GÖKYÜZÜNÜ KUCAKLAYAN KADINLAR
Ona bir kitap vereceğim,
Rahatını kaçırmak için,
Bir öğrenegörsün aşkı,
Ağacı o vakit seyredin…
Melih Cevdet Anday
Bu hafta yazacağım konu ile ilgili notlarımı karıştırırken eskilere dayanan güzel, sıcacık bir yazıya denk geldim. Niyetim Anadolu Medeniyeti üzerine yazmak olacakken bir anda fikrimi değiştirip bu neşeli yazıyı paylaşmak istedim. Yazı aslen Türkçeleştirilmiş fakat çevirmenin de eklemeleri olmuş, bu daha ilginç kılmış bence yazıyı. Maksim Gorki’nin yazdığı gibi; “Yararlısını anlayabilmek için okumak gerek.”
*
“Kitap okuyan bir kadınla yaşa. Parasını kıyafet yerine kitaplara yatıran bir kadınla sohbet et. Kitapları yüzünden dolaplara sığamaz o. Okuyacağı kitapların listesini yapan, 12 yaşından beri kütüphane kartı olan bir kadın...
Okuyan bir kadın bul. Okuyan bir kadın olduğunu çantasında her zaman okumakta olduğu bir kitabı olmasından anlayabilirsin. Kitapçıda, sevgiyle raflara bakan ve aradığı kitabı bulduğunda sessizce çığlık atandır o. Sahafta, eski bir kitabın sayfalarını koklayan kadını gördün mü? İşte o gerçek okurdur. Hele sayfalar sararmışsa kesinlikle dayanamayan...
Kahvecide beklerken okuyan kadındır o. Fincanını dikizlersen, buz gibi olmuş kahvede, kremasının yüzdüğünü görürsün, çünkü o çoktan dalmıştır kitaba. Yazarın yarattığı dünyada kaybolmuştur. Sen de bir sandalye çek yanına. Sana ters ters bakabilir çünkü okuyan kadınların çoğu rahatsız edilmek istemezler. Ona kitabı sevip sevmediğini sor.
Ona yeni bir kahve ısmarla. Yazar Murakami hakkında ne düşündüğünü söyle. Kardeşliğin ilk bölümünü bitirip bitiremediğini öğren.
Okuyan bir kadınla çıkmak kolaydır. Doğum gününde, yılbaşında ve yıldönümlerinde ona kitap alabilirsin. Başka bir hediye aramaz o. Ona sözcükler hediye et, şiirlerden şarkılardan hediye sözcükler, hiç para harcamadan. Ona Neruda, Rilke, Pound hediye et. Kelimelerin aşk olduğuna inandığını bilsin. Gerçekle kitaplardaki gerçeği ayırt edebilir ama yine de yaşamını biraz da olsa, en sevdiği kitaptakine benzetmeye çalışacaktır. Bir biçimde, bunu deneyecektir. Ona yalan söylemeyi dene. Eğer gerçekten söz diziminden anlıyorsa, yalan söylediğini hemen anlayacaktır. Sözcüklerin ardında yatan başka nedenleri de hemen anlar o. Hiç bir şey dünyanın sonu olmayacaktır onun için. Hep yeniden başlar.
Zamanı gelmişse onu serbest bırak. Çünkü okuyan bir kadın, çöküşlerin her zaman zirveyle biteceğini bilir. Çünkü her şeyin bir sonu olduğunu anlar. Hikâyenin devamını her zaman kendi yazar. Tekrar tekrar başlayabilir ve hala kahraman olarak kalabilir.
Okuyan kadınlar bilirler ki tıpkı karakterler gibi insanlar da gelişebilirler. Eğer okuyan bir kadına yaklaşabilirsen, yanından ayırma/ayrılma. Gecenin bir yarısında, kitabı göğsüne yaslamış hüzünlü bulabilirsin onu. Onu birkaç saatliğine kaybedebilirsin ancak her zaman sana dönecektir.
Ona gelişigüzel bir şekilde kalbindeki duygularını açıkla. Okuyan bir kadına yaklaş çünkü bunu hak ediyorsun. Hayal edilebilen en renkli hayatı sana verebilecek bir kadına layıksın. Eğer ona sadece monotonluk, kayıp günler ve yarım yamalak korkak duygular verebileceksen, yalnız kalman çok daha hayırlı. Ama eğer dünyayı ve onun ardındaki dünyaları istiyorsan, okuyan bir kadının dikkatini çekmeye çalış.
Ya da daha iyisi, eğer karşına çıkarsa yazan bir kadına yaklaşmayı dene... Emin ol sana tüm hayatı sunacaktır.”
Rosemarie Urquico
(Türkçeleştiren: Onur Çalı)