Kâğıt Dahi Üretemeyen ‘’Yerli ve Milli’’ Türkiye
Geçen haftaki haberimde SEKA’nın tarihini yazmış, üreten ve kar eden bu fabrikanın yıllar içinde zarar ettirilerek nasıl kapatıldığını anlatmıştım. Yarım kalan yazımı tamamlamak istiyorum.
SEKA’nın kapatılma sürecinde Kocaeli Üniversitesi öğrencisi olan ve kentte siyasal çalışmalar yapan kamucu gençlerdik. Geleceğimize sahip çıkmak adına sabahları ''Seka Halkındır Kapatılamaz'' afişleri yapıyor, öğlenleri stant açıp imza topluyor, akşamları ise kentin farklı mahallelerinde kapıları çalıp bilgilendirme ziyaretleri gerçekleştiriyorduk.
Fakat bu süreçte işçilerin fabrika içinde başlattığı direniş kent insanı tarafından büyük toplumsal bir mücadeleye dönüşmemişti. Ülke genelinde tepkiler olmakla birlikte yerelde insanların çoğunluğu tepkisiz kaldı. Oysa 1936 yılında ilk deneme üretimi yapan işçilerin ürettiği kâğıtlar başarıyla sonuçlanınca kentin insanları tarafından büyük bir mutlulukla karşılanmış, ilk üretilen kâğıtlar sokaklarda bir bayrak gibi ellerde dalgalandırılmış ve arabalara asılarak İzmit yollarında günlerce dolaştırılmıştı.
Kapatılan bu değerli tesisin arazisine park yapılırken Kocaeli Büyükşehir Belediyesi SEKA’nın eski üretim tesisini Kâğıt müzesi haline dönüştürdü.
Geçtiğimiz günlerde müzeyi ziyaret ettik. Kocaeli'nin sanayi kentine dönüşmesinde ilk adım olan SEKA gitmişti. Kendi elektriğini kendi üreten artanı İzmit halkıyla paylaşan SEKA yoktu artık. Kentte kendi adıyla okullar kuran, çalışanları ve yakınları adına sosyal tesisler açan, sosyal yardımlarda bulunan, İzmit arkeoloji müzesinin kurulmasını sağlayan, işçiler arasında spor faaliyetleri yürüten, kentin tarihini ve kültürünü oluşturan bir miras yok edilmiş, yerine bir utanç müzesi gelmişti. Hatırlıyorum müzeyi gezerken bu koskoca tesisin küçücük insanların elinde yok edilmesini tanıklık ettikçe öfkemiz daha da artmıştı.
Müze, sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapılardır. SEKA ise ülke için üreten, ülke insanına kazandıran, ülke için ekonomik güç sağlayan yani yaşayan bir işletmeydi. Yok ettiler. Bitti. Ve bugün kâğıtta dışa bağımlılık öyle bir hale geldi ki, doların ve Euro’nun yükselmesi zaten okuma oranının yerlerde süründüğü ülkemizde yayıncıları dahi kitap basamaz hale getirdi.
Okulların açılmasına az bir süre kala kurda meydana gelen yükselişi okul masraflarını da ikiye katladı. Kâğıtta ki dışa bağımlılık defter fiyatlarında artışa neden oldu. Geçtiğimiz aylarda 1 top A4 kâğıdını 8 - 12 TL arası fiyata alırken bugün en ucuz 1 top A4 Kağıdını 24 TL’ye alır hale geldik. Dergiler sayfa sayılarını azaltırken boyutlarını küçültmek zorunda kaldı.
Şimdi tüm televizyonların haber, tartışma programı ve reklamlarında ‘’Yerli ve Milli’’ vurgulaması yapılıyor. Halk ‘’Yerli ve Milli’’ tüketime davet ediliyor. Oysa hafızalar geçmişi bu kadar da çabuk unutmamalıdır. Bugün ‘’Yerli ve Milli’’ çağrısı yapanlar dün ‘’Yerli ve Milli’’ Olan her şeyi olduğu gibi SEKA’yı da kapatanlardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.