Eleştiri ve saygı
Gebze’deki tarihi Çoban Mustafapaşa Camii ve Külliyesi’nin yanında açılan kermes, Belediye Başkanı Adnan Köşker’in başını ağarttı gibi.
CHP Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, bu konuda sert eleştiriler yöneltti ve tarihe saygı gösterilmesini istedi. Çok mu şey istedi dersiniz ?
‘’Caminin tarihi dokusunu bozuyor, çirkin bir görüntüye sebep oluyor’’ eleştirisi kimine göre çok haklı, kimine göre de yersiz. Ama, tarihi dokunun etrafındaki ‘’panayır’’ görünümlü kermes etkinliği, zamanlama ve mekan açısından bence de anlamsızdır.
Kaplan, ‘kermesin seçim yatırımı’ olduğunu iddia ederken, şöyle diyor:
“Seçim yatırımı olarak birilerine söz mü verdin? Söz verdiysen, Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan izin almadan –özel şahsa ait olsa bile- bir çivinin bile çakılamadığı ortamda sen bu alana bir dönem otopark için izin verdin, şimdi de ilkel görüntülü kermes alanını açıyorsun. Bu kermes için kira bedeli alınıyor mu? Bu kermese hangi yönetmelik çerçevesinde izin verildi?’’
Evet, bu sorular mutlaka yanıtlanmalıdır.
Başkan Köşker’in, yeniden seçilmek için farklı kesimlere vaatte bulunduğu bir gerçek. Ama, Anıtlar Yüksek Kurulu onayını almadan cami etrafında ‘ucube’ görünümlü kermese hangi yetkiye dayanarak izin veriyor ki ?
Cami ve Külliyesi ’tarihi ve kültürel bir miras olması’nın yanı sıra ilçe halkının ibadet ihtiyacını da önemli oranda karşılıyor. O yüzden, 1500’lü yıllardan günümüze gelen bu tarihi mirası korumak, yapının tarihi dokusunu ucubeleştirecek biçimde kuşatılıp etrafında çeşitli etkinlikler yapılmasına karşı çıkmak, sadece milletvekili olan bir siyasinin değil, herkesin doğal görevi olmalıdır.
Görünen o ki, Köşker ve kadrosu ‘’piyasacı ve pazarlamacı’’ anlayışlarını, tarihi doku olduğuna bakmaksızın burada da sergiliyor. Külliyenin kaldırımları içinde olan bir alanı kermese açıyor.
Tarihi mirasa hiç yakışmayacak bir şekildeki panayırı görüntüsü, belki Köşker ve arkadaşlarını rahatsız etmemiş olabilir. Ama, ilçe halkı, bu görüntüden rahatsız olmuştur.
Yapılan tarihe saygısızlık, kültür miraslarına değer vermemektir.
Oysa, bu kermes, kent dokusunu bozmadan, insanları rahatsız etmeden, kültür miraslarımızı tahrip edecek noktalara izin vermeden ilgili alanlarda teşvik edilebilirdi. Böylece, tarihe, dokusuna ve ilçe halkına biraz daha saygı gösterilmiş olurdu.
Yoksa ben mi anlamıyorum, ‘’Marka şehir’’ dedikleri böyle bir durum mu ?