ALİ BEYLE – TUNCERİN ÖYKÜSÜ
İstiklal caddesinde bir sahafta tanıdım ali beyi epeyce pahalı ola bir kitabı almamda benden yana tavrını koyunca. Kitabı istediğim fiyata aldım ve çok sevindim sağ olsun ali bey sayesinde iki yüzyıl önce yazılmış bir kitabın sahibi oldum. Bey oğlundaki sahafların çoğu varlıklı kimselerdir çoğu zamanlarını değerlendirmek için bu işi yaparlar ali bey orta tabakadan kibar bilgili hoşgörülü bir adam sahafta bir süre sahafta bir süre sohbet ettik beni en çok sevindiren tarafı annesini çok sevmesi ve ondan övgü ile söz etmesi oldu golf oynamayı ve piyona çalmaya annemin karnında öğrendim demişti.
Hayat insana aklına gelmeyen ve hayalini kuramadığı şeyleri gösterir bazense hiç istemediğimiz bir işin başkahramanı yapar anneme istemediği bir yoksunluğu vermiş hayatı boyunca ağlamasına ve acı çekmesine sebep olmuştur hayat. Ali neyin annesiyle benim annem sosyal-kültürel ve ekonomik olarak hayatın farklı farklı erlerinde yaşamışlar ali beyle benim yaşadığım gibi onun annesi zengin bir kadın benim ise yoksul sadece ilk okul okumuş garip bir köylü kadınıydı ama ikisi de kadın.
Hakkında söylediklerime ali bey ilk önce inanmadı böyle şeyler yaşanmaz diye sonra inandı inanınca morali bozuldu sevgili annem teşekkürler yaşadı öldü babaannem anneme devamlı gelin inşallah erkek doğuruşunda oğlumunsa dalı kolu olur dermiş bu söz çok zoruna gidermiş yapacağı da bir şey yokmuş kendi iradesi dışında ailenin aldığı karar yüzünden anne olmaya zorlamış aslında birkaç yıl doğurmak istemiyormuş ama zorunlu olarak bir yıl sonra doğurmuş erkek olması istenen çocuk benim erkek değil de kız olsaydım anneme kötülük yaparlardı.
Bende ali beye söz arasında sen annenin karnında piyona bende çobanlık öğrendim dedim bende bebekte - Suadiye’de – beşik taşta ve bey kozda doğmuş olsaydım bende annemin karnında yazarlığı öğrenirdim dedim güldü ve ironi yapıyorsun dedi hayır ciddi söylüyorum dedim hiç istemiyorum ama ülkemizde bir tarafta trilyonerler bir tarafta ise açlar benim gibiler var hayatım boyunca aç kalma korkusuyla yaşadım hayata, insan ve topluma bakış açım bu korku altında şekillendi bu yüzden olsa gerek önüme gelen yemek soğukmuş-tuzsuzmuş-azmış-yağsızmış-bayatmış hiç itiraz etmeden yedim ama hep umut ettim kötülükler karşısında ayakta tutan en önemli güç yakın bir gelecekte Türkiye dede demokrasinin olacağıdır ali beyle bu konu hakkında da konuştuk ali bey Türkiye’de demokrasinin olduğunu söylemişti demokrasinin Türkiye’de olmayışı halkın istemeyişinden değil sermeye sınıfının engel olduğundandır…
Yoksa kadınlı erkekli yetmiş milyon demokrasi için mücadele vermektedir bu yazı bir makale değildir bir öyküdür zengin varlıklı biriyle yoksul bir emekçini öyküsüdür dikkatli okunursa yazının satırlarında ali beyin annesinin piyonasından çıkan şarkıların armonisini hanım efendinin sesini sezebilirsiniz benim için en kötü gece annemin rahmine düştüğüm o gecedir o gece bir hayat boyu çekeceğim acıların gecesidir o gece birileri zenginleştikçe benim fakirleştiğimin de gecesidir o gece başladı birileri gülerken benim ağlamalarım bu yazıda sadece benim annemle ali beyin annesi yok siz okurlarımın ve tüm ülke insanlarının annelerinin göz yaşları ve acıları var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.