Kirletenler ve ölümler…
Bu kentin yaşamsal sorunlarından biri de, kirlilik yaratıcı unsurlardır. Bu unsurlar yıllardır engellenemez ve kenti kirletmeyi sürdürür.
Evsel ya da endüstriyel atık üreten unsurlarla hava sahamızı kirleten unsurlar aynı yasa içinde değerlendirilip, sudan ucuz cezalara çarptırıldıkları için yeni yatırımlarla önlem almak ve sorunu kökünden çözmek yerine daha az maliyetli olan cezayı ödeyerek yoluna devam etmeyi tercih ediyor.
Unut(tur)ulanlar denilince, 1980’li yılların ilk yarısından itibaren verilen çevre ve hava kirliliğiyle mücadele ilk akla gelen işler biri olma özelliğini, yukarıda söylediğim nedenlerden dolayı koruyor.
Baksanıza, İzmit Belediyesi, çevreyi kirletenlerin en ağır şekilde cezalandırılacağını açıklamış. Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, özellikle boş arsalara, yol kenarlarına, inşaat ve evsel atıklar atanlar tespit edilip haklarında yasal işlem yapılacağı kaydedilmiş.
Sanırsınız ki, bu belediye, sorunu yeni tespit etmiş ve ilk kez cezai yaptırım için karar almış. Yani, pes doğrusu…
Görsel kirlilikle mücadele çalışmaları, kentin dört bir yanında devam ediyormuş. Kent merkezindeki boş arsalara çöp ve benzeri atıkların atılmasının önlenmesi için, sözde bir önlem alınmış. Bu önlemin adı, BARİYER UYGULAMASI…
Tutar mı, tutmaz mı bilemiyorum. Ama, duyduğum ceza rakamının, bugüne kadar uygulandığına pek tanık olmadım. Bu tür sorumsuzlara 105 bin 587 liraya kadar para cezasını öngörülüyormuş…
Belki de, unut(tur)ulanlar arasında bu rakam da önemli yer tutuyor. Bu ölçekteki bir ceza uygulanmış olsa, o kirletici unsurların aynı sorumsuzluğu yinelemesi pek olası değil gibi görünüyor.
Ve işçi ölümleri…
Bu konuyu bir çok kez yazdım ve en azından kendi gündemimin ilk sıralarına aldım ki, belki ‘’ilgililerin kulağına küpe olur’’ dedim.
Ama, olmadı, olamıyor…
İşçi ölümleri, ülkenin ve kentin yoğun gündemi arasında ‘unut(tur)ulanlar’ sıralamasındaki önceliğini koruyor. Kentsel yaşamın yoğunluk merkezi hangi olaya kayarsa kaysın, sözde iş kazalarında yaşanan işçi ölümleri, gündemden hiç düşmüyor, doğal olarak.
İşte, o ölümlerden birine, bu kez TÜPRAŞ’ta iş büyük çaplı taşeron firmalardan TEKFEN’in çalışanları tanık oldu.
Fabrikanın D Kapısı bölgesinde yeni kurulan ünitede torkmetre ile çalışan Taner Sağlam, kullandığı aletin patlaması sonucu etrafa saçılan vidaların göğsüne saplanmasıyla yaralandı.
Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülen bu işçi kardeşimiz de, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ve, 29 yaşına rağmen, ‘’iş kazası sonucu ölüm’’ vakası olarak artık istatistiklere geçti.
Her işçi ölümü gibi, bu da ‘’iş cinayetini’’ unutturmadı. Yani, bu ölüm, ‘unut(tur)ulanlar’ arasındaki yerini almadı.
En azından şimdilik…
Ne kadar unut(tur)ulanlar arasına sokulmak istense de, işçi ölümlerine neden olan sorumsuzlukları unutmayacağız, unutturmayacağız…