ki bütün davranışlarını bir kenara atıyor nezaketi zerafeti önemsizmiş gibi sayıyor dövüyor hakaret ediyor bununla da kalmıyor öldürüyorlar sevgili dostlar bu tür durumlar karşısında inanın kadın olmuş olsam bende isyan eder ve gönül koyarım bu durum yalnız kadınlara özgü bir durum da değil ülkemizde aynı zaman da erkeklerin de sorunudur anlaşılamamak ülkemizde her yıl 500 e yakın kadın öldürülüyor bu cinayetlerin altında yatan en büyük sorun anlaşılamamak sorunudur çok acıdır ki ülkemizde toplumun bir kısmı birbirlerini anlayamamaktan şikayetçidir bu iş bir eğitim sorunudur bunun için bilim insanları bu konuda her yıl yüzlerce makale yayınlıyorlar kısa sürede birbirlerini tanıdıklarını sananların evlilikleri uzun da sürmüyor birkaç ay geçmeden boşanıyorlar istatistiklere göre yılda 100 kişi evleniyorsa o yıl 300 400 kişi boşanıyor işte bütün bunların nedeni insanların birbirlerini anlamamaları birbirlerinin işlerini zorlaştırmalarıdır böyle konuşarak sorunları daralttığımı sanmayın sorunun önemli nedenlerinden biri eğitimsizlik ve geçim sorunudur ekonomik alt yapısı olmayan bütün toplumlarda böyle şeyler rutin şeylerdir kendilerini doğru dürüst tanımayan insanlar başka insanları nasıl tanıyacaklar tanımak ve anlaşılmak konusu da zor bir konu değildir sonuçta bu da öğrenilen bir konudur okumak düşünmek gerekiyor sözünü ettiğim sorunun bir kısmını pratik hayatta bir kısmını da okuduğum kitaplardan öğrendim benim eşime de birileri sizi anlıyor mu sorusunu sorsalar kesinlikle anlamadığımı söyleyecektir bunu zaten yüzüme de söylüyor bu onu anlamak istemediğimden değil anlayamadığımdandır yoksa bu konuda gerçekten büyük çaba gösteriyorum Tolstoy gibi adam bile anlayamadı eşini bu konuda Tolstoy’un eşi Sonya Tolstoy’un yazdığı bir kitapta vardır eşlerini anlamak isteyen erkeklerin bu kitabı okumalarını öneririm dünyanın en önemli mankenlerinden birinin bir kadının garajında yüzlerce lüks otomobili varmış bir gazeteden okumuştum ama kadın bit pazarlarından giyiniyormuş şimdi bu kadını nasıl anlayacaksınız Türkan Şoray evlendi bir bebeği oldu sonra boşandı cihan Ünal gibi Türkiye’nin en zarif en kibar ve en entelektüel adamını kendisini anlamadığını söylemişti bence anlaşılmayan olan Türkan şorayın kendisiydi Leyla ile mecnun tanıştıkları zaman hemen evlenmiş olsaydılar inanın iki yıl geçmeden ayrılırlardı bütün bunlar kadınların ne kadar anlaşılamadık olduklarını göstermiyor mu kimi erkekler anlamadıkları eşlerini deli diye suçlarlar asıl bunu söyleyeceklerine anlaşmanın bir yolunu araştırsalar çok daha doğru olacaktır eşler birbirlerini anlamak için gerçekten biraz çaba gösterseler her yıl ülkemizde bu kadar kadın öldürülmeyecektir önyargılar ve cahillik ortadan kalkmadıktan ve herkes özgün ve özgürlükçü bir eğitim almadıktan sonra ülkemizde bu kötülükler devam edecektir sevgili okurlar bırakın eşlerimizi anlamayı çocuklarımızı bile anlamaya çalışmıyoruz kendi önyargılarımızı ve cahilliklerimizi onlara da dayatıyoruz ve böyle yaparak hayatlarını zindan ediyoruz bu konuda şikayeti olan milyonlarca çocuk var psikologlara gidenlerin büyük çoğunluğu kadınlar ve çocuklar dostlarımız komşularımız ve akrabalarımız için de aşağı yukarı vaziyet aynıdır birbirini anlamayan dinlemeyen bir toplum olmuş durumdayız içimizde ne kadar yalan dolan kötülük taşıdığımızı bizden başkası bilmez bu anlamda başkalarını suçlamak yerine önce kendimizi eleştirip içimizdeki bu kötülükleri kendimize itiraf etmeliyiz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.