ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ
Anayasa Mahkemesinin 52. kuruluş yıldönümünde başkan Haşim Kılıç’ın yaptığı konuşma uzun süre hafızalardan silinmeyecek.
AKP’liler Cuma günü Anayasa Mahkemesi başkanının galiba en çok “gücün etkisiyle gömlek değiştirme” mevzusuna içerlenmiş olmalılar.
Demokrasi böyle bir şeydir.
Eleştiri hakkı kullanmak her özgür bireyin hakkı ve görevidir.
Tek taraflı güç kullanma toplumu suskunluğa ve karamsarlığa sürükler.
Yasama, yürütme ve yargı erklerini tek elde toplamak sistemi zaafa uğratır ve çökertir.
Bunu fark edenler tehlikeli gidişe dur diyenler, darbeci, paralel devlet gibi söylemlerle itibarsızlaşmanın muhatabı haline geldi.
Peki, yanlış yapanlara karşı eleştiri hakkı kullanılmasın mı?
Kurumlar ve insanlar her zaman yanlış yapabilir!
Bu yanlışları eleştiri yoluyla düzeltme imkanı var.
Kötü uygulamalar ülkeyi de toplumu da felakete götürür.
Hukuka ve adalete güven en alt sıralara geriledi.
Güçlü devletler hukuka bağlılıkla yurttaşlarının güvenini kazanır.
Hiç unutmuyorum, yıllar önce bölgemizin milletvekili olan eski Adalet Bakanı Şevket Kazan Gebze ziyaretinde bir gazeteci yargıçlar hakkında şikâyette bulunmuştu, Bakan da nazik bir şekilde yargıçların kararına yönelik herhangi bir tasarrufum olamaz demişti.
Bugün ise yargıçlara, savcılara söylenmedik söz bırakılmıyor.
Elbette yargıçlar ve savcıların yanlış uygulamaları eleştirilsin.
Ancak siyasi iktidara bağımlı bir yargının toplumu ne hale getireceğini bugün yaşayarak görüyoruz.
Keşke bu eleştirileri yargıçlar kendi aralarında gerçekleştirebilse, bu kadar büyük sıkıntılar yaşamamış olurduk.
Her eleştiriden bir sonuç çıkartabilirsek yanlışları telafi etme şansımız olur.
Aksi halde güçlülerin hukuku her gün birçok mağdur yaratır.
Geleceğe umutla bakmanın yolu hukuka olan güvenle mümkündür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.