"Yolculuk"
Her şeyin fazlası ziyan diyordu Fazıl omzunda kalbinde zihninde bendinde ama en çok kalbinde olanın fazlası.. Bir de ziyanı var bazı duyguların, şevkat gibi merhamet gibi sevgiyi hissettirmeyi bilmeyen bilemeyen ruhların, elleriyle bir ruhun içine yerleştirdikleri boşluk hissi. Fuzuli'nin sözleri gibi esasen, "Söylesem tesiri yok sussam gönül râzı değil" neden bilmem güzel olanı söylemeye güzel olanı hissettirmeye gitmez bir türlü insanların kalbi-dili. Oysa tebessüm bile sadakadır bilenin niyetinde. Ki bazısının eşref saatlerininde şirazeleri nerededir bilinmez. Tebessümü de vakte sığdırdıya bu asrın insanı, bilmez bugünün kıymetini. Solup giden akşam sefasının ilkbaharın da içilen çayın ve edilen iki fasıl hasbihalin tadını unutturacak kadar geçen yaşamı, bal mı sanır insanoğlu? Yarın demekten bugünün bozulmaz denen balı tadı dahi bozulur kalır. Azı karar çoğu zarar denilen ne varsa ise zaman ile birer buğlem olur anlamsızlaşır..
Kalbinin sadakası bol olanın zengin, bu zenginliğin içindeki asıl nurun temiz niyet ile şereflendiği nice günleri bahşediyor alemin sanatkârı. Kör olmadan kör kalmadan farkedebilirse insan, perspektifi olmayan cansız gözlüklerinde bir süre sonra tozlu bir camdan farkının olmadığını ise fevkalade anlayabilir hale nihayetinde gelir. Kalbi derviş olanın hırkaya ihtiyacı olmaz yürür yolunu pekâlâ bulur.
Önyargıların hükümsüz, tebessümün baki olduğu ve içilen çayın sıcağında dost elini gören tüm kalplere sevgiyle.