Devlet Bahçeli siyasette belirleyici olmayı çok seviyor.

Ancak ne yapmak istediği pek anlaşılır gibi değil.

Hala gizemini koruyan 2002 erken seçim çağrısı tüm çıplaklığı ile ortada duruyor.

Üstelik kendi partisini meclis dışında bırakmayı AKP’yi ise %32 oy ile tek başına iktidara getirmeyi başarmış bir siyasetçi.

Geçtiğimiz yıl yapmış olduğu ani çıkışla referanduma gidildi.

Önceki gün yapmış olduğu açıklamayla erken seçim tartışmasını başlatmış oldu.

Buraya kadar anlatılanlardan nasıl bir sonuç çıkar bilinmez.

Bazı yorumculara göre 26 Ağustos tarihli erken seçim çağrısı İyi Parti’nin yükselen oy trendinin önüne geçmek için kurulmuş bir tuzak.

Buna karşılık Bahçeli ve Cumhurbaşkanı görüşmesi sonucu 24 Haziran’a seçimlerin alınması kararı verildi.

Olur mu olmaz mı bilinmez...

Ancak görülen fiili bir durum var ki memlekette işler iyi gitmiyor.

Ekonomik veriler çok sağlıklı değil.

Son günlerde sokaktaki manzara umut verici değil.

Önceki akşam spor yapmak için yürüyüşe çıktım.

Yaklaşık dört km yol yürüdüm.

Gezdiğim sokaklarda tanıdık esnaflarla zaman zaman sohbet ettik.

Hiç kimsenin ağzını bıçak açmıyor.

İktidarı koşulsuz destekleyenler hiç bir şey olmamış gibi davranmayı sürdürüyor.

Sonuçta herkesin bir dayanma gücü ve süresi var.

AKP-MHP birlikteliği giderek güç kaybeden bir işbirliğine doğru ilerliyor.

Son genel seçimlerde başkanlık referandumuna kadar iki partinin toplam oylarında ciddi bir erime gözlemleniyor.

Yaklaşık üç yıl önce tek başına rahatlıkla %50’yi bulan AKP bugün yanına MHP’yi aldığı halde beklentileri karşılayacak oya erişemeyeceğe benziyor.

Devlet Bahçeli’nin en büyük sıkıntısı yerel yönetimlerde almış olduğu Büyükşehir ve diğer belediyelerin büyük bir bölümünü kaybetme ihtimali oldukça yüksek.

Anlayacağınız cin şişeden çıktı.

Artık erken seçime gidilse de gidilmese de AKP-MHP ittifakı seçmen nezinde önemli ölçüde zorlandığı gerçeğini değiştirmiyor.

Yaklaşık 16 yıl önce ani bir kararla erken seçim kararı alan Bahçeli 16 sene sonra benzeri bir çıkışla “yeni” bir Türkiye’ye yolculuk yapmaya hazır gibi.

Siyaset her zaman kazandırmaz.

Bazan de kaybettirerek gerçeklerle yüzleştirmeyi sağlar.