Bunu söyleyenleri duyunca çok şaşırıyorum.

Hangi coğrafyada yaşadıklarını anlamakta zorlanıyorum.

Ve yahut, değerlendirmelerini salt kendi yaşayışları ile yapıyor olmalılar.

Göremeyecek kadar kör, duyamayacak kadar sağırlar.

Yaşayışlar arasında ciddi bir uçurum olduğunun farkında olmamaları mümkün değildir, diyeceğim ancak değiller.

Hani eşekten düşmüşün halinden eşekten düşmüş anlar ya, o misal.

Vatandaş bas bas bağırıyor.

'Sebze,meyve fiyatları yüzünden sadece seyredebiliyoruz.' diyerek.

Emekli malûm , aldığı son fahiş zamla, düşkün haletinde mücadele ediyor.

Üniversiteyi bitirip ziyaretime gelen öğrencilerim, işsizlikten bunalıma girmişler.

Çoğu eğitim fakültesi mezunu   ama atanamamışlar.

Tembel çocuklar, KPSS sınavından doksan ve üzeri alamazsınız böyle ortada kalırsınız işte.

Koskoca eğitim fakültesini bitiriyorsunuz da, basit bir sınavı geçemiyorsunuz.

Kimi ayakkabı mağazasında,kimi hamburdercide çalışıyor.

Okudukları için pişmanlık duyuyorlar...

Beş yıldır mühendislik yapan bir arkadaş, okuduğu için pişman olduğunu belirtti.

'Bir fabrikaya girseydim, mesailerle aynı ücreti yine alırdım.' dedi.

Hele hele, son yıllarda aşırı yol alan inşaat sektörüne hiç aklım yatmıyor.

Mantar gibi bitiveriyor, koca koca siteler.

Güzeltepe yerleşkesinde başlayan bir site inşaatı var.

Merak edip , çalışanlardan birine sordum.

Bir trilyon demez mi?

Altından mı yapılıyor yahu?

Üstelik , söylediğine göre dairelerin hepsi satılmış.

Yok böyle bir şey! 

Dalga geçiyor birileri, diğerleriyle...

Talep oluyor ki, bu fiyatlarda satışa çıkarıyorlar ve satılıyorlar.

Anlamadığım, bu maddi zenginliğe nasıl sahip oldukları.

Çok çalışarak , bu kadar lüks yaşanacağına inanmıyorum, mümkün değil.

Bu işin bir püf noktası olmalı ama yetmiyor demek ki zekamız.

Kesin olan şu ki, ortada güllük de yok gülistanlık da yok.

Polyanna ile büyüdük ama Polyanna öldü çoktan...

Pinokyo' lara bıraktı meydanı...

Son yılların en popüler masalı, Ali Baba ve kırk haramiler.

Açıl susam açıl demeyi öğrenemeyenlere, eyvahlar oldu!