Piyasa Ekonomisi ve Toplumsal Zarar…

Piyasa Ekonomisi ve Toplumsal Zarar…

 

 

 

   ‘Her mahallede bir milyoner yetiştireceğiz’ sloganı, Demokrat Parti’nindir. Gerçekten de DP, yandaşlarından milyonerler yetiştirmiş, halkı çürük inanış ve içeriksiz sözlerle uyuşturarak ‘bir lokma, bir hırka’ yöntemine tutsak etmiştir. DP takipçisi iktidarlar da yoksulluğu ‘alın yazısı’ sayanlardan oy yakalamışlardır. Halkçı-devletçi tutumun tasfiyesiyle insafsız piyasa ekonomisi talancıları, ‘harami’ sınıfına terfi etmişlerdir. ‘Sosyal’ sözcüğü eklenen piyasa ekonomisinin ikizi de; çalışma, gelir dağılımı ve emeğe saygıda ancak ‘idare-i maslahatçılık’ rotasındadır.                        

   Günümüzde gelir dağılımında adaletsiz bir dengesizlik vardır. Serbest piyasa uygulamasıyla; %15’lik kesimin, %85 dolayındaki kitleyi bunalttığı bir Türkiye’deyiz. Ne diyor Nâzım Hikmet: ‘Benim; fakir, cesur, çalışkan ulusum…’

    Halkçı-devletçi’ ekonominin geçmişteki ekonomik büyüme hızı aşılamamıştır. Piyasanın ‘sosyal’ tanımlı modelini seçenek olarak sunan siyasetler, liberalizmin başka versiyonudur.  Bu ülkede devlet, halkına yabancıdır. Çünkü artık ‘sosyal’ değildir. Kamu mallarını, satan-savan politikalar egemendir. Cumhuriyet ve devrim örselenmiştir. İnsani erdemler törpülenerek bireycilikler sivriltilmiştir. Ülke suç laboratuvarıdır. Kadına saygısız, uyuşturucuya meraklı, kendini hep haklı sayan, ulusal değerleri yitik, kredi kartına sarılan, işsiz veya çalışmadan kazanmaya hevesli bir toplum yaratılmıştır. ‘Para-malcı’ liberal politikalar, bu ülkeyi mahvetmiştir.

    Aydınlanma baltalanmıştır. Öğrenim; özel okul ve dershanelerin ticari hırslarına yönlendirilmiştir. Kamuoyunu yaralayan hukuksuz gelişmelere tanık olunmuştur. Adil yargı yerine, idarenin baskı kulvarı açılmıştır. Uluslararası ilişkilerde eşitlik ilkesi kalmamıştır. ‘Sevr’ emperyalistlerinden bölücülük destekleri alanlar, ulusal bilinci darmadağın etmişlerdir.   

    Piyasaların iç ve dış sömürüsüne hedefiz. Uygulamada serbest piyasanın ikizi olan sosyal’ piyasa ekonomisi, kimilerince seçenek gibi şöyle öne sürülmektedir: ‘Ekonomide temel amaç, olanak olduğu kadar piyasadır. Devletin emtia ve hizmet fiyatlarını doğrudan denetim altında tutması, piyasaya uygun olmayan müdahaledir. Devlet, sisteme uygun olarak piyasa işleyişini bozmamak ve aksak rekabeti önlemek zorundadır. Bu görüşün; ‘Ekonomik ve sosyal yaşamın sadece piyasa kuvvetlerince düzenlenmesini’ isteyen 19.yy. liberal görüşünden farkı nedir?

   Çıkmazda olan piyasa ekonomisine müdahale etmeyen devlet kalmamıştır. ‘Seçenek’ kaydıyla sunulan ‘sosyal’ tanımlısı da doğasında halkçı ve adil olmadığından, serbest piyasayla uyuşmaktadır.. Kamusal yaşama zarar veren aynı karakter etkindir. Öyleyse ‘istikrar’ modeli, halkını; çalışma, sağlık, eğitim, barınma sorunlarında adaletli kanadı altına alarak ‘kula kulluğu’ önleyen  Kemalist ‘halkçı-devletçi’ uygulamadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

     

Bu yazı toplam 196 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi