Bu yorumumun girizgâhında vereceğim örnekte isimlendirme yapmayacağım çünkü kurum ve kişileri değil bir duruşu değerlendirmiş olacağım.

Geçtiğimiz yıllarda sol kimliği ile bilinen sevilen bir sanatçı, AKP’li bir belediyenin ilçede konser verme teklifine, “AKP’li belediyelere konser vermem” diyerek tepki gösterdi.

Kesinlikle tasvip etmediğim bir tutumdu. Şöyle ki…

Özellikle nüfus yoğunluğu yüksek ilçelerin yerel yönetimlerinin iktidarında hangi parti olursa olsun, oy oranı yüzde 40-50 ölçeğindedir. O sanatçının o şehirde muhakkak bir kitlesi, tabanı, karşılığı vardır. Belediyenin kültür sanat hizmetleri onlar için de bir haktır. Sevdikleri sanatçıyı dinlemek illaki haklarıdır.

Kurumun belediye olmasından sebep, belediyenin kültür sanat etkinliklerinde de kucaklayıcı olması gerekir.

AKP’li belediyenin kendisine oy vermeyen/vermeyecek bir seçmen kitlesinin kültür sanat ihtiyacına hitap etmeye yönelmesi bir olgunluk,

O sanatçının belediye başkanı ve yönetimini kast ederek tavır alması zafiyettir.

Şahsım adına diyelim ki sanatçının tutumunu takdir ettim.

Belediyelerin kültür sanat dâhil olmak üzere toplumun her kesimine hitap etmesi gerektiğini savunan biri olarak, kendimle çelişkimdir.

**

İşte bu düzlem üzerinden iktidarda kimin yer aldığı fark etmeksizin belediyelerin konser dâhil kültür sanat etkinliklerini destekliyorum. Detaylarda takıldığım olabiliyor..

Bu etkinliklerde en çok tartışılan konu maliyetidir. Vatandaşın bu maliyeti bilme hakkı vardır. Belediye yönetimleri şeffaf bir anlayışla bunu kamuoyu ile paylaşmalıdır.

Ben de herkes gibi davet edilen herhangi bir sanatçının herhangi bir tavrını gerekçe göstererek tepki koyabilirim. Kaldı ki 2008’de bir sünnet şöleni konserine İbrahim Tatlıses’in davet edilmesine Tatlıses’ten sebep atarlandığım vakadır.

Gebze Belediyesi’nin son Ceza konseri sonrası yapılan eleştirilerin neredeyse tamamına karşıyım.

Beni bu yoruma itekleyen sebep; sisteme ve sistemin bugünkü yürütücüsü AKP’ye olan bilinen muhalifliğimden ötürü, Ceza konserine ve benzerlerine neden muhalif olmadığıma dair kimi eleştirel yaklaşımlardandır.

Belediyelerin bu tür etkinliklerini benimsiyor ve destekliyorum da ondan.

Hele ki belediyenin bulunduğu il/ilçedeki her tür sanatçısı, yazarı çizeri ile tiyatrodan müziğe her tür yerel üretimi, beni daha da mutlu ediyor. Ne kadar takip edebildiğim ayrı mesele, varlıkları yeter.

**

AKP Gebze İlçe Teşkilatı’nda önceki cuma günü gerçekleşen çok sesli basın toplantısına Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz de katıldı.

Toplantıyı düzenleyenin iktidar partisi olmasından sebep başta muhalefette yer alan partiler olmak üzere toplumun geniş kesimlerinin mumla aradığı Gebze yerel basını o toplantıya olağanüstü ilgi gösterdi.

İki milletvekili, iki belediye başkanı ve iki teşkilat başkanının sorular yanıtladığı basın toplantısında iki defa söz hakkı aldım. Üç soru yönelttim, bir de yorumda bulundum.

O tür, basının olağanüstü ilgi gösterdiği toplantıda ister istemez, soru sayısında kısıtlamayı kendi kendine getiriyor insan.

Gebze’de Ceza konseri de soru üzerine gündeme geldi ve Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz yanıtladı. Sorunun sahibi ben değildim ancak toplantı bitiminde Başkan Büyükgöz’e Haluk Levent’i de tercihlerinin çok yerinde olduğunu belirtip, “Ama kesmez. Seneye Selda Bağcan’ı da görmek isteriz” dedim.

“Eyvallah. Benim de en çok dinlediğim sanatçı” diye yanıt verdi.

Ben talebimde gerçekçi davrandığım kanaatindeyim. Örneğin, bir Grup Yorum’u önermedim.  

Yani tekrar demem o ki, belediye konserlerine muhalif olmadığım gerekçesiyle şahsıma muhalif olanlar..

Bu tür etkinliklerin varlığına, sanatçı önerisinde bulunacak kadar tarafım…

Gebze Belediyesi bu sezon veya önümüzdeki sezon için Selda Bağcan girişiminde de bulunur mu, bilemem..

AKP’li Gebze Belediyesi’nden böyle bir teklif gelirse Selda Bağcan, “AKP’li belediyenin etkinliğinde sahne almam” der mi, onu da kestiremem ama dilemem.

Ama ola ki Gebze Belediyesi tarafından Selda Bağcan konseri düzenlenirse, “Sebeplerinden biri ucundan kıyısından şahsım olmuş olabilir” derim.

Belediye konserlerine, muhalif olmak ne kelime…