Restorasyon programı (2)

Restorasyon programı (2)

‘Kapitalizmin restorasyonunu hedefleyen iyi bir metin’ olarak tanımladığım CHP seçim bildirgesi hakkındaki değerlendirmelerimi sürdürüyorum…

Bildirgenin ‘’Özgürlükler ve İnsan Hakları’’ başlığı altındaki bölümünün devamında deniliyor ki;

‘’CHP, yurttaşların geçmişten gelen kimliklerini ötekileştirmeyecek, yurttaşlık haklarının en ileri düzeye taşınmasını sağlayacaktır. Yurttaşların yaşam hakkına, bedensel bütünlüğüne, maddi ve manevi varlığına yönelik keyfi şiddete ve işkenceye izin vermeyecektir. Muhalif grupların sindirilmesine son verecek; bireylerin haysiyetini ve özel hayatını zedeleyen tüm uygulamaları ortadan kaldıracaktır. MİT, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve emniyet güçleri tarafından yürütülen hukuksuz gözetleme ve fişleme faaliyetlerinin durdurulmasını sağlayacaktır. Gazeteciler, katılımcılar ve öğrenciler üzerinde uygulanan korku ve yıldırma siyasetine son verecektir. CHP, insan hakları karnesi gittikçe kötüleşen Türkiye’nin, yeniden AB ilkeleriyle ve AİHM Sözleşmesi’yle uyumlu bir demokrasi haline gelmesini sağlayacaktır.
Cezasızlık, Türkiye’de bir yönetim ilkesi haline gelmiştir. Hak ihlallerinden yolsuzluklara kadar pek çok alanda yargı önünde hesap vermeyen bir yönetim anlayışı egemen olmaktadır. Hak ihlalinde bulunan güvenlik görevlilerinin cezasız kalmasına göz yumulmamalıdır. Tüm kamu uygulamalarının yasal sınırlar içerisine çekilmesi ve ihlallerin cezasız kalmaması sağlanacaktır. Cezasızlığın önüne geçilmesi, Türkiye’de hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmenin vazgeçilmez ön koşuludur. 
Sosyal demokrat dünya görüşünü benimseyen CHP, bireyin tam özgürlüğünü sağlamak için siyasi özgürlüğün ekonomik özgürlükle tamamlanması gerektiğini savunmaktadır. Demokratik yurttaşlık anlayışının, sosyal yurttaşlık anlayışla desteklenmesi gerektiğini savunmaktadır. CHP mevcut siyasi iktidarın yoksulluğa son verme yerine yoksulluğu yönetme politikalarına, bireyi güvence altına alan güçlü bir sosyal devletin kurulmasıyla son vermeye kararlıdır.
CHP tüm yurttaşlarımız için, başta Aile Sigortası olmak üzere, adil asgari ücret hakkı, sosyal güvenlik hakkı, sağlık hakkı ve eğitim hakkını ayrım gözetmeksizin kararlılıkla gözetecektir. Çocukların, kadınların, yaşlıların, emeklilerin ve engellilerin sosyal haklardan kapsamlı biçimde yararlanabilmesi için gerekli tüm adımları atacaktır. CHP, Türkiye’de yeni bir “sosyal demokratik bir uygarlığın” oluşturulması projesini adım adım hayata geçirecektir.
Ve, laiklik…

Vazgeçilmez ilke olan ve altı ok içinde çok ayrı bir yere sahip biçimde siyasal temel oluşturan laiklik konusu ise bildirgede şu ifadelerle yer buluyor:

‘’Laiklik anlayışımız, demokrasi anlayışımızın ışığında şekillenecektir. İçinde bulunduğumuz coğrafya ve ülkemizde yaşanan gelişmeler laiklik olmadan demokrasinin, demokrasi yaşatılmadan laikliğin güvence altına alınmayacağını açıkça ortaya koymuştur. İktidarımızda din ve vicdan özgürlüğü güvence altına alınacaktır. Siyaset ve din ayrı tutulacak, dinin siyasete alet edilmesine karşı çıkılacaktır. Devlet tüm inançlara ve bireysel tercihlere eşit mesafede duracak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu ilke çerçevesinde hareket etmesi sağlanacaktır. Kurum, çoğulcu ve kapsayıcı bir yapıya kavuşturulacak, gündelik siyasetin dışında tutulacaktır.’’

’’Ayrıştırmaya karşı çoğulculuk ve kaynaştırma’’ başlığı da, Kürt sorununa bakışı kapsar biçimde düzenlenmiş. Ve, şöyle deniliyor:
’’CHP iktidarında, yurttaşların inanç, etnik köken ve yaşam tarzları yüzünden ayrımcılığa uğramalarının önüne geçilecek, bireysel düzeyde demokratik haklardan yararlanmalarının önü açılacaktır. Kimlikler hiçbir biçimde baskılanmayacak; ancak suistimal konusu olmaktan çıkarılacaktır. CHP, toplumu psikolojik olarak kamplaştıran ve diyalog kanallarını kapatan siyasi gettolaşmaya karşı mücadele edecektir. CHP, demokratik yurttaşlık anlayışına ve “bir arada yaşama etiğine” uygun olarak, tüm inanç gruplarına, etnik kimliklere ve bireysel yaşam tarzlarına saygı duyacaktır. CHP iktidarında önyargıların ve şüphelerin geride bırakılması için barışçı bir diyalog dili benimsenecektir.   
CHP, Kürt sorununa da kapsayıcı demokratik yurttaşlık anlayışından hareketle yaklaşacaktır. Sorunun Meclis’te kurulacak komisyonca ve Meclis’teki tüm partileri kapsayarak milli bir siyasal mutabakat ile çözülmesi sağlanacaktır. Türkiye’ye demokrasi ve barış getirecek bu sürecin şeffaflıkla yürütülmesi ve sorunun çözümünün hukuki çerçevenin dışına çıkmadan aranması hedeflenecektir. CHP, Kürt sorununun otoriter bir başkanlık sistemi için pazarlık konusu edilmesine izin vermeyecektir. Bu amaçla öncelikle seçim barajının düşürülmesi sağlanacaktır. Bölgenin ekonomik olarak kalkınması, işsizliğin azaltılması ve yoksullukla mücadele için gerekli iddialı adımlar atılacaktır.’’ 

 

(Sürecek)

Bu yazı toplam 174 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi