KENT SERİSİ 26: BAŞARILI BİR BELEDİYE BAŞKANI NASIL OLUNUR?
Yerel seçimler yaklaşıyor. Mevcut belediye başkanları son toparlamaları yapmaları gereken sürece girerken, yeni adaylar da belirmeye başladı. Bunca zaman yaptıkları, kent için neye hizmet ettiği ve bundan sonraki yapacakları ile nasıl bir harita ortaya çıkacağını, iyi ifade etmeleri gereken önemli bir dönemden bahsediyorum. En büyük sorun ise ekonomik çözümler olacak sanırım. Günümüzde her şey maddi dengeler ile ölçülebildiği için, halk gerçek adımları bekliyor olacak adaylardan. Geçmiş dönemlerden biraz daha zor bir süreç bekliyor bu makamları. Artık hizmet anlayışının değiştiği bu çağda kalite, vizyon, gerçeklik, şeffaflık, adalet ve güven unsurları öne çıkıyor.
Adları unutulmaz belediye başkanları tanıdı bu topraklar, kente kattıkları değerler ve gelecek nesillere bıraktıkları muazzam izleri ile… Ahmet Vamık İsvan, Vedat Dalokay, Osman Kibar, Ahmet Piriştina, Hasan Subaşı gibi… Kitaplar ve kent hafızaları “Efsane Başkanlar ”diyor kendileri için, ne güzel bir miras…
Hizmet verdikleri kentlere, silinmeyecek anılar bıraktılar. Yönettikleri yerlerde renkli mizaçları, verimli tutkuları, samimiyetleri, çalışma prensipleri ve bakış açılarının muntazamlığı ile saygı gördüler. “Saygınlık” kelimesinin karşılığı oldular. Siyasetin içinde oldukları kadar dışında kaldılar. Bilgileri, kentlerine duydukları sevgileri, halkla kurdukları hoş iletişim ve mütevazı nezaketleri ile…
Hepsinin ortak yönlerini düşündüğümüzde, temel benzerliklerini kolaylıkla görebiliriz;
Onlar, çalışma arkadaşlarına, merkez yöneticilerine, halkına şeffaf oldular ve hesap verebildiler,
Onlar, uyguladıkları politikalarında hep net ve güvenilir sonuçları söylediler, vatandaşları ile sağlıklı iletişim kurdular, halkına saygı gösterdiler,
Onlar, medyayı (o zaman sosyal medya yoktu tabii) güç olarak kullanmadılar,
Onlar, belediye organlarını verimli bir şekilde yönettiler, bilgiye, disipline ve çalışkanlığa değer verdiler,
Onların, sağlıklı ve tutarlı bir bakış açıları vardı ve politikalarının devamlılığını sağladılar,
Onlar, kısaca güvenilir ve dengeli insanlardı…
Çok mu zor bu davranışlara sahip olmak? Eğer belediye başkanı olarak hizmet ettiği kenti ve sakinlerini seviyorsa aslında çok kolay. Toplum olarak yıllardır o kadar yıpratıldık ve kafamız karıştı ki, “iyi yönetici kimdir, nasıl olmalıdır?” bölümünü hızla geçtik. Önümüze çıkartılan, bize sunulan seçenekleri nasıl sorgulayacağımızı bile bilemiyoruz çoğu zaman. O kadar niteliksiz hizmetler alıyoruz ki, bize hizmet olarak dayatılan her şeye layık olduğumuzu düşünür hale geldik. Yüksek yaşam standartlarına sahip kent insanları sanki Mars’ta yaşıyormuş gibi davranıyor ve benzerlerini istemeye hakkımız yokmuş gibi hissettiriliyor. Psikoloji alanında nasıl değerlendirilir bu ruh hali bilemem ama çok sağlıklı olmadığı kesin…
Belki yeni belediye başkan adayları için önerilerim olabilir;
- Günümüzde belediye başkanı değil “Şehir CEO'su” sorumluluğunda görev yapacaksınız. Bu makam kamu hizmetindeki en zorlu işlerden biri olmasının yanında en ödüllendirici olanıdır. Bunun nedeni, başkanın, seçmenlerinin çoğunu sadece isimleriyle tanıyacak şekilde değil, iyi hizmetler sunarak hayatlarını doğrudan etkileyecek şekilde bir konuma sahip olmasıdır. “Bir CEO ne yapar, nasıl düşünmelidir?” araştırıp anlamanız gerekiyor.
- Bir lider olarak, kişisel hikâyenizin büyülü bir gücü vardır. Yeniliği ve büyük fikirleri, yönetim tarzınızın bir parçası haline getirin. Bir ekip kurarken, kimlik bilgileriniz için kendi kimyanızdan vazgeçmeyin. Unutmayın, kamu hizmeti, sahip olduğunuz unvan veya pozisyonla ilgili değil, hizmet ettiğiniz insanlarla ilgilidir. Hizmet ettiğiniz insanlar aynı zamanda birlikte çalıştığınız insanlardır.
- İlk olarak, başlamak için bir yangın çemberinden geçeceğinizi bilin. Çemberdeki her seviyeden tavsiye ve fikir alacaksınız. Şehrin finansmanına, operasyonlarına, parklarına, eğlencelerine, sanatsal eylemlerine bakmak ve ileriye dönük önerilerde bulunmak için mesleğinde uzman kişileri görevlendirerek işe başlayın. Fikirlerinin sizden farklı ya da zıt olmasından korkmayın. Bu farklılıklar sizi geliştirecek.
- Çevrenize zeki, deneyimli, dinamik ve birbirinden farklı düşünen insanlar yerleştirin. Gündeminizi ve planlarınızı zorlamaları için onları güçlendirin. Sizi zorlamak için kendilerini güçlü hissettiklerinden emin olun; kendinize ve kendi fikirlerinize meydan okumaya devam edin. Meslektaşlarınızın hepsi olmasa da çoğu aynı zorluklardan geçti veya geçiyor – onlardan tavsiye isteyin ve fikirleri için onlara güvenin.
- Yaşama dair, gündeme ait, afetler, iyi haberler, kötü haberler, gibi aklınıza gelen her şey için bir stratejiniz olsun. Hazırlıksız yakalanmayın, B planları, hatta C ve D planları hayat kurtarır, unutmayın siz bir kenti yönetiyorsunuz…
- Baş edebileceğinizden çok daha fazla talep ve istekle boğulacaksınız. Önceliklerinizin hedeflerinizle paralel olduğundan emin olmalısınız. Onun için zamanınızı nasıl harcadığınız konusunda disiplinli olun. Sürekli fikir değiştiren yöneticilere saygı duyulmaz. Bu durum, güvenebileceğiniz güçlü bir ekip oluşturmayı ve delege edebileceğiniz insanlara sahip olmayı gerektirecektir.
- Birlikte çalışmayı seçtiğiniz meslektaşlarınızla ve topluluğunuzdaki kişilerle güçlü ilişkiler geliştirin. Güvene dayalı ilişkiler kurmak için zaman ayırmanız gerekir. Belediye Başkanları olarak sahip olduğumuz en önemli görevlerden biri toparlayıcılıktır ve bunun için size güvenen insanlarla güçlü ilişkiler kurmanız, kolay etki altında kalan, ayrıştıran, dedikodu yapan davranışlardan uzak durmanız gerekir.
- Mümkün olan en iyi, en bilgili ve etkili belediye başkanı olmak için size sunulan tüm kaynaklarla bağlantı kurun ve bunlarla çalışın. Ve hepsinden önemlisi, strese, fedakârlıklara, huzursuz gecelere ve bazen kalp kırıklıklarına rağmen, sizin adınıza kent için çalışanlarınızı takdir etmek için sık sık mola verin. Belediye başkanı olarak hizmet etmek, bir ömür boyu bir ayrıcalıktır, unutmayın.
- Zorlukları analiz edin ve politik çıkar veya ideoloji yerine gerçeklere ve verilere dayalı çözümler geliştirin. Bilinen gerçeklere dayanarak eylemlerinizi ve kararlarınızı haklı çıkarabilirsiniz, oysa siyasi kararlar farklı inanç ve ideolojilere sahip olanlar tarafından daha fazla sorgulanmaya tabidir.
- Takımda "BEN" kavramı yoktur. İşler iyi gittiğinde övgüleri paylaşırken, iyi gitmediğinde tüm sorumluluğu bizzat siz üstlenmelisiniz. Ayrıca ekip üyelerinize yeni şeyler deneme ve başarısız olma özgürlüğü vermelisiniz. Emin olun sizin için daha heyecanlı çalışacaklardır.
- Kendinizi asla çok ciddiye almayın. Çıplak kral veya kraliçeyi hatırlayın. Unutmayın dünya sizin etrafınızda dönmüyor ve dönmeyecek.
- Aileniz için en az bir tam gün ayırın. Vatandaşlar buna hayran kalacak ve size saygı duyacaklardır.
- Başarılı ve yenilikçi sonuçlara ulaşmak için çeşitliliğe sahip bir ekip (cinsiyet, din, eğitim ve mesleki deneyim açısından) oluşturun ve güçlendirin. Yönetiminizin amacı, vatandaşlarınızın yanı sıra, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayan, herkese dost ve açık bir şehir yaratmaktır. Çocukları “kentsel değişimin savunucuları” haline getirerek, gelecekte yaşamak istedikleri şehri inşa etmelerine yardımcı olun.
- İdeal bir dünyada, şehirlerimizi korumak ve geliştirmek için sınırsız bir bütçemiz olabilirdi, ancak günümüzde bunun gerçekleşmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle, en büyük etkiye sahip alanları (yeni anaokulları, yeni oyun alanları, genç ve kadın istihdamı vb.) belirlemek ve bu alanlar için farklı finansman kaynakları aramanız en temel hedefiniz olmalı.
Kısaca, kentiniz için parlayan bir deniz feneri olmaya çalışın. Büyük hayaller kurun, ülkenizdeki ve bölgenizdeki diğer şehirlere de örnek olun. Davranışlarınızla geçici bir süre oturacağınız sandalyenizi değil unutulmayacak faydalı hizmetlerinizle adınızı ölümsüzleştirin. Ama her şeyden öte GERÇEK SİZ olun… (Devam edecek)