Müsilaj mı? O da ne?
Çevre kirliliği mi?
Atıklar sonucu oluşan durum mu?
Kötü kokulu ve görüntülü canlı mı?
Küresel ısınmanın sonuçları mı?
Sanırım hepsi…
Bu ara en önemli çevresel sorunumuz sizin de tahmin ettiğiniz gibi müsilaj, yani deniz salyası.
Haberlerden aşina olduğunuzu biliyorum ama müsilaj, havaların ısınması ile mikroorganizma popülasyonun’daki artışı sayesinde, denizlerdeki oksijen seviyesindeki azalma ile canlıları olumsuz etkileyen organik sümüksü bir madde diye tanımlanıyor.
İlk kez 1979 yılında Adriyatik Denizinde ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Zamanla Marmara, Ege ve Tiren denizlerini etkiledi.
İlk nedeni küresel ısınma!
Deniz karından müsilaj’a bu tarz yeni terimleri maalesef daha çok duyuyor olacağız. Son 30 yılda denizlerde müsilaj görme sıklığı artmış, nedense…
Peki, bu başımıza gelecek olanların bir fragmanı olabilir mi?
Deniz salyası, içindeki bakteri ve virüslerin yeni hastalıkları oluşturacağı konuşula dursun, asıl olan canlıların neler yaşadığı?
Birçok balık ve omurgasız deniz canlısının vücutlarını kaplıyor ve yaşamsal faaliyetlerini sürdürmelerini engelliyor. Yani çok acılı bir şekilde ölüyorlar.
Deniz canlısı deyince aklınıza sadece balıklar gelmesin, bitkilerde fotosentez yapamadıklarından yaşamını yitiriyor.
Denizlerimiz nasıl bu hale geldi?
İlk etki tabi küresel ısınma ile deniz suyunun 1-2 derece ısınması, ama insan kaynaklı etkileri de bir o kadar fazla. Özellikle Marmara denizindeki oksijen oranı 15-20 metrede bol oksijenli alan olarak kabul edilse de dip sularda oksijen %95 oranında azalmıştır. Bunun nedeni bizleriz. Marmara’daki atık artışı, aşırı avlanma, plansız yapılaşma, artan deniz trafiği sayesinde denizler canlılar için yaşanamaz hale gelmiştir.
Buna bir dur demek lazım!
İstanbul’da 5 bin’e yakın işletmeden 0.3 milyon metreküp atık su deşarj ediliyor. Bunların %50’si arıtmadan geçmiyor.
Bu bir facia!
Neler yapabiliriz bir düşünelim!
İlk yapılması gereken, su kalitesini korumak için, atık su yönetimi takibi ve toksik ürünler için sıfır atık deşarjının sağlanması olmalı. Ekosisteme zarar verecek her türlü etkiyi ortadan kaldırılmamız gerekiyor. Tabi bununla birlikte alt yapı sorunlarını da göz ardı etmemeli. Yetkililer harekete geçmeli artık.
Gelelim müsilaja, son 6 gündür İstanbul’da 1700, Kocaeli’de 2 bin 166 metreküp deniz salyası toplanmıştır.
Peki, yüzeyden toplanan salyaya ne oluyor hiç merak ettiniz mi?
Tanklarda toplanıyor, şuan tam olarak ne yapılacağı bilinmiyor, fakat Bursa Teknik Üniversitesi’nde bir grup bilim insanı müsilaj yapısındaki maddelerden gübre, bio yakıt, bio plastik ve tarım ilacı yapmaya ve bu durumun olumsuz etkisini yok edip, ekonomiye katkı sağlamayı planlıyor. Bilim insanlarının söylemlerine göre, Marmara denizindeki kirlenmeyi yok ettiğimiz takdirde denizin 5-6 senede kendisini yenileyebileceği yönünde.
Yine umutla olacakları bekliyor olacağız, bu olayı da çıkarlar doğrultusunda ya da yeni projeye başlamak için bahane olmaması umuduyla. Doğayı katletmeden onun sesiz çığlığına kulak verip ders almak ümidi ile…
Not: marmarahepimizin.com adresinden çalışmaları takip edebilirsiniz.
SEVGİ İLE KALIN